
AVRUPA BASININDA BUGÜN
LONDRA (İHA) - Avrupa basınında bugün Hindistan ile ABD arasında imzalanan nükleer antlaşma, Putin'in Prag temasları, İngiltere'de Liberal Demokratlar'ın genel başkanlık görevine partinin dış politika sözcüsü Menzies Campbell'in seçilmesi, Blair'i siyasete yönlendiren kitap, İsveçli eski ünlü tenisçi Bjorn Borg'un, Wimbledon tenis turnuvasında kazandığı kupaları açık arttırmaya çıkarması konuları öne çıkıyor.BBC'nin Türkçe internet sitesi "www.bbc.co.uk/turkish" adresinde yer alan basın özetlerine göre, başyazısına "Bush, nükleer kurallarla kumar oynuyor" başlığını atan Financial Times, ABD Başkanı George Bush'u, Hindistan'la dün imzalanan sivil nükleer işbirliği anlaşması konusunda Amerikan Kongresi'ni ikna etmek için zorlu bir mücadelenin beklediğini yazıyor. "Anlaşmaya muhalefet, 'Washington, Hindistan'ı özel bir konu olarak değerlendirmekle, Kuzey Kore ve İran'ın nükleer programlarına karşı uluslararası desteği pekiştirmekte zorlanacaktır' görüşüne dayanıyor" diyen Financial Times, şöyle devam ediyor:
"Bu görüşe katılmamak zor. Anlaşma Hindistan'ın bir yandan nükleer silah programını sürdürürken, diğer yandan da ABD'nin nükleer yakıtı ve teknolojisinden yararlanmasını sağlayacak. Bu, 1970'te imzalanan Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın temelindeki mantığı da zayıflatmakta. Anlaşma ayrıca, ABD'yi çifte standart suçlamalarıyla karşı karşıya bırakıyor."
Almanya'da yayımlanan Süddeutsche Zeitung da, Hindistan'la Amerika'nın imzaladığı anlaşmanın varolan uluslararası anlaşmalara aykırı olduğu görüşünde. Hindistan'ı "yeni jeopolitik yıldız, dünya ekonomisinin ve stratejistlerin sevgilisi" olarak niteleyen gazete, Washington'un Hindistan'a yönelik yaklaşımının, Çin'in yükselişini kuşatarak, dünyada Amerika'nın etkinliğini korumayı amaçladığına dikkat çekiyor. Süddeutsche Zeitung, "Ama Washington başkalarının uymasını talep ettiği kuralları taktik amaçlarla ihlal ederek, kendini meşruiyetten mahrum kılıyor" diye yazıyor.
"BEYAZ SARAY ÇİFTE STANDART UYGULUYOR"
Beyaz Saray yönetiminin yaklaşımını 'çifte standart' olarak değerlendiren bir başka gazete, İspanya'da yayımlanan El Pais. Gazete Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) anlaşmanın aslında nükleer silahların yayılmasını önlemede yardımcı olacağı yaklaşımını sorguluyor:
"Bu görüşe, bırakın nükleer silahlara sahip olmayı uman ülkeleri; nükleer silah üretmemeyi tercih etmiş olan ülkelerin katılması pek mümkün değil. Nükleer silah isteyen ülkeler de Hindistan örneğini, teşvik edici bir gelişme olarak görecektir."
Fransa'da yayımlanan Liberation ise, "tarihi" olarak nitelediği anlaşmayla Bush'un "bir taşla iki kuş vurduğu" görüşünde. "Bush öncelikle 'nükleer dünyada herkese aynı kuralların uygulanmadığını' gösterdi" diyen Liberation'a göre, Hindistan'a sunulana benzer bir işbirliği, kendi ifadesiyle "tehditkar İran'a" ve "tavrı belirsiz Pakistan'a" önerilmemeli. Gazete, elde edilen ikinci kazanımı da, Bush'un Hindistan'ın "büyük ülkeler arasına katılımını desteklemesi" olarak yorumluyor ve şöyle devam ediyor:
"Hindistan, bireysel özgürlüklere, hukuka dayalı bir devlet yapısına ve bunlara ek olarak da İngilizce bilen kalabalık bir orta sınıfa sahip."
