
BAKAN ŞAHİN: ''TOPLUMU KORUMAK ADINA CANINDAN OLDUYSA ŞEHİTTİR"
ANKARA- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Taslağı'ndaki ''yakın ilişki'' ifadesiyle ilgili, ''Hukukçular, bu kavramın çok izafi bir kavram olduğunu, uygulamada çok farklı sonuçların çıkabileceğini, bu soyut kavram üzerinden şiddeti önlemenin mümkün olmadığını, kadın ve aile bireylerini şiddetten koruma başlığı altında daha somut önerileri koymamız gerektiğini bizimle paylaştılar. Biz onun üzerine 'yakın ilişki' kısmını, ileride yaşanacak sorunları önlemek adına şu andaki sistemden çıkardık'' dedi.
Soru: Bakanlığınızın 2011 yılı politikalarını, projelerini değerlendirdiğinizde neler söyleyebilirsiniz-
Cevap: ''Bakanlığın altı aylık bir geçmişi oldu. Bu bakanlık ustalık döneminin en önemli bakanlıklarından biri olarak görünüyor. Çünkü sosyal hizmetlerle sosyal yardımlaşmanın tek çatı altında birleştirildiği ve aile sosyal destek uzmanlığı projesinin hayata geçirilmesiyle ilgili hükümet programına konmuş, net projeleri olan bir bakanlık.
Biz altı aylık süreçte, bu bakanlıktan ayrı ayrı gelen birimleri senkronize edip bir bakanlık çatısı altında hem zihinsel dönüşümü, hem kurumsal dönüşümü başarmaya çalıştık. Bu önemli bir şey. Çünkü takım çalışmasını oluşturmamız, insanı ve bilgiyi yönetmemiz gerekiyordu ki projeleri başarıyla hayata geçirebilelim.
Geldiğimiz noktada bir takımı oluşturduk ve muhataplarımız belli. 5 genel müdürümüz, 32 daire başkanlığımızla bir sistemimiz var. Görev alanı ve tanımları belli. Hemen hızlı şekilde sorunlara çözüm iradesi koyacak, radikal tedbirleri alacak, hem hukuki temelleri olan hem de uygulamalarda ciddi şekilde ezberleri bozan ve birebir müdahale eden bir sisteme dönüştürdük. Yani Bakanlığımız ağır bir devlet geleneğiyle değil, hızlı hareket edebilen, sorunlara hızla yaklaşan ve çözüm odaklı giden esnek bir yapıya dönüştü.
-Bakanlığın mağdur kadınlara ilişkin davalara müdahil olması-
N.Ç. davasında bakanlığımız herkesten önce müdahale etti. Bunun kabul edilemez olduğunu, 13 yaşındaki bir kızın rızaya bağlı olarak birlikteliğinin mümkün olamayacağını hızlı şekilde beyan ettik ve arkasında durduk.
Arkasından bu önemli, kamuya mal olmuş kamu vicdanını zedeleyen olaylarda hizmet satın alma, yani bu işte ihtisaslaşmış hukuki altyapısı olan kişilerle çalışma iradesi beyan ettik. Hızlı şekilde şu anda bakanlığımız adına bu olaylar takip edilmeye, mahkemeye gidip hakime bakanlık adına bizim izlediğimizi ve müdahale etmek istediğimizi koyan yeni bir sisteme dönüştü. Bunlar daha önce yapılan şeyler değildi.
Soru: Eşi tarafından öldürülen Selma Civek'in davasında müdahil olmak istediniz. Bu konuyla ilgili bilgi verir misiniz-
Cevap: Biz takip edeceğiz. Mağdurun yanında, kadının yanında yer alacağız. Toplum şunu görecek. Mağdur kimse kadın ya da erkek sahipsiz değil. Devlet onların yanında, devlet onların kötü gününde işlerini kolaylaştıracak şekilde her türlü desteği vermeye hazır. Bu çok önemli. Bu sistemi daha da genişleteceğiz. Hukuki temellerini daha da genişleteceğiz.
-''Yakın ilişki içinde yaşayanlar'' ifadesi-
Soru: Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Taslağı'nın ''amaç ve kapsam'' bölümündeki şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan ''yakın ilişki içinde yaşayanların'' ifadesinin çıkarıldığı yönünde bazı haberler basında yer aldı. Bu konuya açıklık getirir misiniz-
Cevap: Biz Bakanlar Kurulu'nda bunu anlattık, ama haberde söylendiği gibi 'Bakanlar Kurulu kabul etmedi' falan gibi bir şey yok. Biz kendi içimizde zaten çalışıyoruz. Sivil toplumla çalışıyoruz, hukukçularla, akademisyenlerle, anayasa hukukçularıyla çalışıyoruz. Aile mahkemeleri hakimleriyle yaptığımız toplantıda onların ellerini güçlendirsin diye 'yakın ilişki' ifadesini koyarak, birçok sorunu o temel üzerinde çözebiliriz demiştik. Ama yine hukukçular, bize bu kavramın çok izafi bir kavram olduğunu, uygulamada çok farklı sonuçların çıkabileceğini, bu soyut kavram üzerinden şiddeti önlemenin mümkün olmadığını, kadın ve aile bireylerini şiddetten koruma başlığı altında bizim daha somut önerileri koymamız gerektiğini bizimle paylaştılar. Biz onun üzerine 'yakın ilişki' kısmını, ileride yaşanacak sorunları önlemek adına şu andaki sistemden çıkardık.
