AVRURALI LİDERLER, BUGÜN BRÜKSEL'DE BİR ARAYA GELEREK TÜRKİYE'YLE MÜZAKERELERİN BAŞLAMASI KONUSUNU KARARA BAĞLAYACAK
İSMAİL BALLI
BRÜKSEL - Zirvede Ankara'nın beklentileriyle, Türkiye'nin üyeliğine şüpheyle yaklaşan ülkelerin talepleri arasında denge kuracak bir uzlaşma formülü aranacak. Zirve, Türkiye saatiyle 19.15'te başlayacak. Liderler ve dışişleri bakanları ayrı çalışma yemeklerinde bir araya gelecek. Bu yemekler, Avrupa Birliği'nin genişlemesiyle ilgili tek çalışma oturumu olacak. Zirvenin ilk günü dönem başkanlığının basın toplantısıyla sona erecek.
Yarın ise, üye ülkelerin hükümet ve devlet başkanları sabah saatlerinde Avrupa Parlamentosu başkanıyla bir araya gelecek. Zirveye, Birleşmiş Milletler Genel Sekteri Kofi Annan'ın da katılması planlanıyor. Bu oturumun ardından liderler, sonuç bildirgesini onaylayacak. Son olarak, aday ülkelerle bir toplantı yapılması planlanıyor.
Zirvenin resmi gündeminde Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan'ın da üyeliği yer alsa da görüşmelerin Türkiye konusuna kilitlenmesi bekleniyor.
Türkiye AB üyesi olsun mu olmasın mı? Daha doğrusu; AB, Ankara ile üyelik müzakerelerine başlasın mı? Brüksel'deki zirvenin sonunda bu soruların karşılığı nihayet açıklığa kavuşacak. İki yıl önce Kopenhag Zirvesi'nde Ankara'nın bu yılın sonuna kadar beklenen koşulları yerine getirmesi halinde üyelik müzakerelerinin başlayacağı bildirilmişti. Ancak bugün baktığımızda, Mayıs ayında 10 yeni üyeyle genişleyen AB'nin, Türkiye konusunda hala ortak ve uyumlu bir çizgi saptayamamış olduğu dikkat çekiyor.
Kafaları karıştıran, Alman ve Avusturyalı muhafazakarların hiç hesapta yokken ortaya attığı, son zamanlarda Fransızlar'ın da benimsediği ''imtiyazlı ortaklık'' formülü. Türkiye başından beri böyle bir formülü reddederken, şimdi Avusturya'nın başını çektiği bu grup, müzakerelerin hedefi olarak Türkiye'ye tam üyeliğin yanında alternatif bir önerinin de sunulmasını istiyor.
Bu alternatif formülün çoğunluk tarafından benimsenmediği ortaya çıkınca, aralarında Alman ana muhalefet lideri Angela Merkel'in de olduğu Birlik üyesi ülkelerin muhafazakar temsilcileri, bugün Brüksel yakınlarında biraraya gelerek zirve öncesinde Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel tarafından temsil edilecek kesin pozisyonlarını tayin edecekler.
Avrupa Parlamentosu içinde de Türkiye konusunda uyumlu bir yaklaşımın olmadığı anlaşılıyor. Herhangi bir yaptırım gücü olmasa da dün Türkiye konusunda yapılan oylamada, üçte ikiden fazla bir çoğunluk müzakerelerin başlamasından yana görüş bildirirken, muhafazakarların kendi içlerinde bile ayrıştığı gözlendi.
Bu arada, Türkiye'nin üye olması durumunda doğabilecek bazı durumları, örneğin serbest dolaşım sayesinde Türkler'in Avrupa'ya akınını önlemek için AB'nin bazı koruyucu maddeler tasarladığı sır değil. AP Sosyal Demokrat fraksiyonu başkanı Martin Schulz, bu yoldaki endişelerin yersiz olduğu görüşünde. Schulz, ''Biz tam üyelik hedefiyle müzakerelerin başlamasını onaylıyoruz. Ancak bu süreç daha en az 15-20 yıl alacaktır. Türkiye'den biz bu sürede zaten köklü değişimler bekliyoruz'' dedi.
Avrupalı liderler Türkiye'ye ilişkin tavırlarını belirlerken Kıbrıs sorununun ciddi bir engel olarak belirmesi bekleniyor. Yunanistan'ın sergilediği olumlu tavrın aksine Kıbrıs Rum yönetimi, Ankara tarafından resmen tanınmaması halinde veto hakkını kullanacağı tehdidinde bulunuyor. Ayrıca müzakereler başladıktan sonra, Türkiye'nin reform çabalarından sapması ya da bunları hayata geçirmemesi halinde AB'nin görüşmelerin kesilmesi kararını hangi koşullarda verebileceğinin açıklığa kavuşması gerekiyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:28