
ARINÇ'TAN 'KIZ - ERKEK AYRI OKUSUN' DİYEN VALİYE CEVAP
ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''26 kişilik kabinede 3 arkadaşımızın kabineye milli görüş çizgisini vurduğunu söylemek yanlış, insafsız, haksız bir yorum olur'' dedi.
NTV'de canlı olarak yayımlanan programda soruları yanıtlayan Arınç, ''Bazen senaryolar, uçuk kaçık yorumlar, fanteziler oluyor. Artık bunların hiçbirisine ön yargılı yaklaşmıyorum. Ancak herkes bilir ki ben geçmişten bu yana siyaset yapan bir insanım. Milli Görüşçü olmamdan veya Milli Görüşte siyaset yapmamdan kasıt benim Milli Selamet Partisinden başlayarak, Refah Partisi, Fazilet Partisi çizgisinden bugünlere gelmiş olmamsa bu doğrudur. Ben o partilerde ön planda siyaset yaptım. Ama 2001'de AK Parti'nin kuruluşunu bizzat arkadaşlarımla birlikte kendi elimle gerçekleştirdim. Bugün benim kimliğim, muhafazakar demokrat kimliktir. Geçmişte milli görüş çizgisinde siyaset yapmamın bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Bundan dolayı utanmıyorum, sıkılmıyorum. Ama ben bugün AK Partiliyim. Geçmişten bu yana yanlışlarım, eksiklerim, fazlalarım bunların hepsini dikkate aldım ve Türkiye için faydalı görüşler olabilecek ne varsa ben şahsen o konuda dönüşüme uğradım'' diye konuştu.
Arınç, ''TSK ile ilgili daha önceki açıklamalarınız MGK üyesi olarak bir sorun yaratır mı ya da bir diyalog eksikliğiniz var mı?'' sorusuna şu karşılığı verdi:
''Eksiklik varsa iki taraftan da vardır. Ben kendi açımdan meseleye bakarım. Bir eksiğim, yanlışım varsa düzeltirim. Ben meseleye kurumsal olarak bakıyorum. Geçmişte söylediğim sözler, bir takım davranışlarım kişilere yönelik davranışlardır. Kişilere yönelmiş yanlış davranışları eleştiren konuşmalardır. Ben bunları yaptım ve bunları inkar etmedim. Sayın İlker Başbuğ son konuşmalarında demokrasiye olan bağlılığını ifade etti ve demokrasi karşıtlarının hiçbir şekilde silahlı kuvvetlerde himaye görmeyeceğini söyledi. Benim sözlerimin karşılığı budur.
Silahlı kuvvetler, ordu, bunların tümünü temsil eden asil ve şerefli kuruma hiçbir zaman karşıtlığım olmadı. Onu hedef alarak da hiçbir zaman eleştirmedim. Her kurumda yanlış yapanlar vardır. O kurumlarda yanlış yapanları eleştirerek, kurumların kendi disiplinlerini sağlamalarını ve demokrasiye bağlılık konusunda kendi görevlerini tam olarak yerine getirmeleri konusunda tedbirler almalarını istemişimdir.''
Arınç, ''Koruculuk sistemiyle ilgili çok yönlü bir araştırmanın zamanı gelmiş midir? Münferit bir olay mıdır?'' sorusunu yanıtlarken, muhalefette oldukları ve iktidara geldikleri dönemlerde koruculuk sistemiyle ilgili çalışmalar yapıldığını belirtti.
Arınç, ''Bölge insanını teröriste karşı bir güvenlik aracı olarak kullanmak faydalı düşünülmüştür, bugüne kadar. Geldiğimiz noktada bunu tekrar gözden geçirmeliyiz'' dedi.
Mardin Valisi Hasan Duruer'in yöre halkının kız çocuklarını okula göndermediğini belirterek, kız ve erkek öğrencilerin ayrı eğitim görmeleri yönündeki önerisinin anımsatılması üzerine Arınç, bölgede okuma yazma oranının düşük olduğunu, özellikle kızların çok büyük eksiklikleri olduğunun bilindiğine işaret etti.
Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
''Çocukların ayrı okullarda okutulması belki özendirme amacıyla konuşulmuş olabilir. Anneler babalar çocuklarını erkeklerle bir arada okudukları takdirde yanlış etkilenirler diye yanlış bir düşünceye sahip olsalar bile bu gerekebilir. Sağlık açısından şunu bilmeliyiz ki Türkiye'mizde ergenlik yaşı çok küçük yaşlara düştü. Ergenlik yaşı çocukların farklı psikolojik hareketleri ve davranışlarının olduğu yaşlardır. Ebeveynlere çocuklarına çok daha fazla şefkatle yaklaşmak düşer. Eğer 9'lu, 11'li yaşlarda ergenlik yaşının başladığını düşünebiliyorsak, özellikle o bölgelerde yanlış anlamalara yol açabilecek bazı davranışların oluşumunu da dikkate almamız lazım.
Ama salt şu söyleniyorsa 'Kızlarla erkekler aynı okullarda aynı sıralarda okumasın' katılmam şahsen. Pedagojik açıdan bunun değerlendirilmesinde fayda vardır. Önemli olan çocuklarımızın okumasıdır, tahsilini yapmasıdır. Bunun için pedagoglarımız bize en iyi yolu göstereceklerdir. Belki Sayın Vali'nin çabasını o açıdan düşünmemiz gerekiyor.''