Nişanlıyken, boşanma öncesi ve boşanma sonrası yaşanan olaylar, evlilik birliği bittiyse bile kadının korunacağı, birçok sorunu... Bugün mesela yaşadığımız olaylarda da son 6 ayda da her olayda baktığımızda, bu koyduğumuz kriterler, birçok alanda 4320 sayılı Ailenin Korunması Kanunu'na göre çok güçlü bir altyapı oluşturuyor. Şu anda boşanmış çiftlerle ilgili koruma olmadığı, aile birliği bittiği için koruma veremiyorduk. Nişanlılarla ilgili bir hüküm olmadığı için aile mahkemesi hakimleri bu şekilde müdahale edemiyordu.
Şimdi bizim bu çalışma alanlarını genişletirken Medeni Kanun'a göre hareket etmemiz lazım. Medeni Kanun'da 'yakın ilişki' diye bir tanım olmadığına göre, benim koruyacağım, kollayacağım birim de oluşturacağım yasa da anayasadan, yasalardan, Medeni Kanun'dan bağımsız bir yasa olamaz. Biz bu çerçevede süreci yönetiyoruz. Ama şuna bakmak gerekiyor. Şu anda 4320 nasıl çalışıyor- Şu anda 4320 yalnızca aile bireylerini koruyor. Bizim getirdiğimiz yasa ne hale dönüşecek, aile birimi kurulmadan önce, nikah öncesi nişanlılık durumu, nikah sonrasında koruyacak hale dönüştürecek şekilde yeniden yapılandırılıyor.
-''Toplumu korumak adına canından olduysa şehittir''-
Soru: Bingöl'de canlı bombanın üzerine atlayarak hayatını kaybeden Hatice Belgin gibi sivillerin, terörle mücadele yasasından istifade etmesine yönelik yasal düzenleme hakkında bilgi alabilir miyiz-
Cevap: İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Genelkurmay ile bir komisyon oluşturduk ve bir ay çalıştık. Bütün hepsi şu anda yaklaşık 70 mevzuatın bir araya geldiği yasal altyapıya dönüştürüyoruz. Şehit yakınlarıyla, gazilerle, dernek başkanlarıyla birebir görüştüğümüzde de yaşadığımız bir takım sorunlar vardı. O da şuydu, Terörle Mücadele Kanunu'ndan istifade edebilmesi için orada çatışmanın içinde var olması lazım. Operasyon öncesi ve operasyon sonrası olaylar olduğu zaman, 'Bu sıcak çatışma anında olmamıştır' deyip, Vazife Malulleri Kanunu'ndan istifade ediliyordu. İki kanun arasında da ciddi manada hem ekonomik hem sosyal yönden önemli farklılıklar olduğu için büyük bir mağduriyete neden oluyordu. Şimdi biz operasyon öncesini de operasyon sonrasını da sivilleri de eğer terörle mücadeleden dolayı, Hatice kardeşimiz gibi bir canlı bombanın üzerine atladıysa orada çocukları korumak, oradaki toplumu korumak adına kendi canından olduysa bu şehittir. Terörle mücadeleden, o kanundan istifade etmesi gerekir.
Biz hafta sonu Şahinbey Belediyemizin yaptığı bir sosyal tesise Hatice Belgin tesisi ismini verdik. Eşini de oraya davet ettik. Hatta biz haberleştik, oğlu da GATA'da, ağır yaralanmıştı. Bu hafta da Kadri Bey ile beraber gidip oğlumuzu görecektik, ama o akşam yoğun bakımda vefat etti. Dün aileyle de konuştum, Kadri Bey ile konuştum. Ailenin mali durumu da iyi değil, kirada oturuyor, işini kaybetmiş, zaten üç dört aydan beri bu olaylardan dolayı çocuğunun başında, geriye kalan iki çocuk var. Ben Sayın Valimize de talimat verdim. Biz de hem vakıflardan destek vereceğiz hem şehit yakınları birimi bize bağlı. Biz onlara bir ev alacağız. Dün ben bu kararı Vali Bey ile paylaştım. Hemen onlar çalışmasını yapacaklar. Büyük bir mağduriyet var, büyük bir yara var, büyük bir acı var. Bundan sonraki hayatlarını daha kolay yürütebilecekleri şekilde sosyal devlet olarak yanlarında durmamız ve o aileye yardımcı olmamız gerekiyor. Biz de o iradeyi beyan ettik.
-''Türkiye'nin ulaşılabilirlik haritası gelecek''-
Soru: Ulaşılabilirlik konusunda yerel yönetimlere verilen süre Temmuz 2012'de dolacak. Bu konuda gerekli önlemlerin alınmaması durumunda ne yapılacak-
Cevap: Biz zamanı uzatmamayı düşünüyoruz. Bu irade beyanımızı da sürekli söylüyoruz. Yedinci aya doğru bakacağız duruma. Ben şimdi valilerden, her ilin, her ilçenin ulaşılabilirlik haritasını istedim. 10 gün içinde bize bütün Türkiye'nin haritası gelecek. Hangi ilde, hangi ilçede daha zayıfsa, birebir müdahaleyle, birebir takiple benim direkt belediye başkanıyla, valiyle yapacağım birebir konuşmalardan sonra bu 7 aylık süreçte herkesin hızlı şekilde eksiğini tamamlamasını sağlayacağız. Çünkü burada, 'Biz bunu 7 yılda yapamadık 7 ayda nasıl yapacağız', 'Acaba uzatabilir miyiz' anlayışı hakim olabilir. 7 yılda yapılamadıysa onların sorunu. 7 ayda yapabilme iradesi ve beyanını biz koyuyoruz. Takibini de yapacağız. Çünkü 7 yıl uzun bir süre. Yapılmadıysa hızlı bir şekilde hareket edip eksiğini tamamlamak onların görevi.