
"BABAMLA İLİŞKİSİ YÜZÜNDEN ANNEMİN HUZURU BOZULDU" DİYEREK 77 YAŞINDAKİ KADINI ÖLDÜRDÜ ARDINDAN CİNAYETİ KAMERAYA ALIP TESLİM OLDU
Yalova'da, yaklaşık 1.5 ay önce 77 yaşındaki Aliye Kurtaran'ı öldürdüğünü açıklayan ve cinayeti tüm ayrıntısını anlatan 21 yaşındaki Furkan Çakır, kameraya yaptığı açıklamalardan sonra Emniyet Müdürlüğü'ne gidip teslim oldu.
Yaşlı zengin kadını, aile hayatlarını bozduğu gerekçesiyle öldürdüğünü söyleyen Furkan Çakır, "Onu öldürmeliydim, çünkü evimizde huzur yoktu. Babamla annem bu kadın yüzünden 3 senedir birbirleriyle konuşmuyor, ayrı yataklarda yatıyorlardı. Cinayeti işledim, ama huzurlu değilim. Bu nedenle bir an evvel teslim olmak istiyorum" dedi.
Yalova'nın Süleymanbey Mahallesi İstiklal Caddesi üzerinde 5 katlı apartmanın en üst dairesinde yalnız yaşayan 77 yaşındaki Aliye Kurtaran'ı evine giderek öldürdüğünü açıklayan 21 yaşındaki Furkan Çakır, "Beni bu işe kimse zorlamadı, tamamen kendi isteğimle yaptım. Ama onun ölümü ailemize huzur getirdi" diye konuştu.
Cinayeti büyük bir soğuk kanlılık ve tüm ayrıntılarıyla anlatan epilepsi hastası Furkan Çakır, "Yalova Belediyesi'nde görevli olan babam Seyfettin Çakır, 15 senedir bu kadınla beraber yaşıyordu. Bu kadının varlığı ailemizi perişan etti. Annem ile babam 3 senedir aynı evde birbirleriyle konuşmuyordu. Aile huzurumuz yoktu. Babam beni küçükken bu kadına götürüyordu. Ama onu akrabamız biliyordum. 16 yaşına geldikten sonra annemin öcünü alacağımı hafızama yerleştirmiştim. 16 yaşından beri kinim daha da arttı. Cinayet gününden birkaç gün önce kendimi bu işe adapte ettim. Birisinden 3 numara büyük ayakkabı aldım. Yalova pazarından 2 milyona yapma çiçek aldım ve kadının evine gittim. O beni tanıyordu içeri aldı ve bende kendisiyle konuşmak istediğimi söyledim. Salonda kanepede oturdum konuşmaya başladık. Ben kendisine babamla olan ilişkisini bitirmesini istedim, o ise bana 'Hadi oradan köpekler, sizi ben besliyorum. Benim param olmasa aç kalırsınız' diyerek aşağıladı.
Bunu hazmedemedim. Çünkü bizim o kadının parasına ihtiyacımız yoktu. Kendisiyle tartıştık, bağırdım. Hakaretleri artınca elimi ağzına kapattım ve masanın üzerinde duran sert bir cismi elime aldım yüzünün sağ tarafına vurdum. Defalarca vurdum. Evin içi ve üzerim kan olmuştu. Soğuk kanlılıkla evin içinde dolaştım ve bir sigara yaktım.
Yapacaklarımı gözden geçirdim. Kanlı elbiselerimi ve yüzümü yıkadım. Parmak izi bırakmadım kanlı bir havluyu kadının yüzüne kapattım. Üzerindeki altınları aldım. Yatak odasına girip çekmeceleri karıştırıp hırsızlık süsü verdim. Saçlarımı, kollarımı jölelemiştim iz kalmasını, kıl dökülmesini istemedim. Cinayette kullandığım eşyaları daha sonra bir torbaya koyup, DSİ kampı yakınlarında yaktım. Bu olayı sadece aile mutluluğumuz için annemin mutluluğu için yaptım. Cinayetten sonra babam 5 vakit namaza başladı ve evden çıkmıyor. Annem ile babamın arası iyi olmaya başladı. Benim istediğim de buydu. Kadının üzerinden altınlarını aldım ve logara attım. Amacım para falan değil, aile hesaplaşmasıydı. Polis birkaç kez benim ifademe başvurdu onlara göre ben katilim ama ellerinde, delilleri yoktu. Polis eninde sonu da suçu ailemizden birisinin üzerine yıkacaktı. Buna en yakın kişi ya ben, ya da babamdı. Ama ailemin bu olayla ilgisi yok. Onlar da benden şüpheleniyor" dedi.
Gölcük Deniz Hastanesi'nin 22.9.2003 günlü raporuna göre epilepsi hastası olduğunu belirten raporla askere gitmediğini, sürekli ilaç aldığını almadığı takdirde çevresine zarar verdiğini söyleyen Çakır, "Öldürdüğüm kadın geceleri rüyama giriyordu. Unutmak istiyordum ama unutamıyorum, Kan mı çekiyor ne sürekli evinin etrafında dolaşıyorum. Kadının evinde benim götürdüğüm çiçek var. Evin içini avucumun içi gibi biliyorum" şeklinde konuştu. Furkan Çakır, kameraya açıklamalarından sonra, Emniyet Müdürlüğü'ne giderek teslim oldu.