Medya
  • 28.6.2004 16:52

ATV İLE HABERTÜRK BİRBİRİNE GİRDİ!...

ATV Haber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Tezkan'ın Hıncal Uluç'u eleştirirken söylediği 'haber asparagas' sözü Habertürk TV'yi ayağa kaldırdı. HABERTÜRK TV Genel Yayın Yönetmeni Melih Meriç, Tezkan´a nasıl bir cevap verdi? İşte Melih Meriç'in cevabı... Sayın Mehmet Tezkan, Sabah Gazetesinde yayınlanan köşe yazınızda, meslek duayenimiz Hıncal Uluç Bey'in size yönelik eleştirisine cevap verirken, HABERTÜRK'ün Fatih'deki patlamanın görgü tanığı Sevim Şahin'le yaptığı söyleşinin asparagas olduğunu ileri sürüyorsunuz. Hıncal Bey yazmadan önce keşke bize sorsaydı diyorsunuz, keşke siz de yazmadan önce bize sorsaydınız. Ama bundan çok da şikayetçi değilim çünkü kamuoyu denetimine açık bir iş yapıyoruz ve bunları kamuoyunun da bilmesi gerekir. Haberi eleştirirken görgü tanıdığı için ''Yüzünü bile görmediğimiz bir kadın...'' ifadelerini kullanıyorsunuz. İşte o kadın cumartesi akşamı HABERTÜRK Ana Haber Bültenindeydi. Yüzüyle, vucüduyla, aklıyla ve sesiyle... Sevim Şahin'i biz icad etmedik. O otobüsteydi. Bizden sonra TRT de Sevim Şahin'e bağlandı, aynı şeyleri TRT'ye de anlattı. TRT, CNN TÜRK ve Vatan Gazetesi'nden meslektaşlarımız Sevim Şahin'in telefonunu bizden aldı, elbette siz de isteseydiniz size de verirdik. O gün Ana Haber Bültenlerine davet edildi. Sıradan bir vatandaş olduğu ve popülerite peşinde olmadığı için bültenlere çıkmadı. Görgü tanığını diğer meslektaşlarını atlatarak Ana Haber Bültenine çıkarmak ne zamandan beri ''asparagas'' olarak niteleniyor? Hürriyet ve Sabah elbette çok saygın gazetelerdir. Ama bu iki gazetede çıkmadıysa haber değildir diye bir kriter mi var? Bakın Vatan Gazetesi olayın üzerinden günler geçmesine rağmen bugün doğrudan benimle konuşup Sevim Şahin'in telefon numarasını istedi. Düşünün ki, olay, polisin ayağıyla yoklaması sonucu bir bombanın patladığı gün gerçekleşiyor. Hilton Oteli önündeki o yoklamanın Türkiye'nin imajına verdiği zararı düşünün. Böyle bir olayın ardından, bir işyeri ve sabit telefonu olan bir görgü tanığı yanında muhabirimiz varken, bu iddiayı ileri sürüyorsa, haberci bu olayı gizler mi yoksa üzerine mi gider? Haberci, polisin usulen yaptığı açıklamalarla mı yetinir? Olay yerindeki muhabire çılgınca ve heyecanla ''bana görgü tanığı bul'' diye çırpınan Genel Yayın Md. Yardımcısı Murat Ongun, ''Filiz görgü tanığı yok mu, bak oralarda otobüsteki yolculardan birini bul'' sözleriyle en az 10 kere muhabiri canlı yayında görgü tanığı aramaya zorlayan Hülya Yürekli'nin yaptığı habercilik mi yoksa ''asparagas'' mı? Size bilgi veren yetkililer bu iddianın asparagas olduğunu nerden anlamış? Bakın size bir bilgi vereyim; O yetkililerden hiçbiri bu yazıyı yazdığım pazar günü saat 15:30'a kadar Sevim Şahin'i hiç aramadı. Telefonu bizde mevcut. Çok sayıda meslektaşımız arayıp telefonunu istedi, ama hiç bir görevli arayıp bunu bize sormadı bile, Sevim Şahin'i doğrudan da aramadı. Tanığa ''gel bakalım, ne anlatıyorsun sen, ne gördün'' diye sormayan bir otoritenin verdiği bilgiye güvenmek mi habercilik? Gelelim bomba ihbarına...Evet bomba ihbarı haberdir. Eğer Nato Zirvesi'nin hemen öncesinde, sabah Ankara'da Bush'un kalacağı otelin önünde, öğleden sonra da Fatih'te bomba patladıysa bomba ihbarı da haberdir. Eğer polis bu ihbarı ciddiye alıp gidip orada güvenlik önlemi aldıysa bu haberdir. Tıpkı cumartesi günü, biz İstanbul'daki haberciler uyurken Ankara'dan Taki Doğan'ın arayıp verdiği ''şu anda Kınalıada Vapur İskelesinde bomba ihbarı var, iskele boşaltıldı, son üç vapur seferi yapılamadı'' haberi gibi... Sayın Tezkan durum bundan ibarettir. Bize göre toplum bilgi aldığında, ne olup bittiğini tam olarak öğrendiğinde huzurlu olur, bilgiler kendisinden saklandığında değil. HABERTÜRK'ün sorumlu haberciliğe olan taahhüdünü en iyi bilenlerden birinin de siz olmanız gerekir. İyi çalışmalar dilerim.. Melih MERİÇ HABERTÜRK TV GENEL YAYIN YÖNETMENİ Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:28

İLGİLİ HABERLER