KAYNAK : Haber Vitrini
LONDRA - Fransa'da, hafta başından bu yana cumhurbaşkanlığı seçimlerine yoğunlaşan gazeteler, bugün arka planda kalan diğer bazı konuları yorumlarına taşıdılar.
Guardian gazetesi, "Zehirli diplomasi" başlığıyla yayımladığı yazıda, Kimyasal Silahların Engellenmesi Örgütü'nün başkanının Amerika Birleşik Devletleri'nin tehdidiyle görevinden alınmasını değerlendirerek, "Amerika'nın tek taraflı tutumuna bir kurban daha verildi" yorumunu yaptı.
Gazetenin yorumunda "Bush yönetiminin, Kimyasal Silahların Engellenmesi Örgütü'nün başkanının görevden alınması için neden bu kadar ısrarcı davrandığı hala açıklık kazanmadığını vurguluyarak, bunun, Amerika Birleşik Devletleri'nin tek taraflı, bencil ve Washington'a uyum sağlamayan uluslararası kurumları bastırma tutumunun yeni bir örneği olduğuğunu yazdı.
Örgütün başkanı Jose Bustani'nin mali kaynaklarını iyi yönetemediğini iddia eden gazete, aynı iddia, İngiltere'de Lordlar Kamarası'nda da Amerika'ya sadakatle dile getirildi. Amerikalı yetkililer, Bustani'nin, adı açıklanmayan beş ülkede incelemeler yapmayı planladığını, ancak bu incelemeler için hiçkimseye danışmadığını açıklıyorlar. Söylemedikleri şeyin ise, bu ülkelerden birisinin muhtemelen Amerika Birleşik Devletleri olacağı ve Bush yönetimiyle, bu sektörün önde gelenlerinin böylesi bir incelemeye karşı oldukları yazılıyor.
Amerika, Jose Bustani'nin görevden alınmasının bir komplo olduğu iddialarını reddediyor. Ancak Amerika'nın Örgüt'e üye diğer ülkeleri uyararak, Bustani'nin görevden alınmasına destek verilmemesinin Kimyasal Silahlar Anlaşması'na zarar vereceğini söylediğine inanılıyor.
Bütün bunların sebebi olarak, Bustani'nin, Irak'ı Örgüt'e dahil etme çabaları gösteriliyor ve Bustani'nin bu barış girişimlerinin Irak'a saldırmak isteyen Amerika'nın planlarını bozduğu düşünülüyor. Bu konuda Amerika Birleşik Devletleri herkese bir açıklama borçlu."
RAHİPLERİN KARIŞTIĞI SEKS SKANDALI
Gazetelerin ortak konularından birisi, Amerika'da Katolik Kilisesi'ne bağlı rahiplerin karıştığı seks skandalının ardından 12 Amerikalı kardinalin, Roma'da Papa İkinci Jean Paul'le yaptıkları toplantı.
Independent gazetesi, "Katolik kilisesi pişman olduğunu göstermeli" başlıklı yazısına Papa'nın, "Herkes bilmelidir ki, küçük yaştakilere zarar veren hiçkimsenin rahiplik makamında yeri yoktur" sözleriyle başlıyor ve şöyle devam ediyor:
"Papa'nın bu sözleri, bugüne kadar Atlantik Okyanusu'nun her iki yakasında rahiplerin adının karıştığı sübyancılık olaylarıyla ilgili söylediklerinden daha açık. Ancak bu sözler, Katolik Kilisesi'nin, bu rahiplerin suçlarını gizlediğini, ve çocukları taciz eden kişilerin bu suçu tekrar işlemelerine olanak vererek görevlerini sürdürmelerine izin verilmesini açıklamaya yetmiyor.
Katolik Kilisesi, bir zamanlar dünyanın en hiyerarşik, kendisini korumayı başarabilen ama istediği zaman reform yapmayı da başaran kurumuydu. Yanıtlanması gereken soru, Kilise'nin şimdi bir reform yapmayı isteyip istemediği. İnananlarla rahipler arasında güvenin zedelendiği bu dönemde Papa'nın yapması gereken, pişmanlık dolu sözlerden çok Roma'da bulunan 12 kardinalin istifa etmesini istemek olmalıydı."
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ ÖNCELİKLİ SIRADA
Fransa'da yayımlanan gazetelerin başlıca konusu cumhurbaşkanlığı seçimleri. Muhafazakar eğilimli Le Figaro, ön sayfasını, Jacques Chirac'ın, ikinci turdaki rakibi Jean Marie Le Pen'le bir televizyon tartışması yapmayı reddetmesine ayırdı. Chirac'ın, "Hoşgörüsüzlük ve nefretin olduğu yerde, anlaşma, uzlaşma ve tartışma mümkün değildir" sözlerini aktaran gazete, buna karşılık Le Pen'in Chirac'ı halkın seçtiği bir rakiple tartışmaktan kaçmakla suçladığını belirtiyor.
Sol eğilimli Le Monde ise, pazar günü yapılan seçimlerin Fransa'nın imajını kirlettiğini belirtiyor. Fransa'nın daha önce böylesi bir uluslararası huzursuzlukla karşı karşıya kalmadığını yazan gazete, "Paris bundan sonra sesini duyurmakta çok zorlanacak. Bunun da hem diplomatik hem de ekonomik sonuçları olacak" yorumunu yapıyor.
Avusturya'nın Der Standard gazetesi, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush'la, Jean Marie Le Pen arasında Bush'un itiraf edemediği kadar benzerlik olduğunu yazıyor. Gazete "Bush'un söylemi, dünya görüşü, farklı görüşleri otoriter bir tutmla değerlendirmesi, konuşma özgürlüğüne getirdiği kısıtlamalar, uluslararası propagandacısı Tony Blair'den çok Le Pen'e benziyor" yorumunu yapıyor.
Fransa'nın Nouvel Observateur gazetesi de, 5 Mayıs'ta Fransa'nın iki hastalık arasında üzücü bir seçim yapmak zorunda olduğunu söylüyor ve "Eldeki seçenekler, yargıdan kaçmasının tek yolu yeniden seçilmek olan Chirac ile yabancı düşmanı, yüzü geçmişe dönük, Fransa'yı dış dünyadan yalıtıp Avrupa'yı parçalamak amacındaki Le Pen" yorumunu yapıyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:34