
Bahçeli : Boş zamanlarında İstanbul'a uğrayan İmamoğlu'nu evine yollayacağız
Son dakika haberi! MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul ve Samsun’da “2024’e Doğru, Diyar Diyar Anadolu, Genişletilmiş Bölge İstişare Toplantılarımızı” yaparak çalışmalarımıza hız vermiş bulunuyoruz. Bir gün arayla, evvela İstanbul, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, Sakarya ve Kocaeli; Daha sonra da Samsun, Çorum, Sinop, Amasya, Tokat, Ordu ve Giresun il ve ilçe teşkilatlarımızın, milletvekillerimizin, MYK üyelerimizin, belediye başkanlarımızın ve partimizin diğer kademelerinde görev alan dava arkadaşlarımızın iştirakiyle çok başarılı istişare toplantıları gerçekleştirilmiştir. Allah nasip ederse 18 Kasım 2023 tarihinde Konya; 19 Kasım 2023 tarihinde Van; 26 Kasım 2023 tarihinde Ankara merkezli istişare toplantılarımızla birlikte çalışma programımızı noktalayacağız. Böylelikle 14 Ekim 2023 tarihinden 26 Kasım 2023 tarihine kadar 81 ilimizi ve bütün ilçelerimizi genişletilmiş istişare toplantısı ortamında buluşturmuş olacağız.
Mezkûr toplantılarımızda, iç ve dış konu başlıklarıyla birlikte partimizin stratejik hedeflerinin, 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimleriyle ilgili bakış ve düşüncelerimizin temiz, tesirli ve fikren tedarikli bir dille anlatılması siyasetteki Milliyetçi Hareket Partisi farkını açıkça gözler önüne sermektedir. Evvelemirde genişletilmiş bölge istişare toplantılarımızın takip ve temininden sorumlu olan Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Prof.Dr. Edip Semih Yalçın başta olmak üzere, Başkanlık Divanımıza, siz değerli milletvekili arkadaşlarıma, MYK ve MDK üyelerimize, il ve ilçe başkanlarımıza, ezcümle aziz dava arkadaşlarımızın tamamına yürekten teşekkür ediyorum.
"Laf değil iş üretiyoruz"
Allah hepsinden ve hepinizden razı olsun diyorum. Laf değil iş üretiyoruz. Akan suyun yosun, işleyen demirin pas tutmayacağını biliyoruz. Çalışmayı bir nimet gibi telakki ediyoruz. Milletimize hizmeti varoluşumuzun özü olarak değerlendiriyoruz. 85 milyon Türk vatandaşımızın tamamına elimizi uzatıyoruz. Her insanımıza gönlümüzü açıyor, yüreğimizden bir yer ayırıyoruz. Gönül vermedikçe gönül bulamayacağımızın farkındayız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletimize gönlümüzü verdik, ülkemize de ömrümüzü adadık. Gönül eğer bina ise mimarbaşı muhabbettir dedik.
“Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed’siz muhabbetten ne hasıl?”
Muhammedi ahlakla, muhabbet ikliminde hep birlikte çok daha güçlü olacağımıza inanıyoruz.
Hiç kimseyi öteki görmüyoruz, ötekileştirmiyoruz. Milletimizin tüm güzelliklerini sahipleniyoruz, tüm değerlerini yüreğimizde taşıyoruz, inançla da mücadelemizi yapıyoruz. Hz. Mevlana’nın dediği gibi, “aşk nasip işidir, hesap işi değil; aşk adayıştır, arayış değil.” Nitekim milletimize adanmışlığımız hesabi değil hasbidir, aşkımız ise kuru laf değil kalbi hakikattir. Bu ilhamla Türkiye’mizin her yerindeyiz. Vatandaşlarımızla buluşuyor, konuşuyor, görüşüyor, dertleşiyor, vuslat sıcaklığında birlikte kucaklaşıyoruz.
