
BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN ÇÖMELME AÇIKLAMASI!..
İSTANBUL - Başbakan Erdoğan, Kanada'da düzenlenecek G-20 Zirvesine katılmak üzere İstanbul'dan Toronto'ya hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.
Orada iki günlük yoğun bir programı icra edeceklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
''Mevcut gündemin dışında başta sayın Obama olmak üzere liderlerle birçok görüşmelerimiz olacak. G-20'nin ağırlıklı gündemi, dünyadaki küresel finans krizinden bu yana yoğunlaşan ekonomik kriz karşısında alınan tedbirler ve G-20 zirvesinin değerlendirilmesinin yapılacağı gibi, önümüzdeki sürece yönelik ne gibi çalışmalar yapılıyor, ne gibi çalışmalar yapılacak, bunların değerlendirilmesi olacak. Bu süreç içerisinde malum G-20 ülkelerinin teröre yönelik de birçok yaklaşım tarzı var. G-20'nin bunların dışında kalamayacağı bundan önceki görüşmelerimizde zaten hep gündemimizde yer aldı.''
Başbakan Erdoğan, pazartesi günü Türkiye'ye döneceklerini kaydetti.
-SORULAR-
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesine ilişkin bir soru üzerine, görüşmenin içeriğiyle ilgili bir açıklamada bulunmasının doğru olmayacağını, bunun mümkün de bulunmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle bugün yaptığı toplantıya katılan bazı kişilerin, ''Silahların gölgesinde demokratik açılımdan söz edilemez'' ifadesini kullandığını anımsatan bir gazetecinin sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şu karşılığı verdi:
''Bir başka konu, eğer bölücü terör örgütü silah bırakıyorsa, operasyonel noktada ne yapacaktır, güvenlik güçlerimiz de operasyon noktasındaki sayılarını minimize edecektir. Çünkü hiçbir güvenlik gücü de durup dururken rastgele 'Ben şu operasyonu yapayım, bu operasyonu yapayım' demez. Bütün mesele huzur ortamının olmasındadır. Huzur ortamı olduğu anda zaten güvenlik gücü de operasyonlarını minimize edecektir. Varsa bir yerde herhangi bir olay sadece o olayın üzerine gider, ama bunun dışında da herhangi bir şeyi yapmaz. Burada bütün mesele bu benim de dikkatimi çekiyor; silahların bırakılması... Kim silah bırakacak? STK'lar bunu dillendirsin öncelikle.''
Diyarbakır'daki STK'ların ''ön şartsız silah bırakma'' dediklerini, bu çağrıyı terör örgütüne yaptıklarını ifade eden Erdoğan, ''Takdir edilmesi gereken budur. Olması gereken budur. Bu yapıldığı anda zaten inanıyorum ki bölge de ülkemiz de çok daha farklı bir huzur ortamında aydınlık geleceği yakalayacaktır'' dedi.
Demokratik açılım sürecinden herhangi bir taviz vermelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bizim bu Milli Birlik ve Kardeşlik projemiz, bundan daha güzel ne olabilir? Ülkemizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini istiyoruz ve bunu da bir demokratik açılım süreci olarak devam ettirelim istiyoruz. Burada barış var, temel hak ve özgürlükler var, burada bir defa bölgesel milliyetçilik diye bir şey asla olmayacak ki bunu isteyenler var, bunu isteyenler ayrımcılığı isteyenlerdir aynı zamanda, etnik milliyetçiliği ortadan kaldırmak var, dinsel milliyetçiliği ortadan kaldırmak var, bütün bunları hedefliyoruz ve teröre karşı 72 milyon birlikte mücadele edelim istiyoruz.''
Başbakan Erdoğan, bu arada başta işsizlik olmak üzere ekonomik sorunlar olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
''Bununla olan mücadelemiz var ve son zamanlarda da hamd olsun burada da hedefimize doğru ilerliyoruz. Bakın artık işsizlikte de gözle görülür bir azalma var. Avrupa ülkelerinde, dünyada artış hala devam ederken bizde de düşüş şu anda devam ediyor ve bu konuda da kararlılığımız aynen devam edecek.''
Erdoğan, bir gazetecinin, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç'un referanduma ilişkin değerlendirmeleri konusundaki görüşlerini sorması üzerine, herkesin yorumunun kendine ait olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ama bir gerçeği ortaya koyuyor bu, o da şudur; Bir defa 'referandum şu zaman yapılır, şu zaman yapılmaz' diye bir şey olmaz. Bunlar gerçekten siyaset acemisi... Böyle saçmalık mı olur? Referandumun yapılmasıyla ilgili yasal noktada süreçler, ne zaman yapılır, ne zaman yapılmaz bellidir zaten... Şu anda bunun yapılmasına mani bir yasa yoksa, bir yasal düzenleme yoksa biz referandumu her zaman yapmalıyız.''
