LONDRA (İHA) -İngiltere''de gazetelerin manşetlerine son üç gündür olduğu gibi, bugün de Londra''daki bombalı saldırılar yerleşiyor.
Adli tıp ekipleri ve güvenlik görevlileri kanıt arayışlarını sürdürürken, Guardian gazetesi gözlerin bir noktaya çevrildiğini yazıyor. Gazete, ''''Otobüste kullanılan bomba, terör saldırısının anahtarı olabilir'''' diyor. Polisin üç metroda gerçekleşen saldırıların intihar eylemi olmadığı sonucuna vardığı, otobüsteki saldırıyı düzenleyen eylemcinin olayda ölüp ölmediğinin ise henüz bilinmediği de ifade ediliyor haberde.
Independent gazetesine göre ise, saldırılarla ilgili dört senaryo var. Birinci senaryoya göre, eylemciler İngiltere doğumlu ve burada yetişmiş kişiler. İkinci senaryo, patlayıcıların nasıl imal edilmiş olabileceği konusuna dikkat çekiyor ve yabancı bir hücrenin varlığına işaret ediyor. Üçüncü senaryoya göre, eylemi düzenleyenler Madrid''deki tren saldırılarını gerçekleştirenlerle bağlantılı. Dördüncü senaryo ise, saldırıların El Kaide kamplarında bizzat eğitim görmüş İngiltere doğumlu bir kişinin öncülüğünde yapıldığını iddia ediyor.
Times gazetesi, bugün manşetinde, yeni bir saldırı ihtimaline dikkat çekiyor.
Saldırganların intihar eylemcileri olmadığının ortaya çıkmasından sonra, terör alarmı seviyesinin en üst düzeye çekildiğini yazıyor gazete.
CAMİLER KUNDAKLANDI
Financial Times da manşetine yerleşen haberde, Başbakan Tony Blair''in, polisin performansı hakkında soruşturma açılmasını isteyen muhalefetin talebini reddedeceğini ifade ediyor.
Independent gazetesinde yer alan yorumdaysa, saldırıların ardından artık normale dönülmesi çağrısı yapılıyor. Bir de uyarı ekleniyor:
''''Halkta varolan öfke, otoriter olma eğilimindeki bir hükümetin elini güçlendirebilir. Kişisel özgürlüklerimizi kemirme konusundaki iştahını zaten göstermişti. Olası her tehdide baskıcı yasalar çıkararak yanıt veren bir hükümetin tipik davranışları olarak, terör zanlılarının yargı önüne çıkarılmaksızın gözaltında tutulması ve kimlik kartlarının tesisi yönünde planlar beklenebilir.''''
Gazete, bugün bir diğer konuya da dikkat çekiyor; Perşembe günkü saldırıların akabinde Müslüman toplumu hedef alan eylemlere. Haberde, İngiltere''nin çeşitli bölgelerinde bulunan dört caminin kundaklandığı belirtiliyor.
Guardian gazetesinde ise, saldırıda ölenler için bir kilisede yapılan anma töreninde konuşan rahibin şu sözlerine yer veriliyor:
''''Bunları yapan insanları caniler ya da teröristler olarak adlandırabiliriz; ama onları Müslümanlar olarak adlandırmamalıyız.''''
Gazetede yer alan Gary Younge imzalı yorumda da şu ifadeler kullanılıyor:
''''Acı, öfke ya da dirayet üzerinde bir tekele sahip değiliz. Ne bizim kanımız daha kırmızı, ne omurgamız daha katı, ne de gözyaşlarımız Irak ya da Afganistan''daki insanlardan daha bol. Tony Blair, Perşembe günü 50''den fazla kişinin ölmesi ve 700''den fazla kişinin yaralanmasından sorumlu tutulamaz. Ancak Irak''ta 100 bin kişinin öldürülmesinden, dolaylı olarak, sorumludur. Ve bu iki olayı birbiriyle ilişkilendirmek, Saddam Hüseyin ile 11 Eylül olayları ya da kitle imha silahları arasında bağlantı kurmaktan çok daha mantıklıdır.''''