Cılk yumurtadan cücük çıkartma hesabı yapanların bizimle boy ölçüşme çabasının beyhude çırpınış olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Boş aslan yatağında tilki gibi kuyruk sallayanlara ise gülüp geçiyor, işimize bakıyoruz, önümüze bakıyoruz, ülkemize ve milletimize nasıl hizmet edeceğimize odaklanıyoruz. Nasıl ki cahile söz yetmez, çalıda gül bitmezse, zillete düşüp tarihin tersine kürek çeken siyasi düşkünlerde de samimiyet ve dürüstlüğün izi görülmez, görülemez.
“Boş zamanlarında İstanbul’a uğrayan Büyükşehir Belediye Başkanını evine göndereceğiz”
Yer de çalışıyor, gök de çalışıyor, hamd olsun Milliyetçi Hareket Partisi de çalışıyor, üstelik nefes alır gibi çalışıyor, dur durak bilmeden çalışıyor ve buna da devam etmekte kararlılık gösteriyor. 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerine hazırlık sürecini dolu dolu geçireceğiz, hiçbir şeyi şansa veya sürprize bırakmayacağız.
Küresel sömürü çarkında öğütülen, emperyalizme öğün olan, bu suretle iktidara değil Türkiye’ye muhalefet eden partilere meydanın boş olmadığını hem öğreteceğiz hem de göstereceğiz. Ara sıra, keyfi yeterse, boş zamanlarında İstanbul’a uğrayan Büyükşehir Belediye Başkanını evine göndereceğiz. CHP ve HEDEP yönetimindeki diğer büyükşehir ve il belediyelerini cumhurun iradesiyle birleştireceğiz.
“Zillet ittifakının ayak oyunları sona erecek”
Zillet ittifakının ayak oyunları sona erecek. 31 Mart 2019 tarihinden buyana maşeri vicdanda bir ızdırap halini alan kayıp yıllar Allah’ın izniyle son bulacak. Merkezi Yönetimle yerel yönetimler tek ses, tek yürek olacak. Belediye kaynaklarını bölücülüğe, bölücülere, teröristlere ve parti içi çıkar kavgalarına sevk eden dalaverecilerden milletimiz mutlaka hesap soracak. Yerel yönetimler aracılığıyla, devletin kasasını, milletin kesesini gasp edip Türkiye Cumhuriyeti’ne kafa tutan çürümüşler demokratik bedeli en ağır şekilde ödeyecekler. Biz dedik mi yaparız, yaptık mı sonuna kadar arkasında dururuz.
Zamana ve mekana göre fikir, görüş ve siyaset değiştirmeyiz. Olduğumuz gibi görünmenin, göründüğümüz gibi olmanın sırrı da buradadır. Rüzgarsız havada dönen fırıldağın kimler tarafından üflendiğini bilir, bu üfleyen faziletsiz fırıldakların yakasından da tutarız. Gerçekleri haykırmaktan korkmayız, korkmayacağız. Zalime zalim, haine hain, katile katil, kahramana da kahraman demeyi sürdüreceğiz. Çalışmaktan yorulmayacağız, vatan ve millet sevdamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz Türk ve Türkiye aşığı Milliyetçi Harekât Partisi’yiz. Çünkü biz parmak ile sayılmayan, kırmak ile tükenmeyen, vurmak ile düşmeyen Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.
“Merkezden Yerele, İstikrarı Bozmadan Umuda Doğru” yürüme azmindeyiz.
“İsrail aciz, ahlaksız ve korkak olduğunu bir kez daha belgelemiştir”
7 Ekim 2023 tarihinden bugüne kadar maalesef Filistin halkının nehir gibi kanı akmaktadır. Mazlumların feryadı sadece ilk kıblemizin nurlu gökyüzünde değil, dünyanın tamamında yankılanmaktadır. İsrail saldırıları hiçbir kural, hiçbir insaf, hiçbir sınır tanımadan devam etmektedir. Zulmün çıbanbaşı Netenyahu, “Gazze’de süresiz güvenliği sağlayacağız” diyerek katliamları aralıksız sürdürme mesajı vermiştir. Görüldüğü kadarıyla İsrail çatışma bölgesinde sıkışmış, taktik değişikliklerle cinayet planlarını güncellemek zorunda kalmıştır.
