Bilim
  • 24.2.2004 10:22

ALMAN PROFESÖRDEN TERMİK SANTRAL TEPKİSİ...

BAHİR YILDIRIM ADANA- Yüzde 100 Alman sermayeli olan ve aynı ülkeden STEAG ile RWE adlı şirketlerin ortağı bulunduğu İskenderun Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş. (İSKEN) tarafından yaptırılan Sugözü Termik Santrali (STS)'ne tepkiler sürüyor. Santralin çevre adına güzel bir örnek olmadığı yaklaşımı bir Türk'ten değil Alman profesörden geldi. Çukurova Üniversitesi'nin (ÇÜ) 3 yıldır üzerinde çalıştığı ve bugün açılışı yapılacak olan santralin de içinde bulunduğu bölgenin rezerv edilmesine yönelik olarak yürütülen ''Çukurova Deltası'nda Biyosfer Rezervi Projesi'' konusunda ülkelerindeki bilgi ve deneyimi Türk meslektaşlarıyla paylaşmak için 5 Alman akademisyen Adana'ya geldi. Başında Berlin Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Johann Köppel'in bulunduğu ekip, bölgedeki incelemelerinin ardından ÇÜ Ziraat Fakültesi İ. Akif Kansu Toplantı Salonu'ndaki çalışmaya katıldı. Biyosfer rezerv alanlarının planlanması ve yönetimi konusunda uzman olan Alman heyetin, 3 gün sürecek olan toplantının ilk gününde yaptığı değerlendirme dikkat çekti. Toplantıda katılımcı ve gazetecilerin sorularını cevaplayan Köppel, ''Biz kendi ülkemizde yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Türkiye'de kömüre dayalı enerji üretimi güzel bir örnek değil. Ve ben tabii ki buna katılmıyorum'' dedi. Yakın geçmişe bakıldığı zaman Avrupa Birliği'nin çevre konusunda çok önemli rol oynadığının görüleceğini belirten Köppel, AB'nin koyduğu şartların çok büyük sıçramalara neden olduğunu ve dolayısıyla alınan kararların temiz çevre adına çok büyük hizmetler getirdiğini söyledi. Almanya'da kömüre dayalı sistemlerden elde edilen enerjinin, ülkesindeki enerji ihtiyacının çok küçük bir bölümünü karşıladığının altını çizen Prof. Dr. Johann Köppel, ''Almanya'da kömüre dayalı enerji sistemlerinde yeni teknolojiler geliştirildi. Bu tip enerji santrallerinde çevreye verilen zararlar en alt düzeye indirgeniyor. Sugözü Termik Santrali'nde yeni teknoloji kullanılıyorsa çevreye zararları minimum düzeyde olabilir. Almanya'daki enerji politikası daha çok yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik olarak sürdürülüyor. Bu konuda da Türkiye ile Almanya'nın işbirliği yapması lazım. Enerji üretimi konusunda rüzgar, su kaynakları, biogaz ve jeotermal gibi yenilenebilir kaynakların tercih edilmesi gerekir'' diye konuştu. Siyasilerin çevreyi etkileyen politikalar üretirken çok iyi kararlar vermesi gerektiğini ifade eden Profesör Köppel, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in açılışa katılmasının ise Türkiye'nin AB'ye girme sürecinde verdiği destekle ilgili sembolik olarak düşünülebileceğini söyledi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:42

İLGİLİ HABERLER