Medya
  • 10.1.2005 09:46

"ALMA MAZLUMUN AHINI..." DİYE BOŞUNA DEMEMİŞLER!

Fehmi Koru, Yeni Şafak'taki köşesinde Taha Kıvanç müstear adıyla yazdığı yazıda, Turkish Daily News gazetesinin eski sahibi Çevik ailesinin yaşadıklarını yazdı. Ancak, Koru'nun bilmediği bir gerçek vardı. O da, Turkish Daily News matbaasında çalışanların sendika üyeliğinden istifa etmeleri için gördükleri baskıydı. Çalışanlar önce istifaya zorlanmış, eli sopalı ve silahlı adamlar matbaaya giderek işçileri dövmüş, çok sayıda işçi işten çıkarılarak sendika direnişi kırılmıştı. İşçilerin uğradığı haksızlık mahkemelere yansımıştı. TDN çalışanları uğradıkları haksızlık ve zorbalık karşısında seslerini duyuramamışlar, medya adeta üç maymunu oynamıştı.

TAHA KIVANÇ - YENİ ŞAFAK

Bir gazeteci aile

Abdullah Gül'le Ortadoğu gezisine çıktığımız ilk gün uçakta elime aldığımda Turkish Daily News (TDN) gazetesini tanıyamadım. TDN benim iki yıla yakın yazı yazdığım, bir süre basın kartıma sahip çıkmış gazetedir. İlnur Çevik'le televizyon beraberliğimiz var. Ne yalan söyleyeyim, tanınmayacak hale gelmiş TDN...

Göze çarpan değişiklik gri-siyah logosunun kırmızılaştırılması... Cırtlak kırmızıyı İngilizce bir gazetenin tepesinde görmek insanı irkiltiyor. Ama beni çarpan başka bir gariplik oldu elime aldığım o gazetede: İlk sayfada görüşüyle birlikte bir fotoğrafına da yer verilen hükümetin önemli bir ismi, gazetenin ikinci sayfasında daha büyük bir fotoğrafıyla çıktı karşıma; o yetmezmiş gibi üçüncü sayfada daha da büyük bir fotoğrafı vardı aynı bakanın...

"Biri ya bakanla, ya da okurlarla dalga geçiyor" diye düşündüm. Dönünce, gazeteyi 1961'de kuran İlhan Çevik'i veya uzun yıllardır hep üst düzey yöneticisi olmuş Yusuf Kanlı'yı arayıp sormaya niyetlendim... Bana hep böyle olur, mâsum bir merak büyük keşiflere yol açar: İlhan Çevik kendi elleriyle kurduğu gazeteyi terk etmiş...

Yollar ayrılabilir, ancak mesleğimizin en eskilerinden olduğu kuşkusuz, 79 yaşındaki İlhan Çevik'in 'veda' yazısının TDN'de yayımlanmaması üzücü... 62 yıldır 'gazeteci' sıfatını taşıyan İlhan Bey, yazıyı yazmış, gazeteye göndermiş, ertesi gün yayımlanır diye de beklemiş... Beklemesi hâlâ sürüyor...

İlhan Çevik geçmişiyle biraz övünse ne olur; övünmekte hakkı olan ayrıntılar onlar: Devlet Tiyatrosu ve THY'nin ilk basın müşavirliği... 1957-1960 arası Türkiye'nin Londra'daki ilk basın ataşesi... İhtilâl sonrası ülkeye ilk geri çağrılan devlet görevlisi... Ülkemizin 44 yıldır devam eden ilk ve tek İngilizce gazetesinin kurucusu...

Türkiye'de İngilizce gazete çıkarmayı kolay sanacaklara bir uyarım var: TDN'den önceki deneyimlerin hiçbiri iki aydan uzun süreli olamamıştı; TDN çıkarken yapılan denemeler de birkaç ay içerisinde başarısız kaldı. Zaten bu yüzden olmalı ki, Doğan Medya Grubu (DMG), kendisi İngilizce gazete çıkarmak yerine TDN'nin hisselerini satın almayı yeğledi. Önce yarısını aldı, sermaye artırımıyla gazeteyi çıkartan şirketin çoğunluk hisselerine sahip oldu DMG...

Burada, ilk temaslar kurulduğunda 'uyarı' mâhiyetinde İlnur'a söylediklerimi aktarabilirdim, ama bir şeye yarayacağını sanmıyorum. Hayatının 31 yılını babasının kurduğu gazetede çalışarak geçirmiş İlnur Çevik, 'işadamı' kimliğiyle Vatan gazetesine manşet olduğunun ertesi günü TDN ile ilişkisinin koptuğunu gördü. Bunun İlhan ve Nurten Çevik çiftinin kurduğu bir aile gazetesi olduğunu unutmayın; İlnur'un ardından eşi ile iki kızını işten çıkardı TDN, en son olarak da kulis-türü yazılar yazan kızkadeşini...

"Mesaj açıktı" diyor bunları anlatan İlhan Çevik 'veda' yazısında ve ekliyor: "Bunca ilke imza atmış biri olarak bana düşen bir başka ilki daha yapmaya karar verdim: 43 yıl önce kendi kurduğu gazeteyi terk eden ilk gazeteci olmak..." Sizin anlayacağınız, TDN bünyesinde, kurucu aileyle irtibatı sağlayan tek kişi yok bugün... Benim konuyu burada ele almam, İlhan Çevik'in, yıllardan beri kendisini izleyen, gazetesini alan okurlarına teşekkürünü iletmeye yaramaz; ama olsun, bir çok büyükelçilik ve yabancı şirket yöneticisi, bizleri de TDN kadar yakından izliyor...

Yazısının sonunda, destekçi dostları ve okurlarına vedayı müteakip, İlhan Çevik, "Çok uzak olmayan bir tarihte yine buluşacağız" diyor. Tahmin edebileceğiniz gibi, merakımı müthiş kabartan bir cümle bu. Sorunca öğrendim; İlnur Çevik, 'işadamı' sıfatıyla kazandığı paralarla yeni bir İngilizce gazete çıkarma hazırlığındaymış... Biri, kulağıma, "Hoş bir ismi olacak gazetenin" diye fısıldadı...

Gazete patronları rakip sevmiyorlar. Hayır, bu kanaate Aydın Doğan'a bakarak varmış değilim; bu tespiti yaparken gözümün önünde İlnur Çevik duruyor. TDN'ye rakip olacak her yeni girişimde, İlnur, resmen kaplanlaşır, yeni gazeteye hayat hakkı tanımamak için elinden geleni yapardı. Umarım, kendi rakip gazetesini, DMG karşısında ayakta tutmayı başarır.

Bense her alanda rekabeti severim. Neredeyse hergün görüştüğümüz günlerde, rakip gazeteler çıktığı ve tavrı değiştiğinde, "Bırak yaşasın" dediğimi herhalde hatırlar. Tek olmak iyi bir şey değil, husumet çeker... TDN'nin Çevik Ailesi'nin elinden kayışı da çektiği husumet yüzünden...

Türkiye'nin birden fazla İngilizce gazeteye ihtiyacı var...

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:36

İLGİLİ HABERLER