ABD Başkanı George W. Bush, Asya'da işbirliği anlaşma olanakları ararken, Rusya lideri Vladimir Putin de son üç günü Orta Avrupa ülkelerinde geçirdi. Macaristan'ın ardından dün Prag'da temaslarda bulunan Putin'in ziyaretini yorumlayan Çek Cumhuriyeti'nde yayımlanan Mlada Fronta Dnes, Rusya liderinin Sovyetler Birliği'nin, 1968'de Çekoslovakya'yı işgali nedeniyle ülkesinin ahlaki sorumluluk hissetttiği açıklamasına dikkat çekiyor. Gazete, "Bu açıklama önemli, zira hala çok sayıda Rus, tankların Prag'ı korumak için sevkedildiğini düşünüyor. Birbirimizi sevmek zorunda değiliz, ama anlaşmaya varmamızın mümkün olduğu konusunda uzlaşabiliriz" görüşünde.
İngiliz siyasetinin en büyük üçüncü siyasi partisi, Liberal Demokratlar, Charles Kennedy'nin istifasıyla boşalan genel başkanlık görevine, partinin dış politika sözcüsü Menzies Campbell'i seçti. Independent, başyazısında, dış politika konularında özellikle Irak savaşı ve Guantanamo'daki cezaevine muhalefet konusunda olumlu ve tutarlı bir tutum izlediğine işaret ettiği, 64 yaşındaki Campbell'in zorlu bir görev üstlendiğini vurguluyor. Gazetenin yorumu şöyle:
"Campbell'in liderlik yeteneklerini geliştirmesi gerekiyor. Görevlendirme ve takım çalışması konusunda pek hünerli değil. Ayrıca seçim kampanyası boyunca dış politikadaki hakimiyetine karşın iç politikada ikna edici değildi. Liberal Demokratlar, bireysel haklar, uluslararası hukuk, Avrupa, çevre ve iktidarın paylaşılması konularında ayırdedici politikalarının semeresini toplayabilmelidir. Sir Menzies, parti üyelerini zorlu görevin üstesinden gelebileceğine ikna ederek ilk sınavı geçti. Şimdi ise, ülkenin tamamını ikna etmek zorunda."
BLAIR'İN FAVORİ KİTABI
Independent, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in dün katıldığı Dünya Kitap Günü etkinlikleri kapsamında yaptığı açıklamalara iç sayfalarında yer veriyor. En beğendiği kitabın hangisi olduğu sorusuna yanıt verirken, İngiltere Başbakanı, siyasete atılmasında önemli katkıda bulunan bir kitaptan söz ediyor. Kitap, Sovyet devriminin önde gelen isimlerinden Troçki'nin hayatını anlatan üç ciltlik bir eser. 1958 yılında yayımlanan kitabın yazarı, Isaac Deutscher. Independent, Blair'in yayımlandığı dönemde Sovyetler Birliği'nde Troçki'yi Rus devriminden silme çabalarına karşı en kapsamlı çalışmalardan biri olarak görülen kitaptan neler öğrendiğini ise açıklamadığına dikkat çekiyor.
Times'ın haberine göre mali sorunlarla mücadele eden İsveçli eski ünlü tenisçi Bjorn Borg, Wimbledon tenis turnuvasında kazandığı kupaları açık arttırmada satmaya hazırlanıyor. Haber şöyle:
"Bir dönem serveti 60 milyon doları bulan ünlü tenisçi, 1976-1980 yılları arasında ardarda kazandığı 5 Wimbledon şampiyonluğuyla adını tenis tarihine yazdırmıştı. Ancak 26 yaşında tenisi bıraktıktan sonra atıldığı ticaretteki başarısızlıklar ve özel yaşamındaki çalkantılar tenis şampiyonunu maddi sorunlara sürükledi. Borg, yalnızca kupalarını değil, 1980'de kazandığı son şampiyonlukta kullandığı raketini de satışa çıkarıyor. İsveçli tenisçi, Amerikalı bir diğer tenis şampiyonu, John McEnroe'ya karşı oynadığı ve dört saat süren final maçını, dördüncü sette, 18-16 biten tiebreak'le kazanmıştı."
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:53