Düz hatlarda ilerleyemeyen, ilerlese bile çok ağır kayıplar veren İsrail ordusunun, karşısına çıkan direniş noktalarını çevresinden dolanmak suretiyle aşmayı hedeflediği anlaşılmaktadır. İsrail askeri unsurları bunu yaparken de bebek, çocuk, yaşlı ve kadın demeden masum insanları katletmektedir. Okullar, ibadethaneler, hastaneler, sivil yerleşim sahaları, kamplar, sığınma alanları bombalanmaktadır. Gazze’nin en büyük hastanesi olan El Şifa Hastanesi’nin keskin nişancılarla, füzelerle ve dronlarla vurulması İsrail’in savaş suçları siciline bir yenisini eklemiştir.
İsrail aciz, ahlaksız ve korkak olduğunu bir kez daha belgelemiştir. Binlerce sivilin sığındığı ve yaralıların getirildiği Şifa Hastanesi bahçesine patlayıcı başlığı olmayan, üzerinde 1’er metrelik 6 bıçağın bulunduğu füzenin atılması kelimenin tam anlamıyla vahşettir.
Bu füzenin yalnızca ABD ordusunun envanterinde bulunması da iki ülke arasındaki yıkım ve cinayet ortaklığının delilidir. Filistinliler zorla yerlerinden, yurtlarından ve yuvalarından çıkarılmak istenmektedir. Buna rağmen Biden yönetiminin, Filistinlilerin sürülmesini ve Gazze’nin işgalini doğru bulmadıklarını açıklaması bize göre sahte bir iyi niyet temennisinden ibarettir. Avrupa Birliği’nin Gazze’de çatışmalara derhal ara verilmesi ve insani yardım koridorunun oluşturulması hususundaki çağrısı da caydırıcılığı ve inandırıcılığı olmayan kuru laf kalabalığıdır. Kaldı ki, esas olan çatışmalara ara verilmesi değil, kalıcı ateşkesin sağlanması, barışın kökleşmesidir.
“Batı iki yüzlü ve çifte standartlıdır”
Batı iki yüzlü ve çifte standartlıdır. Sözde insan haklarını savunan batılı ülkeler zoraki itirazlarını yavaş yavaş seslendirse de, küresel vicdan derlenip toparlanmış, nihayet farklı başkentlerin meydanlarında biriken onbinlerce insan İsrail katliamına öfke saçmış, protesto gösterileri yaygınlık kazanmıştır. İsrail üzerindeki baskıyı artıran bu demokratik ve insani gösteriler günbegün genişlemektedir. Ancak aynı duruş ve tutumu Arap ve İslam toplumlarında gecikmeyle görmekten duyduğumuz üzüntüyü de belirtmek isterim. Bildiğiniz gibi 11 Kasım 2023 Cumartesi günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Gazze’yi görüşmek üzere olağanüstü toplanmıştır.
Riyad Zirvesi’nde gündeme getirdiği teklif ve düşünceleri saygı görüp öne çıkan, aynı zamanda sonuç bildirgesine mutabakatla yansıyan Sayın Cumhurbaşkanımız kadar dürüst, ilkeli, içten, sağlam ve samimi duruş sergileyen; kalbiyle dili arasında birebir uyum hissedilen kanaatimce hiç kimse olmamıştır. Peki Gazze’li bebeklerin haklarına tam manasıyla ne zaman sahip çıkılacaktır?
Filistinli masumların hukukunu, can ve mal güvenliğini muhafaza için beklenen, gözlenen, istenen nedir? Bu ataletin kaynağı, daha doğrusu korku duyulan sebepler nelerdir? Gazzeli masumlar kirli su içip aç ve açıkta hayat mücadelesi verirken, milyar dolarlar içinde yüzen kaymak tabakanın vicdanı rahat mıdır?
İsrail Başbakanı Netenyahu aynen şöyle demiş:
“Arap liderlerine sesleniyorum: Eğer çıkarlarınızı korumak istiyorsanız, yapmanız gereken tek bir şey var, sessiz kalın.”
