Ekonomi
  • 6.12.2004 13:49

BARDAKOĞLU: ORGAN NAKLİ DİNEN CAİZDİR, TÜRKİYE BU KONUDA İSLAM ÜLKELERİNE ÖNCÜLÜK ETMELİDİR

YUSUF ZİYA ERARSLAN
ANKARA- Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kadavra donörlerin (organ bağışı yapan ölü insan) hastane masraflarının devlet tarafından karşılanmasına yönelik bir inisiyatif başlattıklarını belirterek,, canlıdan organ nakilleri konularında da yasal düzenleme yapacaklarını söyledi. Akdağ, uluslararası boyutta sürdürülen organ kaçakçılığı ile mücadelenin evrensel boyutlara taşınması gerektiğini kaydetti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ise, organ naklinin dinen caiz olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu konuda İslam ülkelerine öncülük etmesi gerektiğini kaydetti.
Ortadoğu Organ Nakli Derneği'nin (MESOT) 9. bilimsel kongresi Ankara'da başladı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Bakan Akdağ, 1987 yılında kurulan MESOT'un ilk kongresinin, kurulduğu yer olan Ankara'da yapıldığını belirterek, bu önemli organizasyona yeniden ev sahipliği yaptıkları için mutlu olduklarını söyledi. Giderek uzayan insan ömrü ve bunun getirdiği kronik rahatsızlıklar nedeniyle organ yetmezliklerinin daha sık görülen hastalıklar olarak ortaya çıktığını ifade eden Akdağ, tıp dünyasının halen bu hastalar için organ naklinden daha iyi bir tedavi modeli keşfedemediğini kaydetti. Tüm dünyada 'organ açlığı' olarak ifade edilen sıkıntıların yaşandığını vurgulayan Akdağ, kadavra nakillerinin artırılmasına yönelik yoğun çabaların gösterilmesinin kaçınılmaz hale geldiğini belirtti.
Akdağ, bunun yanı sıra canlıdan yapılan nakillerin de giderek arttığını ve yoğun etik tartışmaların gündemde yer almaya devam ettiğini hatırlatarak, "Organ nakli bu yönüyle yalnız bilimsel değil, aynı zamanda sosyopolitik, etik ve hukuki bir olgudur. Bu bağlamda ülkelerarası bilgi alışverişi ve dayanışma giderek daha çok önem kazanmaktadır. Kongrenin bu çerçevede önemli bir işlev göreceğine inanıyorum. Ülkemizde organ nakli faaliyetleri 1979 yılında çıkarılan 'Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun' çerçevesinde yürütülmektedir. Oldukça kapsamlı ve iyi hazırlanmış bu kanuna 2000 yılında 'Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği' eklenmiştir" diye konuştu. 1979 yılına kadar bir sivil toplum kuruluşu Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği (ONKKD) tarafından yürütülen kadavradan organ temini ve dağıtılmasına yönelik koordinasyon faaliyetlerinin, söz konusu yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren Sağlık Bakanlığı'na devredildiğini belirten Akdağ, şunları söyledi:
"Ben Sağlık Bakanı olduktan sonra Organ Nakli Yasası'nın günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden düzenlenmesi için bir çalışma başlattım. Bu çalışma çerçevesinde hazırlanan yeni kanun taslağımızda kadavra donörlerin hastane masraflarının karşılanmasına yönelik bir inisiyatif başlatıyoruz. Mevcut yasamızda hiçbir sınır bulunmayan canlıdan organ nakillerinde de yeni bir düzenleme getiriyoruz. Konuştuğumuz konunun önemli hususlarından birisi de organ kaçakçılığıdır. Uluslararası boyutta sürdürülen organ kaçakçılığı ile mücadele de evrensel boyutta olmalıdır. Nitekim bu konuda üyesi olduğumuz çeşitli platformlarda ortak çaba çağrılarında bulunduk. Yeni kanunumuzda da bu çerçevede organ kaçakçılığına karışanlara yönelik ağır yaptırımlar getiriyoruz. Burada hepinizin huzurunda organ nakli konusunda teknik altyapı ve bilgi eksikliğimiz bulunmadığını büyük bir memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Alanlarında saygıdeğer unvanlar kazanmış transplant cerrahlarımız mevcuttur. Halen yurt sathına yayılmış 25 böbrek, 17 karaciğer, 12 kalp, 21 kornea ve 15 kemik iliği nakli merkezimiz bulunmaktadır. Ancak bilindiğiniz gibi transplantasyon programlarının en önemli verilerinden birisi kadavra organ kullanımıdır ve milyon nüfus başına bağışlanmış kadavra sayısı ile ifade edilmektedir. Üyesi olmaya aday bulunduğumuz Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran 15-20 arasında değişmekteyken, ülkemizde bu rakam maalesef milyon nüfus başına 1.5 gibi kabul edilemez bir düzeyde bulunmaktadır. Her ne kadar kadavra sayımız her yıl artıyor gibi görünse de bu artış istediğimiz oranda değildir. 2003 yılı itibariyle 105 olan kadavra donör sayımız, 2004 yılı için 5.12.2004 tarihi itibariyle 114'e ulaşmıştır. Bakanlığımın hedefi bu sayının çağdaş dünya ülkeleriyle aynı düzeylere ulaşmasını sağlamaktır."

