Ekonomi
  • 26.3.2003 14:22

ASO BAŞKANI ÇAĞLAYAN: ''TÜRK EKONOMİSİNİN CANLI KALKANLARA İHTİYACI VAR''

ZAFER ÇAKMAK ANKARA - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan, Türk ekonomisinin canlı kalkanlara ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, panik havasının spekülatörler dışında kimseye yarar getirmeyeceğini söyledi. ASO'nın Mart ayı Olağan Meclis toplantısında konuşan ASO Başkanı Zafer Çağlayan, ABD'nin Irak'a yaptığı müdahelenin Türkiye'de geniş toplum kesimlerinde topladığı tepkileri ve Türk hükümetinin bölgesel dengelere ilişkin kaygılarını iyi okuyamadığını söyledi. ABD ile Irak savaşı konusunda sürdürülen görüşmelerin siyasal ve sosyal boyutunun dışında kamuoyuna basit bir yardım pazarlığı olarak yansıdığını belirten Çağlayan, tüm bu gelişmeler nedeniyle Türkiye-ABD ilişkilerinde sıkıntılı bir döneme girildiğini kaydetti. Çağlayan, Irak savaşı ve ABD ile Türkiye ilişkilerinde yaşanan sıkıntıların hem makroekenomik dengeleri hem de geleceği ilişkin beklentileri olumsuz etkilediğini savundu. Yaşanan son gelişmelerle, 3 Kasım seçimlerinden sonra yüzde 40'lara gerileyen faizlerin şimdi yüzde 70'lere dayandığını, 5 ay önce 73 milyar dolar olarak açıklananan 2003 yılında çevrilmesi gereken iç ve dış borç miktarının 5 ayda yaklaşık 20 milyar dolar artarak 93.4 milyar dolara yükseldiğine işaret eden Çağlayan, bir ay öncesinde 1 milyon 600 binlerin altına düşen doların, şimdi 1 milyon 750 binlere yükseldiğini, borsanın de bir hafta içinde yüzde 20'leri bulan bir değer kaybına uğradığını kaydetti. 2003 yılında 11.4 milyar doları dış borç, 82 milyar doları iç borz olmak üzere 93.4 milyar dolarlık iç ve dış borç anapara ve faiz ödemesi yapılacağını vurgulayan Çağlayan, ''Borç stokundaki gelişmeler de kaygı vermektedir. Konsolide bütçe toplam borç stoku, Ocak ayında 4.1 milyar dolar artarak Şubat sonu itibariyle 157.4 milyar dolara ulaşmıştır'' şeklinde konuştu. Türkiye gibi dünyanın en sorunlu bölgelerinden birinde yer alan ve sık sık iç ve dış şoklara maruz kalan bir ekonomide yatırımcıların iyimserliğine ve spekülatörlerin insafına dayanılarak bir programın başarıya ulaştırılmasının güçlüğüne işaret eden Çağlayan, bugün varılan noktada hükümeti eleştirmenin bir anlamı olmadığını söyledi. Çağlayan, bugün yapılması gereken şeyin, eski hataları tekrarlamaması için hükümete uyarılarda bulunmak ve Türkiye'nin içine sürüklendiği bu olumsuz durumdan çıkarak programın başarıya ulaşması için somut öneriler geliştirmek olduğunu söyledi. Türkiye'de bugün temel sorunun, iç borçların çevrilmesinde yoğunlaştığına dikkat çeken Çağlayan, bunun nedeninin de yüksek reel faizler olduğunu vurguladı. İnsafsız tefeci faizlerini de geçen bugünkü faizlerin, artık damarlardaki kanı değil damarın kendisini kemirmeye başladığını vurgulayan Çağlayan, ''Bu kemirme Hirudo sülüğünden daha fazla bir emme yapıyor. Biliyorsunuz Hirudo diye bir sülük var ve 22 sindirim kesesi olan bu sülük ağırlığının 8 katını emebiliyor'' diye konuştu. Bu durumun değişmesi, reel faizlerin düşmesi ve iç borçların vadesinin uzatılması gerektiğini kaydeden Çağlayan, ''Çünkü iç borçlardaki ana problem, borcun miktarı olmaktan öte faizin yüksekliği ve vadesinin kısalığıdır'' şeklinde konuştu. 'ABD KREDİSİNİN DETAYLARI NETLEŞMEDİ' Türk ekonomisinin bugün canlı kalkanlara ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Çağlayan, burada bütün vatandaşlara büyük sorumluluk düştüğüne işaret etti. Piyasalardaki panik havasının fırsat düşkünü bir avuç spekülatör dışında hiçkimseye bir yarar getirmeyeceğini kaydeden Çağlayan, böyle bir ortamda sanayicilere düşen görevin paniğe kapılmayarak ekonomiyi, sürüklendiği bermuda şeytan üçgeninden kurtarmak olduğunu ifade etti. Türk ekonomisinin, ABD yardımına aşırı bir biçimde bel bağlamış görünümü verdiğine dikkat çeken Çağlayan, ABD Başkanı Bush'un Kongre'ye teklif edeceği kredinin detaylarının henüz netleşmediğini söyledi. Çağlayan, Devlet Bakanı Babacan'dan, bu kredinin detayları belli olmadan bir açıklama yapmamasını isteyerek, aksi halde büyük bir beklenti içine girileceğini söyledi. İç borçların çevrilmesi konusundaki endişeleri azaltmak için hükümetin, hem iç piyasaya hem de yurt dışındaki Türklere yönelik üç yıl vadeli bir 'savaş tahvili' çıkarması gerektiğini ifade eden Çağlayan, tahvilin faiz yapısının mali sektöre danışılarak ve enflasyon hedefi dikkate alınakak tespit edilmesi gerektiğini kaydetti. Bu teklifinin basına yansımasından sonra bir çok telefon aldığını ve destek bulduğunu açıklayan Çağlayan, ''Burada önemli olan savaş tahvilinden elde edilecek gelirin harcamaları finanse etmek için değil, iç borçların bir bölümünü yeniden yapılandırmak için kullanılmasıdır'' şeklinde konuştu. Hükümetin kamuoyuna sürekli güven tazeleyici mesajlar vermesi gerektiğini anlatan Çağlayan, hükümetin aldığı tasarruf tedbirlerini de desteklediklerini açıkladı. Konuşmasında her yıl 1 Nisan'da SSK primine esas olan tavan ve taban ücretin artırılmasına yönelik yasal düzenlemeyi de eleştiren Çağlayan, 57. Hükümet döneminde gerçekleştirilen düzenlemeye göre 306 milyon asgari ücreti olan bir işçi için 430 milyon sanal asgari ücret üzerinden prim verdiklerini ve bir asgari ücretlinin işveren maliyetinin 600 milyon lirayı bulduğunu belirtti. Çağlayan, sanal asgari ücretin normal asgari ücret seviyesine çekilmesini isteyerek bunun, kayıtdışı ekonomiyi de önleyeceğini vurguladı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:39

İLGİLİ HABERLER