LONDRA - Avrupa basınında yer alan haber ve yorumlarda ağırlıklı olarak, İngiltere Prensi William'ın yaş günündeki skandal, Avrupa Birliği zirvesi konuları ele alındı.
İngiliz gazetelerinin ortak birinci sayfa konusunu, Prens William'ın yaşgünü partisinde güvenlik önlemlerinin aşılması oluşturdu. Gazeteler, kadın elbiseleri içinde Usame bin Ladin kılığına girmiş bir kişinin sıkı güvenlik önlemlerini aştığını ve teşekkür konuşması yapan Prens'in yanına kadar ulaştığını bildirdi. Bu kişinin, kendisini ''Komedi Teröristi'' olarak tanımlayan 36 yaşında bir profesyonel komedyen olduğunu belirten Daily Telegraph, ''Bir komedyen kraliyet polisini faka bastırdı'' başlığını attı.
Gazeteler, diğer birçok seçkin konukla birlikte, İngiltere kraliyet ailesi üyelerinin de bulunduğu partiye girmeyi başaran komedyen Aaron Barschak'ın tümüyle zararsız olduğunu ancak aynı şeyi bir teröristin de yapabileceğini yazdı.
Prens William'ı öfkelendiren olayın ardından, İçişleri Bakanı başta olmak üzere ilgililerin, yaşanmakta olan dönemin hassasiyetleri nedeniyle, konuyu çok ciddiye aldıkları ve soruşturma başlatıldığı kaydedildi. Independent, Barschak'ın Prens William konuşurken elinden mikrofonu kapıp konuşmaya başladığını ve konukların başlangıçta bunu yaş günü eğlencesinin bir parçası zannettiklerini belirtti.
PETROL GELİRİNDEN HALKA PAY
Yine İngiliz gazetelerinden Financial Times, Irak petrollerinden elde edilecek gelirden halkın da pay alabileceğini bildirdi. Habere göre, Irak'ı yönetmekle görevlendirilen Amerikalı Paul Bremer'ın petrol satışından elde edilecek karın bir kısmının halka dağıtılabileceğini söyledi. Amerikalı yetkilinin bu açıklamayı, Irak'ı serbest piyasa ekonomisi haline getirme planları çerçevesinde yaptığını belirten gazete, Bremer'ın kaynakların devlet teşebbüslerinden özel sektör şirketlerine aktarılacağını söylediğini bildirdi.
Habere eşlik eden fotoğrafta ise, Bağdat'ın 150 kilometre kuzey batısında, işgal karşıtı güçler tarafından sabote edilmiş boru hattı alevler içinde görüntülendi.
İngiliz gazetelerinde öne çıkan bir konuyu da Ortadoğu oluşturdu. Independent İsrail'in Hamas'ın önde gelen isimlerinden birini daha öldürmesinin Amerika Dışişleri Bakanı'nı kızdırdığını bildirdi. Amerikalı Bakan Colin Powell'ın, İsrail'i kamuoyu önünde azarladığını yazan gazete, İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un ise saldırıyı ''başarılı ve çok önemli'' şeklinde değerlendirdiğini belirtti. Gazete Powell'ın son suikastın Ortadoğu barış planına engel teşkil edebileceğini söylediğini, Şaron'un ise Hamas'a yönelik saldırıların süreceğini tekrarladığını yazdı.
Yunanistan'daki Avrupa Birliği zirvesi de gazetelerde geniş yer buldu. Romen gazetesi Cotidianul, ''Avrupa'da birlik zirvesi'' olarak değerlendirdiği toplantının kapanış bildirgesinin, Romanya'nın 2004 yılı sonunda Birlik'e üyelik görüşmelerini tamamlayıp, 2007 yılında üye olacağını açık biçimde ortaya koyduğunu yazdı.
''AB ZİRVESİNDE ÇİFTE VAFTİZ''
Çek gazetesi Pravo'ya göre ''zirvede çifte vaftiz'' yaşandı. Gazete hem Avrupa Birliği anayasa taslağının hem de Çek heyetinin zirveyi yüz akıyla tamamladığını yazdı. Gazeteye göre Çek heyeti, anayasaya yönelik gelecekteki tartışmaya yeni üye olacak ülkelerin de eşit statüde katılmasını başarıyla savundu.
Fransız gazetesi Le Monde'a göre, Avrupa Birliği liderleri Selanik açıklarında tekne gezisine ''görevlerini yapmış olmanın gönül rahatlığıyla'' çıktılar. Gazete, liderlerin anayasa taslağını kabul edip, Avrupa'nın güvenlik doktrinini belirlediklerini ve Balkan ülkeleriyle gelecekteki ilişkinin ilk adımını attıklarını yazdı.
Diğer taraftan Avrupa Birliği'nin komşuları için bir çekim noktası olduğunu belirten Le Monde, Avrupa'nın göçmenleri bağrına basması gerektiği yorumunu yaptı. Ancak gazeteye göre, vize ve iltica politikalarında eşgüdüm sağlamaya yönelik zirve öncesindeki çabalara karşın, Yunanistan'da biraraya gelen 15 ülke, ortak göç politikası belirleme fırsatını kaçırdı.
Alman gazetesi Frankfurter Rundschau, Avrupa Birliği'nin Balkan politikasını eleştirdi. Gazete, Avrupa Birliği'ne giriş konusu akla bile getirilmeden önce Kosova sorununun çözüme bağlanması gerektiğini yazdı. Gazete Balkan ülkelerindeki azınlıkların ''ayrılıkçı hayallerinin'' ancak, bölgede sınırlar uluslararası düzeyde garanti edilirse, dinebileceğini ileri sürdü.
''AVRUPA ANAYASASI TASLAĞINDA LAF KALABALIĞI''
İspanyol gazetesi El Pais, Yunanistan'daki zirvede genişlemiş Avrupa Birliği'nin sunulan taslak temelinde bir anayasa oluşturmada fikir birliğine vardığını, bunun da başlı başına tarihi bir olay olduğunu yazdı. Ancak gazete eski Fransa cumhurbaşkanlarından Valery Giscard d'Estaing başkanlığında hazırlanan taslakta laf kalabalığı yapıldığını, yol gösterici bir ilke olmadığını ve geçmişe aşırı ilgi gösterildiğini ileri sürdü.
Gazete, taslakta Avrupa'nın Hristiyan mirasına gönderme yapılıp yapılmamasına ilişkin tartışmayı da, ''saçma bir mücadele'' olarak değerlendirdi.
İsviçre gazetesi Le Matin, Selanik'teki karşı-zirveyi değerlendirdi. ''Batılı küreselleşme karşıtı göstericiler, insanlığın sorunlarıyla farklı şekilde mücadeleye yönelik yeni bir felsefeye sahip olduklarını zannediyor'' diyen gazete, bu çevrelerin anayasa taslağına ilişkin görüşlerinin neoliberal görüşler olduğunu ileri sürdü. ''Solcu bir havası olan bu görüşler aslında bencillikten başka bir şey değil'' diyen gazeteye göre, bu çevrelerin dikkati, Üçüncü Dünya'daki değil, sanayileşmiş ülkelerdeki çalışanların sorunlarına odaklandı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:12