
AYDAN ŞENER NASIL BİR GELİNLİK GİYMEK İSTİYOR?..
Usta oyuncu Aydan Şener'e göre, evlilik bazı şeylerin büyüsünü kaybettiriyor. Aşkın çok önemli olduğunu söyleyen Şener, "Aşkın bitmemesi lazım. Bittiğini hissettiğimde ben zaten yürür giderim" diyor.Uzun yıllardan beri televizyon ekranlarından tanıdığımız Aydan Şener, artık bir tiyatro eserinde rol alıyor. Art arda oynadığı birkaç TV dizisinin yayından kaldırılmasına oldukça içerlemiş. Fakat karakterinin yap boz oyunları karşısında son derece sağlam olduğunu vurgulayan Aydan Şener, insanoğlunun yeniliklere her an hazır olması gerektiğinin altını çiziyor.
TİYATROYA HEP İLGİ DUYDUM
Yılların dizi yıldızı Aydan Şener 'Çılgın Yenge' adlı oyunla ilk defa bir tiyatro sahnesine çıkıyor. Öncelikle hayırlı olsun diyelim.
Teşekkür ederim, evet bu bir ilk ve ben çok heyecanlıyım. Provalar biraz sıkıcı açıkçası. Her gün aynı şeyler, mizansenler, diyalog çalışmaları, ezberler çok yorucu oluyor. Ama oyun çok zevkli. Benim için güzel ve farklı bir deneyim.
Sizi tiyatro yapmaya nasıl ikna ettiler?
Çok zor olmadı, ben zaten tiyatro yapmayı istiyordum. Tiyatrolardan çok teklif aldım fakat bir türlü istediğim gibi bir şey olmadı. Bir kere olsun, o da çok güzel bir proje olsun istiyordum. 2.5 ay önce Abdullah Şahin aradı; “Bir projemiz var" dedi. “Gönderin okuyayım" dedim. Proje geldi, bayıldım. Okurken kahkahalarla güldüm. Hakikaten muhteşemdi. Hemen kabul ettim.
İKİ KIZ KARDEŞİ OYNUYOR
Bize rolünüzden bahseder misiniz?
İki kız kardeşi oynuyorum, iki farklı tiplemem var. Nudiye ve Cudiye... Kız kardeşlerden biri şiveyle konuşan bir köylü kadını, öbürüyse eski bir şarkıcı, deli dolu bir kadın... Köylü kadın sonra değişiyor, sosyetik oluyor.
Hangi şiveyle konuşacaksınız?
Kayseri şivesiyle konuşuyorum. Benim için çok zor. Bir o, bir o... Bir Nudiye oluyorum bir Cudiye... Tiyatro çok keyifliymiş, adrenalini çok yüksek bir iş. 15 gündür her gece rüyamda antre kaçırıyorum, repliğimi unutuyorum, sahnede düşüyorum. Her gece rüyamda bunları görüyorum, inşallah rüyam bir gün çıkmaz.
Tiyatro sahibi de oyuncuları da para kazanamıyor ama diziler para basıyor!
Dizi ile tiyatro maddi bakımdan kıyaslanamaz hatta mukayese kabul edemez. Ancak tiyatro çok büyük bir aşkla yapılabilir. Maddi olarak emeğinizin karşılığını alamadığımız bir iş.
DİZİLERİN TADI KAÇTI
Tiyatro oyuncusu olmak için illaki eğitimli mi olmak lazım. Dizi oyunculuğu için aranan şartlar, bir tiyatro oyununda oynayabilmek için de geçerli midir?
Tiyatroda olsa dizi oyunculuğu da olsa, önce yetenek lazım. Dizide bir de ekran sıcaklığı da gerekiyor. Ekran ışığı dediğimiz farklı bir karizma gerektiriyor.
Peki siz bu oyun boyunca hiçbir dizi projesinde yer almayacak mısınız?
Ben o zamanı ayarlarım. Benim asıl işim o, tiyatro değil. Para kazandığım iş oyunculuk... Mesleğimi yapmak zorundayım yani...
Hadi gelin şimdi kanayan bir yaraya parmak basalım; ne olacak bu dizilerin hali?
Çok güzel bir dizi olacak diye işe başlıyorsunuz ama işler umduğunuz gibi gitmiyor. Nitekim bu benim 'Fikrimin İnce Gülü'nde başıma geldi. Senaryoyu da çok beğendim, canlandıracağım kişiliği de...
Ama birkaç bölüm sonra senaryo farklılaştı. Bundan dolayı rahatsızlık duydum. Oynadığım karakter bambaşka biri oldu. Diziye hakim olamıyorsunuz. Tiyatroda ise başı belli, sonu belli. Kabul edersin etmezsin. Dizide ise iki bölümden sonra ne olacağı belli değil, işin şansa kalmış. Müdahale etmek durumunda değilsiniz, çünkü zaman yok. Her şey saatinde olmalı yoksa gecikir. Dizi oyunculuğunun tadı kaçtı.
ACILARIMI İNSANLARA GÖSTERMEM
Bazen bir tek telefonla size “Dizi bitti” deniliyor değil mi?