Bu caninin hükmü bazı ülkelere geçebilir, ama Müslüman Türk milletine sökmez, sökmeyecek. Unutmayınız ki, korkak bin defa, kahraman ise bir defa ölür. Ona buna diyet borcu olanların; çıkarlarının izdüşümünde göbeği bağlı, geleceği rehin altında bulunanların duruşundan da asla bahsedilemez.
Türkiye Cumhuriyeti’nin hiç kimseye eyvallahı yoktur. Hiçbir odakla al takke ver külah içinde de değildir. Zulme sessiz kalmak aynı zamanda ortak olmak demektir. Herkes sussa da biz susmayacağız, sessiz kalmayacağız, zalime zalim demekten ödün vermeyeceğiz. Emperyalizme, Faşizme ve Siyonizme kategorik olarak sonuna kadar tepki göstereceğiz.
İlk olarak, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların durması, sürdürülebilir barış ve ateşkes ortamının tesis edilmesi ve insani yardım koridorlarının açılması şarttır.
İkinci olarak, İsrail’e kapsamlı yaptırım programı uygulanmalı, Gazze’yi harap etmesinden dolayı tazminata mahkum edilmelidir.
Üçüncü olarak, İslam ülkelerinin katılım ve desteğiyle barış gücü oluşturulmalı, garantörlük kurumu işletilmelidir.
Beşinci olarak, iki devletli çözüm iklimi acilen yeşermeli, 1967 sınırlarına haiz, başkenti Doğu Kudüs olan egemen, toprak bütünlüğünü sağlamış bağımsız Filistin devletinin tanınması sağlanmalıdır.
Altıncı olarak da, eli ve vicdanı kanlı Netenyahu ve yönetimi işledikleri savaş suçlarından dolayı Lahey Adalet Divanı’nda yargılanmalıdır.
Avrupa Birliği Komisyonu, 2023 yılı Genişleme Strateji Belgesi ile Türkiye dâhil tüm aday ve potansiyel aday ülkeler için hazırlanan Ülke Raporlarını 8 Kasım’da açıklamıştır. Anılan Komisyonun 2023 yılı Türkiye Raporu, bundan evvelki 24 rapordan içerik bakımından pek farklı değildir. AB Komisyonu ülkemize karşı yine önyargılı tutumunu, yine haksızlığı ve hukuksuzluğu teyit eden sakat bakışını bir kez daha göstermiştir.
Raporda, Türkiye’nin İsrail-Filistin savaşına dair duruşunun AB’yle tamamen uyumsuz olduğu hususundaki ilkel ve mesnetsiz eleştirisi dikkatimizi çekmiştir. Anlamadıkları şudur: Uyumlu olsaydı utancımızdan ve üzüntümüzden insan içine çıkacak, dost ve kardeş ülkelerin yüzüne bakacak ne halimiz ne de hakkımız olurdu. Biz dünyaya haçlı emellerinin mevziisinden değil hilalin nurundan bakıyoruz.
Biz Müslüman Türk milleti olarak din kardeşlerimizin ve soydaşlarımızın her zaman ve her fırsatta yanı başında yerimizi alıyoruz. Ankara’dan Bakü’ye uzanıyor, Astana’yla kavuşuyor, Aşkabat’la kaynaşıyor, Bişkek’le bütünleşiyor, Budapeşte’yle hasret gideriyor, Lefkoşe’yi bağrımıza basıyor, Filistin’in arkasında dağ gibi duruyoruz.
Hem Türk’üz, hem Müslümanız. Hem Türk asrı diyoruz, hem de mukaddesatımızın onuru koruyoruz. AB Komisyonu’nun 2023 yılı Türkiye Raporu’nu yırtıp atıyor veya kağıttan uçak yapıp kendilerine aynen iade ediyoruz. Hürriyet ve istiklale duyduğu sarsılmaz bağlıkla 75 yıllık bir hayata pek çok hatıra sığdıran, vatan vatan diye saç ve sakal ağartan Merhum Şairimiz Mehmet Emin Yurdakul, “Bırak Beni Haykırayım” isimli şiirinde bakınız bizlere nasıl seslenmişti:
Güncellenme Tarihi : 14.11.2023 14:38