
ARZU BALKAN : TAMER'İN YEDİĞİ HALTLARIN AYRINTISIN ÖĞRENDİKÇE ŞAMAR ÜSTÜNE ŞAMAR YEDİM
Tamer Karadağlı'nın eşi Arzu Balkan, eşinin seks skandalının detaylarını kendisine anlattığını belirtti. Balkan ‘Tamer bana olayı enine boyuna anlattı. Ve tabii, Tamer için önemli olmayan bu ayrıntıları öğrendikçe, şamar üstüne şamar yedim. Acı olan şu: Tamer için özel değilmişim’ diye konuştu.
OLAYDAN sonra konuşan hep Tamer Karadağlı«ydı. Eşinin ilk anda söyledikleri ortalıkları fena karıştırdı. ‘Kocamın arkasındayım’ lafı, tozu dumana kattı. Bu defa da herkes onun üzerine yüklendi: Ne diyordu, durumu nasıl karşılıyordu, ilk söyledikleri doğru muydu, şaşkınlık mıydı, birden acayip merak konusu oldu. İşte size Tamer Karadağlı«nın eşi Arzu«nun olay hakkındaki düşünceleri...
Ne o tavır mı değiştirdiniz?
- Nasıl yani?
Olay patladığında ‘Tamer’in arkasındayım. En azından bana dürüst davrandı’ diyordunuz. Şimdi ise ‘Artık aynı evde yaşamıyoruz’ gibi beyanatlarınızı okuyoruz.
- Hálá aynı evdeyiz. Burası Tamer«in de evi. Ben çok stabil duruyorum. Başta olduğum yerden, bir milim kıpırdamadım yani. ‘Tamer«in arkasındayım’ derken, tabii ki ‘Ne güzel de yaptı beni aldattı. Hem size ne? Yapışırım da, arkasında da olurum. O benim kocam’ manasında söylemiyordum. Evet, utanç verici bir şey yaptı. Beni küçük düşürdü. İnanılmaz aşağıladı. Ama bir şeyi doğru yaptı. Tek bir şeyi: Yediği haltları açık yüreklilikle söyledi...
İÇİM KAN AĞLIYOR
Bu da onun arkasında olmanıza yetiyor...
- Şu anda ne hissettiğimi inanın ben de bilmiyorum. Böyle normal konuştuğuma bakmayın, içim kan ağlıyor. İpliğimiz pazara çıkmış gibi, herkes bizi konuşuyor. Ama şantaj konusunda, o insanları yakalatmış olmasını yürekten destekliyorum.
Hangisi daha önemli? Sizi aldatmış olması mı, şantaj mı?
- Tabii ki beni aldatmış olması. Ama diğer tarafta da yargıya intikal etmiş bir durum var. Bu şantaj meselesi yüzünden pek çok insan mağdur...
Peki olayları detaylarıyla öğrendikten sonra...
- Bir enkaz haline geldim. Şu öyleyim. Yıkık vaziyetteyim. Bütün kalelerim yıkıldı...
BEN AVŞAR DEĞİLİM
Vereceğiniz kararla bir model oluşturacağınızı biliyor musunuz?
- Hayır. Bunun farkında değilim. Böyle olmasını da istemem. Bu büyük bir sorumluluk. Ben Hülya Avşar değilim. İnsanın birilerini affetmemek için sebepleri vardır, affetmek için de vardır. Ben işte bu artıları ve eksileri bir deftere yazma dönemindeyim. Zaman istiyorum, o kadar. Ama tabii şu an kendimi son derece güvensiz, incinmiş ve sıradan hissediyorum. Ben Tamer için hep özel olduğumu düşünürdüm. En çok bu koydu bana. Değilmişim. Ben bu işin ortaklarından biri değildim, o otelde yoktum, ama şimdi resmen bu rezilliğin ortaklarından biri muamelesi görüyorum.
Kasetten haberdar olduğunuzda, görmek istediniz mi?
- Hayır. Ne zaman polis, basına yansıyabileceğini söyledi, Tamer bana olayı enine boyuna anlattı. Meğer yeni bir hadiseymiş, eskilerden bir şey değilmiş, kurgu değilmiş. O zaman tabii ayrıntı sormaya başladım. Tamer sorduğum soruları çok garipsedi. Erkeklerle kadınların beyni farklı çalışıyor. Biz küçük ayrıntılara takılıyor, detay merak ediyoruz. Ve tabii, Tamer için önemli olmayan bu ayrıntıları öğrendikçe, şamar üstüne şamar yedim...
MEDİTASYON YAPIYORUM
Yine de çok sakinsiniz...
- Meditasyon yapıyorum. Kendi kendime telkin ediyorum. Yapı olarak genelde dağılmayı, yıkılmayı benimsemeyen bir tipim. Savaşçıyım yani. Ama sanırım insanlar kendimi yerden yere atmamı istiyor, yapmayacağım.
Eşinizin daha önce de basına yansıyan ‘hikayeleri’ oldu. Yani bu ilk değil...
- İyi de ben inanmamıştım ki onlara. Hálá inanmıyorum. Ben Tamer'e çok güveniyordum. Sevgi, saygı, güven vardı aramızda. Şimdi ikisi yok artık...
‘Bu yıl çocuk yapacaktık’ demişsiniz. Çocuk olmadığı için şanslı mısınız?
- Tabii ki şanslıyım! Bakın, ‘Benim içim rahat. Ben adamı affettim’ demiyorum. Aksine, inanılmaz bir duygu çatışması yaşıyorum. Bir sabah uyanıyorum, ‘Benim acilen boşanmam lazım’ diyorum, hem toplum da bunu istiyor, bekliyor benden; ama ertesi gün ‘Ya sen deli misin’ diyorum.
Tamer’in parasına ihtiyacım hiç yok
Para için bu evliliği sürdürdüğünüz lafları... Nasıl kaldırıyorsunuz bunları?
- Kaldıramıyorum. İnsanların bunu akıllarından geçirmelerine bile inanamıyorum. Ben Tamer'i tanıdığımda ne parası vardı ne şöhreti. Bana gelince, ODTÜ mezunuyum. Allah'a şükür yeterli donanımın var, bir erkeğe ihtiyaç duymadan da hayatımı sürdürebilirim. Tamer'in şanının ve parasının bana sağladığı lükslere ihtiyacım yok. Bunun ima edilmesini bile fena buluyorum. Eğer ben, bir araba aldığı için kocamı affediyorsam, söyler misiniz o oteldeki kadınlardan ne farkım kalır?
Pınar Altuğ olayı göz önüne alındığında sizce bir çifte standart söz konusu değil mi?
- Bu konuda yorum yapmak istemem. Çünkü Pınar Altuğ hadisesinin iç yüzünü bilmiyorum...
Son soru: Tamer Karadağlı’ nın kafasını siz mi yardınız?
- Yok canım, daha neler! Arabanın kapısına çarpmış, öyle diyor.