Evet... “Bitti” ondan sonra yapacak bir şey yok!
Peki sizin tepkiniz ne oluyor, hırslanıyor musunuz, ağlıyor musunuz?
Çok duygusalım, mutlaka ki bağıra bağıra ağladım tabii ki... Beni ekran önünde ağlarken gören olmamıştır. Acılarımı üzüntülerimi insanlara göstermek istemem. Benim çok inişli çıkışlı bir yapım olduğu için, dibe vurduğumu kimsenin görmesini istemem. Kızım bile beni ağlarken çok nadir görmüştür. Ancak çok güçlüyümdür. Ne kadar dibe vursam da, sonra çok daha güçlenerek ortaya çıkıyorum.
İyi bir anne, güzel bir sevgili ya da tutkulu bir aşk kadınını oynamaktan hiç sıkıldığınız olmuyor mu? Ne dersiniz; teklif gelse, bir seri katili hakkıyla canlandırabilir misiniz?
Oyuncu olarak bir seri katili oynamak beni heyecanlandırır. Ben öyle, 'Sakin Kasabanın Kadını' diye bir film yapmıştım 10 sene önce... Televizyon filmiydi. Orada eski bir subayı oynuyordum. Annesini, kasabadaki üç cani genç öldürüyordu. O da annesinin intikamını alarak üç genci öldürüyordu. Farklı bir roldü. O, diğer filmlerime oranla daha az seyirci buldu. Beni öyle kabul etmek istemiyorlar. Beni daha güzel rollerde görmek istiyorlar. Bana bir katili yakıştıramıyorlar.
BOTOKS YAPTIRMAM
Evlilik?
En son röportajımızda size birçok kez evlilik teklifi edildiğini söylemiştiniz. Hiçbir şey belli olmaz hayatta... Tarih yok, her an olabilir, hiç olmayabilir de... Ondan sonra kaç kere daha teklif geldi. Fazla naz da aşık usandırır ama...
Evlilikten korkuyor musunuz?
İnsanların birbirlerini her an kaybedeceğini bilmesi lazım. Maalesef evlendikten sonra çiftler kendilerini kapıp koy veriyorlar. Evlilik o büyüyü kaybettiriyor. Aşk çok önemli, hiç bitmemesi lazım. Onun bittiğini hissettiğimde ben zaten yürür giderim.
Son olarak, bana Aydan Şener'in güzellik sırrını söyler misiniz?
Genetik. Benim annemi görseniz asla inanamazsınız. Fizik olarak herşeyi benden farksızdır. Genetik bir şansım var. Biraz da dikkat; yiyeceklere içeceklere... Özel bir şey yapmıyorum. Botoks motoks yok. Olsa belli olur. Ben ifadeyi bozan şeyi sevmiyorum. Gerek görsem ufak tefek şeyler yaptırırım ama asla yüzümü değiştirmemesi lazım.
TiYATRO GERÇEKTEN ER MEYDANI
Tiyotro 'er meydanı' derler, bu görüşe katılıyor musunuz?
Doğru. Başka şansınız yok; orada insanlar sizi canlı canlı izliyor. Tekrar etme şansınız yok, baştan alma ya da süfle alma gibi şansınız yok. Yani hata yapabilme lüksünüz yok.
Dizi mi, tiyatro mu? Hangisi daha zor?
İkisi de çok zor. Ancak yorulma açısından dizi oyunculuğu tiyatro oyunculuğundan çok daha zor. Sete sabah gidip, ertesi sabah işimizin bittiği oluyor. Dizilerde bıdır bıdır yavaş konuşuyoruz, tiyatroda en arka sıralara sesimizi duyurmak için bağıra bağıra konuşmamız gerekiyor.
Dizilerin arasında yaşanan rekabet tiyatro sahnesinde yok değil mi?
Tiyatroda da rekabet var. Televizyonlarda reyting rekabeti var, tiyatrolardaysa rekabetin adı gişe...
HAYALLERiMDE KIR DÜĞÜNÜ VAR
Erkekler sıkışınca kadınların kendilerini baştan çıkardıklarını söylerler, bu sizce doğru mudur?
Hayır, erkek suçludur. Beraber olduğum erkeğin bir çok kadın tarafından beğenilmesi benim çok hoşuma gider. Önemli olan erkeğimin o kadınlara karşı tavrı. Beni o bağlar. Yoksa yüz kadın onu beğenmiş, valla hoşuma bile gider. Ama benim erkeğim yalnızken bile yanında ben varmışım gibi yaşamalı hep.
Aşk beraberliklerde hep canlı mı tutulmalı?
Evet, gerçekten arada bir aşk varsa, insanın gözü kimseyi görmez. Kadın için de erkek içinde geçerli bu.
Hayallerinizde nasıl bir düğün var?
Baharda bir kır düğünü olabilir. Dün bir programda iki gelinlik gördüm.. Biri uçuk, diğeri pembe... Çok güzeldi, rüya gibiydi... Bir anda, "Olursa böyle bir gelinlik olur" diye düşündüm.