SREBRENİTSA KATLİAMI ANILIYOR
Bosna''da 8 bin Müslüman''ın Sırp Ordusu tarafından katledildiği Srebrenitsa katliamı üzerinden 10 yıl geçti. Bugün Bosna, ölenleri anmaya hazırlanıyor.
Katliam sırasında öldürülen 600 Boşnak''ın cenazeleri de bugün kendi memleketlerinde toprağa verilecek. Avrupa gazetelerinde, bugün 10 yıl geriye dönülüp, Srebrenitsa katliamı hakkında bir özeleştiri yapılıyor.
Independent gazetesinde yer alan haberde, 10 yıl öncesine dair bir görgü tanığının şu sözlerine yer veriliyor:
''''Sırplar bir anda ateş açtılar ve üzerimize el bombaları fırlattılar. Kargaşa çıktı. Beş dakika sonra ateşe ara verildi. Yerde cesetlerden oluşan bir yığın yatıyordu.''''
Gazetenin başyazısında ise, İkinci Dünya Savaşı''ndan bu yana Avrupa''nın tanık olduğu en büyük katliam olarak nitelenen Bosna''da yaşananlardan alınması ve Londra''ya uyarlanması gereken bir derse yer veriliyor:
''''Radikal İslam hakkındaki paranoyamız artarken, Srebrenitsa katliamının yıldönümü bize Avrupa''da terör olaylarının kurbanlarının Hıristiyan ve Yahudiler kadar Müslümanlar da olabileceğini hatırlatıyor.''''
Financial Times''ta konuyla ilgili bir makalesi yayımlanan AB''nin dış politikadan sorumlu yetkilisi Javier Solana ise, uluslararası toplumun harekete geçmekte geciktiğini hatırlattıktan sonra bir taahhütte bulunuyor:
''''Bosnalı Sırp liderler Ratko Mladiç ve Radovan Karadziç özgür kaldığı sürece, Bosna''nın yoluna devam edebilmesi ya da Srebrenitsa katliamının ruhlarının huzur içinde yatması mümkün olmayacak. Biz Avrupa Birliği olarak, yakalanmaları için elimizdeki tüm gücü kullanacağız.''''
LÜKSEMBURG''DAN ''EVET''
Avrupa gazetelerinde bugün geniş yer bulan bir konu da, Lüksemburg''un AB Anayasası''nı onaylaması.
Almanya''da yayımlanan Frankfurter Rundschau, Fransa ve Hollanda''da düzenlenen referandumlardan ''hayır'' oyu çıkmasının ardından anayasanın öldüğünü savunanların yanıldığınefd zaten göstermişti. Olası her tehdide baskıcı yasalar çı yazıyor:
''''Avrupa Anayasası, Lüksemburg''un ''evet'' oyuyla kurtarılmış olmasa da, anayasaya bir nefes alma alanı ve yeni bir şans verilmiş oldu'''' diyor gazete.
Der Tagesspiegel ise, referandum sonucunun Başbakan Jean-Claude Juncker için kişisel bir zafer olduğu görüşünde. Ancak gazeteye göre, anayasanın geleceği yine de belirsiz.
Slovakya''da yayımlanan Pravda ise bunun anayasanın gömülemeyeceğini düşünenler için iyiye işaret olduğunu yazıyor. Gazete, ''''Avrupa''nın en küçük oyuncusu, anayasa topunu yeniden birliğin sahasına fırlattı'''' diyor.
İspanya''da yayımlanan El Pais gazetesine göreyse, anayasanın geleceği hala çok belirsiz. Avrupa Birliği''nden en fazla katkı alan ve birlikte kişi başı geliri en yüksek olan ülke olmasına karşın, Lüksemburg''da seçmenlerin yüzde 40''ının anayasaya ''hayır'' demiş olmasına dikkat çekiyor gazete ve ekliyor:
''''Anayasa süreci askıya alınmış durumda ve hala hiç kimse sürecin devam edip etmeyeceğini bilmiyor.''''
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:32