Türkiye'nin referandumlara alışık bir ülke olmadığını dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu süreç aslında tarihi bir süreçtir. Çünkü bununla birlikte herkesin üzerinde ittifak ettiği bir darbe Anayasasında çok çok hayati sayılabilecek maddeler ki, bunlar toplamda ek maddelerle beraber 29'dur. Bu 29 madde burada oylanacak ve bunun parlamentodan geçiş sürecini izlediniz, nasıl bir geçiş süreci oldu ve 14 gün burada geceli gündüzlü milletimizin vekilleri bir çalışma yaptı. Şimdi burada bütün bu sivil toplum kuruluşları ki, TÜSİAD da bunun içerisindedir, hepsiyle görüşülmüştür. Tüm bunların çerçevesi içerisinde yapılmış olan hazırlığa şimdi kalkıp bu şekilde seçimin arifesinde... Seçimin arifesi ne? Daha bir yılı aşkın zaman var.
Şu anda genel seçimlere, milletvekili seçimlerine yaklaşık 13-14 ay var ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini söylüyorsunuz, 2 yılı aşkın ona zaman var. 'Referandum yapılamaz, yapılması uygun değildir'. Bu bir defa gelişmiş bir ülkeye, gelişmekte olan bir ülkeye, demokrasiye inanmış bir sivil toplum örgütüne, onun yöneticilerine yakışır bir yaklaşım tarzı değildir. Erken seçim gibi bir beklentileri varsa, böyle bir şey de beklemesinler. Erken seçim gibi bir şey şu anda söz konusu değil.''
Başbakan Erdoğan, ''Ama doğrusu ben bu yaklaşım tarzını şık bulmuyorum, hoş bulmuyorum. Keşke bu yaklaşımı göstermeseydiler diye bekliyorum ve demokratik açılım süreci için kendileriyle görüşüldüğünde bütün kanaatlerini de ortaya koydular'' şeklinde konuştu.
-SİPERDEKİ FOTOĞRAF-
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''Mevzi fotoğraflarınıza ilişkin bazı eleştiriler oldu'' yorumu üzerine, şu değerlendirmeyi yaptı:
''Dili olan, bulduğu televizyon kanallarında istediği gibi, ağzına ne gelirse konuşuyor, aklına ne gelirse yazıyor. 'Atatürk gibi ayakta durmak' falan diyorlar, tarihi de bilmiyorlar. Aç biraz tarih oku, aç biraz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün siper arkasında nasıl durduğunun resimlerini gör. Ama sağ olsun köşe yazarlarının içerisinde bu fotoğraf karelerini koymak suretiyle onlara cevap verenler de bu arada çıktı. Yani Atatürk'ün mevzilerde nasıl durduğunu, onları gösteren fotoğraf kareleri de var. Bir defa Irak'a sıfır noktada yapılan böyle bir ziyareti ilk defa bir Başbakan yapıyor. Bu Başbakan oraya giderken böyle bir yere gideceğini bilerek oraya gitmedi. Böyle bir teklif Genelkurmay Başkanım tarafından bana Şemdinli'ye gittiğimizde yapılınca, bakan arkadaşlarımızın hepsini biz taburda bıraktık ve sadece şahsım, Genelkurmay Başkanım, Kara Kuvvetleri Komutanım ve Tümen Komutanım birlikte yanımızda 3-5 görevli arkadaşımızla oraya helikopterle indik ve o mevzide...''
Mevzinin seyyar bir mobil mevzi olduğunu ve orada herhangi bir korunak vesaire falan bulunmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Burası tamamıyla kum torbalarıyla çevrili mevzilerdir. O mevzilerin içerisinde ilgili olan arkadaşlarla beraber bizler de bulunduk ve orada bize coğrafya hakkında bilgilendirme yaptılar.
O görüntüde olmanın dışında ayakta olduğumuz an da oldu, o görüntünün olduğu an da oldu. Burada sadece orada sürekli o halde görülme diye bir şey söz konusu değil. Fakat oraya araç yolu yok, sarp, 2 bin 623 metre yüksekliğin olduğu bir nokta ve Irak'a sıfır bir nokta, bölgenin yüksekliği 3 bin metre, ortalama yüksekliğini söylüyorum. Böyle bir yüksekliği olan bir yer. Zaten coğrafyaya baktığınız zaman olay çok farklı.''
Askerin vadiyi kontrol altına almak için orada mevzilendiğini belirten Erdoğan, konuyu yerinde inceleme fırsatı bulduğunu ifade etti.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile diğer siyasi liderlerin ve medya mensuplarının bölgeye getirilmesini konuştuklarını da dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''Medyanın ileri gelenlerini, patronlarını, genel yayın yönetmenlerini, gerçi o gün bizimle beraber bir genel yayın yönetmeni arkadaşımız vardı, o bizimle beraber orada bulundu, hatta mensup olduğu gazetede o fotoğraf karesi yayınlandı. Kendisiyle de o süreci genişçe değerlendirdik. Onlar da bir gitsin görsünler, ondan sonra bakalım nasıl bir değerlendirme yapıyorlar. Orada görev yapan askerimizle yarım saat, bir saat beraber olmanın onlar için bir motivasyon olacağı inancıyla oraya gittik.''