
Anne babalar kızının birinin kucağında oturmasını ister mi?
Erdoğan, HaberTürk TV, Bloomberg TV ve Show TV ortak yayınında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.
ABD ziyaretine ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, serbest ticaret anlaşması konusunda ABD Başkanı Barack Obama'nın olumlu bir yaklaşım gösterdiğini söyledi.
Cumhuriyetçiler tarafından çalışma yürüteceklerini ve onlardan olumlu sinyal aldıklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şu andaki iktidar, ABD ve AB arasındaki konuda bizi kesinlikle dışarıda bırakma durumunda değil. Biz zaten Gümrük Birliği üyesi olduğumuz için serbest ticarette bu işin dışında kalmamız mümkün değil. Çalışmaların, anlaşmaların içinde yer alacağız. Sayın Obama da 'Bizim burada sizden kopuk birşey içine girmemiz sözkonusu olamaz, sizlerle beraber bu çalışmada olacağız' dedi."
Erdoğan, "Beklediğinizi buldunuz mu?" sorusuna, "Yüzde 100 demesek de büyük oranda belli bir neticeye kavuşturduk. Gittiğimizden çok daha ileri bir konuma taşıdık" yanıtını verdi.
-"Bütün medya dersek, haksızlık yaparız"
Taksim Gezi Parkı'ndaki olayların medyada yer alma şekliyle ilgili, "Siz de medyayı suçluyorsunuz. Medya nerede hata yapıyor? Biz, kimseye yaranamayan noktadayız" sorusunu Erdoğan, şöyle yanıtladı:
"Yok canım, yarananlar var, yaranmayanlar var. Bütün medya demeyelim. Bütün medya dersek, haksızlık yaparız. Bazı medya grupları var ki bunların yanında yer aldı. Öyle gazeteler oldu ki maalesef köşe yazarları özellikle, atılan başlıklarla provakatif çağrılar yaptılar. Onlar kendilerini biliyor. Biz bunları okuduğumuz anda 'Biz nereye gidiyoruz' dedik. Ben bir şeyler duydum. Aracı reklam kurumları, gazetelere, televizyonlara reklam vermiyormuş. Böyle bir şey olabilir mi? Bu tabii bir defa medya grupları için bir sıkıntı, onun ötesinde bir de ülkenin ekonomisi açısından sıkıntı. Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notunu artırdığı bir dönemde siz kalkıyorsunuz, bunu, adeta provake ediyorsunuz. Arkadaşlara 'Bu kuruluşlar kimdir, nedir, hangi kuruluşlar şirketlerin reklamları verilmesi, yayımlanması noktasında bir ambargo uyguluyorlar tespit edin' dedim. Gereği neyse, biz de gereğini yaparız. Başıboş bırakamayız bu işi. İdeolojik davranmak suretiyle o iş gruplarının, holdinglerin reklamını vermiyor. Bu, 'Biz yeri geldiği zaman kalkarız, bu şekilde müdahale ederek, dünyada Türkiye'nin itibarını ekonomik noktada sarsabiliriz'e tekabül ediyor. Böyle bir şeyi nasıl yaparsın ya? Böyle bir yetkin yok."
-"Devletin bir metrosudur, içinde de ahlak kuralları denilen bir şey vardır"-
Başbakan Erdoğan, "Yıllarca ezilen biz ve bizim gibiler oldu" diyerek, Suadiye'de Kur'an kursunda eğitim gören kız çocuklarının marketten alışveriş yaparken terbiye dışı ifadelere maruz kaldığını aktardı.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Böyle bir yaklaşım tarzı olamaz. Bir anda belli ilçelerimizde, belli yerlerin tavrı değişiyor. El kol hareketleri... Bunu zaman zaman bize de yapıyorlar. Çirkin el kol hareketleri de yapıyorlar. Bazen biz bunlara katlamak zorunda kalıyoruz. Biz, bu ülkenin başbakanıyız. Bana o el kol hareketini çirkince yapamazsın. Hele hele bir bayan olarak hiç yapamazsın çünkü yakışmıyor. Ama biz buna katlanıyoruz. Şimdi bu ülkede bunca zamandır bunlara katlanan bir topluluk var ve topluluk şu anda inandığı siyasi değerler noktasında yüzde 50 almış. Yüzde 50 oy aldığı halde birileri hala 'Biz sizi yine ezmeye devam edeceğiz' diyor. Ezmemesi lazım. Ben, yüzde 50 olarak bu ezme hakkını kendimde görmüyorum ama sen sen yüzde 7'yle, yüzde 13-14'le, yüzde 21'le ezme hakkını buluyorsun. Ben herkes birbirine saygı göstersin diyorum. Şu anda biz kimin giyimine kuşamına karışıyoruz."
Ankara'da metrodaki "Edepli davranın" anonsunu değerlendiren Erdoğan, her yerin kendine has bazı kuralları olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Burası devletin bir metrosudur, içinde de ahlak kuralları denilen bir şey vardır. Bu ahlak kurallarını aşarak, birilerini tahrik etmek suretiyle böyle bir şey yapılırsa, bu anons bana göre doğaldır, tabiidir. Bundan niye kaçıyoruz? Buna karşı çıkıyor bir grup, onlar da kalkıp daha sonra orada toplanmak suretiyle, ellerinde alkoller, malkoller. Bu iş değil ki. Soruyorum: Bu toplumun içerisinde değerlerine saygı isteyen anne-baba, affedersin, kızının, birilerinin kucağında oturmasını ister mi? Ama bu toplumun içerisinde bunlar yapılıyor ve birileri de bunu teşvik ediyor. Biz de diyoruz ki 'Kardeşim, bunu, bu şekilde yapmayın, bu kurallara dikkat edin'. Birisiyle kalkarsın aynı bankta yan yana oturursun, sohbetini yaparsın, şudur budur vesaire, detayına girmeye gerek yok. Siz de bir yere kadar saygıyla karşılarsınız. Tayyip Erdoğan olarak ben karşılamam, ayrı mesele. Ben inanıyorum ki bu toplumun içerisinde yüzde itibarıyla kahir, ekseriyeti, karşılamaz. Buna rağmen söylenen herhangi bir şey yok.
Dolmabahçe'de Başbakanlık Ofis'e gittiğimde ofisimin önünden Kadıköy'den gelenlerin durumunu görüyorum. Bütün bu durumları gördüğüm zaman, bunlar benim aslında kendi değerlerimle uyuşan şeyler değil. Buna rağmen 'Toplumumun insanıdır, ben onun giyimine, yaşamına, şusuna, busuna karışamam' diyorum ve saygı gösteriyorum ama aynı saygıyı da ben ondan istiyorum."
Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 14:46