Gündem
  • 6.1.2024 16:02

Bahçeli'den bomba öneri.. Hepten işlevsiz hale getirilmeli

Devlet Bahçeli'den sürpriz öneri! Ya düzenlenmeli ya da hepten işlevsiz hale getirilmeli
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Siyaset Okulu Sertifika Töreni'nde yaptığı açıklamada sosyal medyayla ilgili dikkat çeken bir öneride bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde "Liderlik ve Siyaset Okulu 19. Dönem Sertifika Töreni"ne katıldı. Burada konuşma yapan Devlet Bahçeli, sosyal medyayla ilgili dikkat çeken bir çağrıda bulundu.

Bahçeli sosyal medyanın 'A'dan Z'ye yeniden düzenlenmesi veya tamamıyla işlevsiz hale getirilmesi önerisinde bulundu.

Bahçeli açıklamasında, ''Sosyal medya suç ve suçluyu övdüyü mecra haline dönmüştür. Sosyal medya artık taşınması imkansız bir yüktür ve zehirlidir. Sosyal medya kullanımını ya ahlaki ve milli temelde düzenlemeli ya da batının içimize konuşlandırdığı bu melanet ve mikrop yuvasını hepten işlevsiz hale getirmeliyiz. Bu aşamada sosyal medya düşman yatağına dönüşmüş milli ve manevi hayatımızı çürütmeye başlamıştır. Bu düşüncemi özgürlüğün kısıtlanması biçiminde okuyacak sefillere yüzümüz dönüktür. Tedbiri bugün alamazsak toplumsal barış zedelenecek.'' dedi.

Mütefekkir ve Mutasavvıf Merhum Semiha Ayverdi’nin şu sözüne dikkatinizi çekmek istiyorum:

“Her ceviz yuvarlaktır, her yuvarlak ceviz değildir. Herkes insandır, fakat her gördüğün insan, insan değildir.”

Yusuf Has Hacib’in dediği gibi, “Ne der insanların iyisi, insanlıktır insan olmanın göstergesi.”

“İnsan ol, insana insanlık göster; insanlık adı övülmüştür, bunu özüne al.”

Rüzgarsız havada bir fırıldak dönüyorsa mutlaka üfleyeni vardır.

Gece yarısında kümesten gürültüler geliyorsa muhtemelen bir tilki işbaşındadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin rejim sorunu, müesses nizamıyla ilgili farklı bir arayışı yoktur, olması da düşünülemez.

Yürürlükteki Anayasa’nın 1.maddesi devletin şeklini tanımlar:

“Türkiye devleti bir Cumhuriyettir.”

Anayasa’nın 2.maddesi Cumhuriyetin niteliklerini ifade eder:

“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”

Anayasa’nın 3.maddesi de devletin bütünlüğünü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti tanımlar:

“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.”

29 Ekim 1923’ün kurucu fikrine, kuruluş ruhuna, hukuki iradesine, siyaset ve idare felsefesine, tarihsel karar ve ilkelerine sonuna kadar sahip çıkacağız, and olsun şerefimiz bileceğiz, her türlü maksatlı polemik ve sinsi gayenin de karşısında duracağız.

Hilafet tartışmasını kamçılayanların, çanak tutanların, istismar edip alarm zilleri çalanların hepsi birden hastalıklıdır, açıkça ipotek altındadır.

Toplumsal tansiyonu yükseltmek amacıyla el ovuşturan,

Bunun yanında tarlası sürülmüş, aklı rehin alınmış,  öfke nöbetlerine kapılmış, neye ve kimlere hizmet ettikleri az çok belirgin olan,

Üstelik utanmadan, sıkılmadan, onursuzca partimizin sembolü Bozkurt’u haydutça kullananların Türkiye’yi darboğaza sokmak için nasıl bir örtülü faaliyet içinde oldukları çok net görülmektedir.

Alttan alta Cumhuriyetin miras ve emanetlerine tahammülsüz olanlarla sözde milliyetçilik maskesi takanların dolaylı şekilde el ele verdikleri, iç barış ve huzur ortamını bozucu girişimlerin asıl faili oldukları, bir nevi DEM’lendikleri, hayat çizgilerini dümenciliğe bağladıkları ortadadır.

Devlete ve millete karşı siyaset yapılamaz, yapılırsa bunun adı siyaset değil hıyanetle anılacaktır.

Türk milletinin sinir uçlarıyla oynamanın adı milliyetçilik olamaz, olur diyen varsa hevesleri kursaklarında kalacaktır.

Türk milliyetçiliği, vatan ve millet sevdalısı Türk milliyetçileri etnik ve mezhep kışkırtıcısı, yabancı düşmanlığı ve ırkçılığı kılavuz haline getiren kanser hücrelerine sabır gösteremez, onlarla aynı hizada asla bulunamaz.

Bakınız ne diyordu Merhum Dündar Taşer:

“Milli şuur Milliyetçi Hareket’i doğurmuştur.

Bu hareket Şeyh Edebali gibi gönül pirleri, Çandarlı Hoca Paşa gibi ilim ülkücülerini beklemektedir.

Bu bekleyiş demiri eritene kadar sürecektir.

Ergenekon’dan demiri eritince çıkmıştık, binlerce yıl önceki efsaneler tutulacak yolu göstermiştir. Demiri eritinceye kadar sabır.”

Çok şükür demir erimiş, vakit gelmiştir.

Milliyetçilik, milliyetsizlerin elinde oyuncak olmayacak, maneviyatımız da münafıkların emeline kurban verilmeyecektir.

“Artık anlıyoruz ki, kahraman, hangi sahada olursa olsun, ayağımızın altından, başımızın üstünde ve ruhumuzun içindeki dar ve hasis dünyaları bir çekişte koparıp alan, yerlerine iyi, doğru, güzel ölçüleriyle yenilerini getiren iç ve dış alemler fatihidir.” diyen Merhum Şairimiz Necip Fazıl Kısakürek haksız mıdır? Hatalı mıdır?

Bu fatihler Türk milletinin sinesinden yetişmiş, bundan sonra da yetişecektir.

Güvencemiz budur, gücümüz budur, geleceğin mimarı da bunlardır.

Değerli Arkadaşlarım,

Muhterem Misafirler,

Türkiye’nin parlayan çehresini, güçlenen iradesini, yükselen itibarını gölgelemek, yapay iç sorunlara gömülmesini projelendirmek amacıyla iç ve dış mahreçli bir operasyon günbegün ilerleyiş kaydetmektedir.

Bu karanlık kampanya sürecinin 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerine kadar artarak devamı beklenmelidir.

Güncellenme Tarihi : 6.1.2024 16:08

İLGİLİ HABERLER