Türk milletinin kalbinin attığı yer
olan Anıtkabir, bilinen siluetinin yanı sıra bilinmeyen bir çok
gerçeği de 50 yıldır derinliklerinde saklıyor.
Yapımı 9 yılda tamamlanan yaklaşık 150 bin ton ağırlığındaki
Anıtkabir, heykellerinden süslemelerine, kulelerinden kabartmalarına
kadar pek çok özel anlamlarla yüklü...
Anıtkabir Komutanlığı'ndan alınan bilgiye göre,
yapımına 9 Ekim 1944'de başlanan ve 1 Eylül 1953'de tamamlanan
Anıtkabir'in yerini ilk olarak Aydın Milletvekili Mithat Aydın önerdi.
Ata'nın kabrinin yapımıyla ilgili komisyon Etnoğrafya Müzesi,
TBMM'nin arkasındaki tepe (Kabatepe), Ankara Kalesi, Altındağ ve Gazi
Orman Çiftliği seçeneklerini eleyerek tam Çankaya'da karar kılacağı
sırada, Aydın Milletvekili Mithat Aydın daha sonra ''Anıttepe'' olarak
adlandırılacak olan Rasattepe'yi önerdi. Komisyon üyelerinin de burayı
gördükten sonra Aydın'a hak vermeleri üzerine Anıtkabir'in
Rasattepe'ye yapılması kararlaştırıldı.
Türk milletine gömüleceği yer konusunda bir vasiyette bulunmayan
Atatürk'ün yıllar önce bir gezi sırasında Rasattepe'yi gezerken
ağzından dökülen ''Bu tepe ne güzel bir anıt yeri...'' sözleri de
bugün için çok anlamlı...
Anıtkabir için 1941'de açılan yarışmaya, İkinci Dünya Savaşı'nın
en çetin günleri yaşanmasına rağmen Türkiye, Almanya, İtalya,
Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya'dan toplam 49 proje
katıldı. Ancak en çok beğenilen üç proje arasında Prof. Emin Onat ile
Doç. Orhan Arda'nın ''25'' numaralı projesi kabul edildi.
-VATAN TOPRAĞINDA YATIYOR-
750 bin metrekarelik bir alan üzerinde aslanlı yol, tören meydanı,
mozole ve on kuleden oluşan Anıtkabir, 907 metre yüksekte yer alıyor.
Ata'nın kabri 40 tonluk yekpare mermerden yapılan sembolik lahtin
yaklaşık 7 metre altındaki mezar odasında bulunuyor
Türk milletinin kalbine gömdüğü Atatürk, Selçuklu-Osmanlı kümbet
mimarisine göre yapılmış sekizgen şeklindeki mezar odasında ''vatan
toprağında'' yatıyor.
Ölümünden 15 yıl sonra Etnoğrafya Müzesi'ndeki geçici
istirahatgahından Anıtkabir'e nakledilen Ata'nın naaşı, tahnit işlemi
çözülerek, Suriye'deki Caber Kalesi, Kore'deki Türk şehitliği,
Selanik'teki doğduğu evin bahçesi, KKTC ve illerden getirilen
toprakların harmanlandığı ''vatan toprağına'' İslami usullere göre
kefenlenerek ve yüzü kıbleye bakacak şekilde defnedildi.
Ata'nın kabrinin yer aldığı mezar odasına, Genelkurmay Başkanı'nın
izniyle girilebiliyor.
-ASLANLARIN SIRRI-
Türk milleti için kutsal değerlerle kuşatılan Anıtkabir'deki her
mimari unsur ayrı bir mana taşıyor.
Ata'nın kabrine ulaşan 262 metrelik Aslanlı yolun sağ ve solunda
bulunan 24 aslan, ''24 Oğuz boyunu'' temsil ediyor. Türk kültüründe
güç sembolü olduğu için seçilen aslan figürlerinin çift olması
milletin ''birlik ve bütünlüğünü'' vurgularken, aslanların kedi gibi
yatar pozisyonda olması ise bu büyük gücün ''barışseverliğini''
sembolize ediyor.
Ziyaretçilerin de kabrin manevi atmosferine ayak uydurmaya
yönlendirildiği Aslanlı yolda, taşlar Ata'nın huzuruna çıkanların
''başlarının öne eğik'' olması için 5 santimlik çim boşluğu
bırakılarak döşenmiş.
Depreme karşı dayanıklı kılmak için tıpkı bir geminin su altındaki
kısmı gibi toprağın içine yerleştirilen Anıtkabir'de mozolenin iç
duvar ve zemini en nadide mermerlerle kaplanırken, tavanları renkli ve
altın varaklı İtalyan mozaikleriyle süslenmiş.
Milli değerleri temsil eden isimler verilen ve Selçuklu çadır
mimarisinin özelliklerini yansıtan bir mimariyle yapılan 10 kule
Anıtkabir'in siluetine ayrı bir değer katıyor.
-BAYRAK DİREĞİ ABD'DEN GELDİ-
Anıtkabir'in diğer unsurlarında olduğu gibi bayrak direği de çok
özel...
Anıtkabir'in 33,5 metre uzunluğundaki bayrak direğini 1946 yılında
Nazmi Cemal adlı bir Türk vatandaşı ABD'den gönderdi. 4 metresi
kaidenin altında gömülü bulunan direğin 29,5 metresi görülebiliyor.
-MÜZEDEKİ ESERLER-
Anıtkabir'deki Atatürk Müzesi de Ata'nın doldurulmuş köpeği
Foks'tan tıraş takımlarına, bastonlarından aldığı çok özel hediyelere
kadar özel hayatını yansıtan pek çok nadide parçaya evsahipliği
yapıyor.
Ata'nın anne ve babasının fotoğrafları, Türkiye Cumhuriyeti'nin
verdiği eski yazı ve Latin harfleriyle basılmış iki nüfus cüzdanı,
Göğsünde taşımayı en çok sevdiği madalyalardan biri olan 1917'de
Sultan 5. Mehmet Reşat'ın verdiği altın imtiyaz madalyası, Sovyet
Mareşali Voroshilov ve İran Şahı Pehlevi'nin hediye ettiği değerli
taşlarla süslü kılıçlar ve ince bir zevkin ürünü olan saatleri dikkat
çekici parçalar arasında...
Atatürk'ün hem baston hem de tüfek olarak kullanılabilen özel
silahı, manevi kızları Sabiha Gökçen ve Afet İnan'a hediye ettiği çok
özel tabancaların da sergilendiği müzede, manevi kızı Rukiye Erkin'e
hediye ettiği, ancak bir mercek yardımıyla okunabilen metal mahfazası
içinde mini bir Kuran dikkati çekiyor.
-ETİYOPYA KRALI'NIN İLGİNÇ ÇELENGİ...
Milletvekili mazbataları ve 1927 yılında yaklaşık 5 günde okuduğu
Nutuk'un orijinal metninin de yer aldığı müzede, Etiyopya Kralı Haile
Selasiye'nin 1967 yılında Anıtkabir ziyaretinde mozoleye bıraktığı iki
büyük gül dalıyla sembolize edilen gümüş çelenk de en ilginç
parçalardan birisi...
Anıtkabir'deki Atatürk Müzesi'nde ayrıca okumaya büyük önem veren
Atatürk'ün özel kitaplığında bulunan Türk ve İslam tarihi, dil,
edebiyat, sosyal bilimler, bilim ve teknik konularındaki Türkçe,
Osmanlıca, Fransızca, İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça, Farsça, Slav
dillerindeki toplam 3 bin 118 kitap da sergileniyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:14