Gündem
  • 2.5.2007 18:15

ANAYASA MAHKEMESİ HEM BAYKAL'I HEM ERDOĞAN'I ELEŞTİRDİ

MÜGE TUTCALI
ANKARA  - Anayasa Mahkemesi, kendisine yapılan başvurularda her türlü siyasi düşüncenin ve çekişmenin dışında kalarak, Anayasa'da ve diğer yasalarda belirtildiği şekilde hukukun üstünlüğüne dayalı, tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık içinde vicdani kanaatine göre karar verdiğini bildirdi.


Anayasa Mahkemesi'nden yapılan yazılı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi'nin, kendisine yapılan başvurularda her türlü siyasi düşüncenin ve çekişmenin dışında kalarak, Anayasa'da ve diğer yasalarda belirtildiği şekilde hukukun üstünlüğüne dayalı, tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık içinde vicdani kanaatine göre karar verdiği vurgulandı. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yazılı ve görsel basında yer alan Anayasa Mahkemesi'ne yönelik söylemlerle ilgili açıklama yapılmasının zorunlu
görüldüğünün belirtildiği açıklamada CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın sözlerine de atıfta bulunularak şunlar kaydedildi:


"Bu bağlamda "Anayasa Mahkemesi'nin 367 milletvekili bulunmadan cumhurbaşkanı seçilebileceği yönünde karar vermesi durumunda, Türkiye'nin tehlikeli bir çatışma ortamına sürükleneceği" şeklindeki tahrik edici açıklamalar ile çeşitli kişi ve kurumların Mahkememizin verdiği kararları tartışmalı hale getirecek yayın ve ifadeleri kabul edilemez sorumsuz davranışlardır.

Anayasa Mahkememizin, Cumhurbaşkanı seçimine yönelik bir davanın önüne gelmesini arzu etmemesinin nedeni, Üyelerimizin bu konuda karar vermekten kaçınmaları değil böyle bir sorunun Meclis içinde çözümlenmesinin demokratik parlamenter sürece daha uygun olduğu yolundaki düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Her vesileyle ifade edildiği gibi, Anayasal örgütlenmenin temeli olan erkler ayrılığı konusuna Mahkememiz önem vermekte ve yargı görevini Anayasa ve Hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yerine getirmeye özen göstermektedir. Üyelerimiz, devlet ciddiyeti anlayışı içinde bütün Cumhurbaşkanlarına gerekli saygıyı duymakla birlikte kendilerini seçen Cumhurbaşkanına bir diyet borcu olduğunu düşünmemektedir.

Bu bakımdan hangi Cumhurbaşkanının kimi seçtiği gibi bir tespitle değerlendirmeye tabi tutulmaları saygıdan uzak, ciddiyetsiz bir tutum olarak nitelendirilmiştir. Mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen Anayasa'nın 138. maddesindeki, "Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez;tavsiye ve telkinde bulunamaz" şeklindeki açık hükme rağmen, yüklendikleri görev ve sorumluluk bilinciyle bağdaşmayan ve alışılmamış davranışlarının kabul edilmez etkisi ve olumsuzluğunun değerlendirilmesi kamu oyunun takdirine bırakılmaktadır.

Ancak, bu tür hukuka aykırı açıklama ve yayınların Anayasa'nın 138. maddesinin açık hükmüne ters düştüğü ve Türk Ceza Kanunu anlamında ise suç sayılacağı izahtan varestedir. Mahkeme kararını verdikten sonra yapılan "hukukun katledildiği", "demokrasiye kurşun sıkıldığı" gibi açıklamalar amacını aşan ve kurumu hedef gösteren aynı sorumsuz davranışlar kapsamında değerlendirilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da, tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık içinde, Türk milleti adına karar veren ve yüksek yargı organına yakışır şekilde vicdani kanaatine göre davranacak, Anayasa ve hukuk devleti ilkeleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir".

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 19:34

İLGİLİ HABERLER