Arap Birliği'nden İsrail'e Somaliland tepkisi

Arap Birliği'nden İsrail'in Somaliland'ı tanımasına ilişkin ilk açıklama

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit, İsrail'in "Somaliland" bölgesini bağımsız bir devlet olarak tanımasını en sert şekilde kınadı.

Aboul Gheit Cuma günü yaptığı açıklamada, Arap Birliği'nin bu adımı tamamen reddettiğini, bunun uluslararası hukuk kurallarının açık bir ihlali ve Birleşmiş Milletler Şartı'nın ve uluslararası ilişkilerin temel taşı olan toprak bütünlüğü ve devlet egemenliği ilkesine bir tecavüz olduğunu belirtti.

Filistin halkına ve komşu ülkelere karşı günlük ihlallerde bulunan işgalci güç İsrail'in bu hamlesini, bir Arap ve Afrika devletinin egemenliğine yönelik bir saldırı olarak nitelendiren Ebu el-Gheit, amacın uluslararası hukuka göre devletlerin tanınmasını düzenleyen kurallara bağlılıktan çok uzak, bölgenin istikrarını baltalamak için üçüncü taraflarla işbirliği yapmak olduğunu belirtti.

Genel Sekreterin resmi sözcüsü Cemal Rüşdi, Lig Konseyi'nin zirve ve bakanlar düzeyinde Somaliland bölgesini (Somaliland) uluslararası alanda tanınan egemen Somali Federal Cumhuriyeti'nin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü doğruladı.

Rushdie, tek taraflı tanıma girişimlerinin Somali'nin iç işlerine kabul edilemez bir müdahale ve bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı tehdit eden tehlikeli bir emsal teşkil edeceği konusunda uyarıda bulundu.

Bugün erken saatlerde, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun ofisi, "İsrail'in Somaliland Cumhuriyeti'ni bağımsız ve egemen bir devlet olarak resmen tanıdığını" duyurdu.

Açıklamaya göre, Netanyahu, Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar ve Somaliland Cumhuriyeti Başkanı karşılıklı ortak bir bildiri imzaladılar ve bildiride "bu bildiri, Başkan Trump'ın girişimiyle imzalanan İbrahim Anlaşmaları ruhuna uygun olarak hazırlanmıştır" denildi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı, bu adıma hızlı bir yanıt olarak bugün yaptığı açıklamada, Bakan Badr Abdel-Aty'nin Türkiye, Somali ve Cibuti'deki mevkidaşlarıyla telefon görüşmeleri yaptığını ve bu adımın "tamamen reddedildiğini ve kınandığını" teyit ettiklerini, "ülkelerin topraklarının bazı bölümlerinin bağımsızlığının tanınmasının tehlikeli bir emsal ve uluslararası barış ve güvenliğe bir tehdit olduğunu" vurguladıklarını belirtti.