"2005 YILINDA ORGAN NAKLİ ALARMI VERİLECEK"
Türkiye'de şu anda çeşitli transplantasyon merkezlerinin organ bekleme listelerinde 6 bin 500 hastanın böbrek beklediğini belirten Akdağ, bu sayının çok daha fazla olması gerektiğine inandığını söyledi. 2004 yıl ortası itibariyle 32 bin kişinin kronik böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize girdiğini ve her yıl yaklaşık 5 bin kişinin diyaliz hastaları arasına katıldığını ifade eden Akdağ, "Bu yıl sonuna kadar sonuçlandırmayı planladığımız Ulusal Bekleme Listesi'nin oluşturulması ile nakil bekleyen hastalarımız açısından daha sağlıklı rakamlar ortaya çıkacaktır. Burada üzülerek ifade etmek istediğim bir husus ise, ülkemizde organ bağış bilincinin henüz gelişmemiş olmasıdır. İnsanlarımız organ nakli gerektiren hastalıkların kendilerine uzak olduğunu sanmaktadır. Ne var ki, diyaliz tedavisi gerektiren kronik böbrek hastalığının en sık görülen nedenleri yüksek tansiyon ve şeker hastalığıdır. Bu iki hastalık da bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sık görülen hastalıklar arasındadır. Bu nedenle kronik hastalıkların önlenmesine yönelik yeni programların geliştirilmesi kritik önem taşımaktadır" şeklinde konuştu.
Akdağ, Aile Hekimliği'nin hayata geçirilmesiyle birlikte her vatandaşın kendilerini izleyecek bir aile hekimleri olacağını ve bu hekimler aracılığıyla kronik hastalıkların takip programları ile hem kronik hastalıkların erken tanısı hem de komplikasyonlarının önlenmesi yolunda önemli oranda başarı sağlanmış olacağını kaydetti. 2005 yılında organ nakline yönelik yoğun bir eğitim ve bilgilendirme çalışması başlatacaklarını söyleyen Akdağ, sözlerini şöyle noktaladı:
"Vatandaşımızın organ nakli bilincinin artırılması için yapacağımız çalışmalar yanında, organ nakli koordinatörlerinin sertifikasyon eğitimlerini gerçekleştirecek ve her sağlık personelinin organ nakli hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayacağız. Bu çok boyutlu çalışmada şimdiye dek önemli bir fonksiyonu yerine getirmiş olan medyamızın ve diğer kamu ve sivil toplum kuruluşlarının bundan sonra da yanımızda olacağına inanıyorum. Alicenap Türk vatandaşları sevdiklerini kaybettikleri en acılı anlarında organ bağışlamak suretiyle bugüne kadar pek çok vatandaşımızın hayata bağlanmasına neden oldular. Bunun gelecekte de artarak süreceğine inanıyorum."
Konferansta konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ise, insanların yardımına koşacak her türlü hareketin ibadet sayıldığını belirterek, organ naklinin dinen caiz olduğunu söyledi. Organ naklinin cenazeye saygısızlık anlamına gelmediğinin altını çizen Bardakoğlu, "İslam dininde organ naklinin teşvik eden birçok hususlar vardır. Biz bu konuda İslam ülkelerine öncülük etmeliyiz" diye konuştu.
9. Ortadoğu Organ Nakli Derneği Konferansı'na İran, İsrail, Pakistan, Umman, Lübnan, Kuveyt, Suudi Arabistan, Cezayir, Katar, Yemen, Azerbaycan gibi ülkelerin yanı sıra, Avrupa, ABD, Japonya ve Güney Afrika'dan da çok sayıda uzman katıldı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:24

İLGİLİ HABERLER