
BAŞBAKAN, ŞOK GÖZALTILARI İSPANYA’DAN YORUMLADI:"BALYOZ"DA GÖZALTI 40'I AŞTI
MADRİD - Erdoğan, gözaltılara ilişkin soruyu yanıtlarken, ''Şu ana kadar 40'ı aşkın bir gözaltı söz konusu. Yargıya intikal etmiş bir olay. Yürütme burada sadece yargının talimatıyla, bu talimatı yerine getirme hususunda görevini ifa ediyor. Şu anda bunun akıbeti nedir ne değildir onu bilemiyorum. Ancak güvenlik güçleri bu teslimi yaptıktan sonra yargı değerlendirmesini yapacaktır'' diye konuştu.
ÖZGÜRLÜKLERDE SIKINTI YOK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin özgürlükler noktasında Batılı ülkelerin çoğundan çok daha özgür olduğunu belirterek, ''Ve dini özgürlükler noktasında büyük ölçüde ülkemiz rahat bir ülkedir'' dedi.
Erdoğan, Neuva Economia Forum'un Ritz Otel'de düzenlediği toplantıda, ''Türkiye-İspanya: Barış, İstikrar ve Refah için Ortak Vizyon'' başlıklı bir konuşma yaptı.
Avrupa Birliği'nin Türkiye?nin dış politikasının öncelikleri arasında yer aldığını belirten Erdoğan şöyle konuştu:
''Bu vesileyle İspanya'nın Dönem Başkanlığını üstlenmiş olmasından çok büyük memnuniyet ve heyecan duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. İspanya'ya bu ağır görevinde başarılar diliyorum. Bizim AB?ye katılım sürecine ilişkin tutumumuz açıktır: Hedefimiz tam üyeliktir. Tam üyelik hedefiyle çıktığımız bu yolda, başka bir seçeneğin halkımız tarafından kabul edilmesi mümkün değildir. Bu, AB açısından da bir yükümlülüktür ve beklentimiz AB'nin yükümlülüklerine sadık kalmasıdır... 50 yıl AB kapısında bekletilen bir başka ülke yok. Şu anda AB üyesi ülkeler içinde bir çoğundan önde olan bir Türkiye var, her yönüyle ve Türkiye AB'ye yük olmaya değil, Türkiye AB'den yük almaya, AB'ye katkıda bulunmaya geliyor. Aynı zamanda 1.6 milyarlık İslam dünyası ile batı dünyası arasında çok önemli bir köprü olacağını da bunu da ifade etmem gerekir. Çünkü Medeniyetler İttifakı'nın iki önemli ülkesi İspanya ve Türkiye, adres olarak da AB'yi zaten ortaya koymuşlar. Bu şekilde bu yolculuğa çıkmış durumdayız.''
Müzakerelerin hızının, Türkiye'nin beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Teknik nedenlere dayanmayan ve müktesebatla ilgisi olmayan siyasi engellemeler nedeniyle, önemli sayıda fasıl bloke edildi. Müzakerelere siyasi içerikli engeller çıkarılmamalı ve teşvik edici bir yaklaşım esas alınmalıdır. 'Avrupa'nın sınırları' diye bir bilmecede Türkiye'nin yeri olmamalıdır, olamaz. Türkiye böyle bir boş tartışmanın içinde sorgulanamaz, sorgulanmamalıdır. Burada altını çizerek ifade ediyorum, bu bilmece son derece faydasız bir uğraşıdır. Zira Türkiye zaten Avrupa?nın bir parçasıdır.''
-KIBRIS-
Bu noktada, Kıbrıs konusuna da kısaca değinmek istediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Türkiye, uluslararası arenada ikili sorunların adil, kalıcı ve çözülebilir bir neticeye kavuşmasını önemsemiş ve bunun için çaba sarf eden bir ülke'' şeklinde konuştu. Erdoğan, şunları söyledi:
''Kıbrıs?ta müzakere sürecinin adil ve kalıcı bir çözüme en kısa zamanda kavuşması yönünde, Anavatan ve garantör olarak desteğimiz sürüyor.
Bugüne kadar Kıbrıs Rum tarafının uzlaşıyı geciktiren tavrını ısrarla koruduğunu dikkatinize getirmek isterim. Müzakerelerin ebediyen devam edemeyeceği açıktır. Ada'da statükonun mağduru, çözüm iradesini kanıtlamış olan Kıbrıs Türk tarafıdır ve buna daha fazla izin verilmemelidir. Önümüzdeki kısa dönem, sürecin akıbeti açısından hayati önem arz ediyor. Kıbrıs Rum tarafının çözüm yolunda gerekli iradeyi göstermeye teşvik edilmesi hususunda, AB üyesi ülkelerin özel sorumluluğu olduğuna inanıyoruz."
-SORULARI YANITLADI-
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Erdoğan, bir katılımcının, ''Türkiye'nin AB'ye girme noktasında ne gibi yaklaşımları var? Araştırmalar ne diyor? Kamuoyu ne diyor?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Türkiye AB'ye girme noktasında sıkıntısı olan bir ülke değil aslında, fakat yapılan bazı açıklamalar Avrupalı dostlarımız tarafından Türk milletinin bu sürece bakışını olumsuz istikamette etkilemektedir. Bakıyorsunuz bir tane, bir kaç tane Avrupalı lider çıkıyor, Avrupa Birliği'ne üyelik konusunda Avrupa Birliği müktesebatı içinde olmayan yeni bir tür icat ediyor: 'İmtiyazlı Ortaklık'... AB müktesebatında veya ortaklık şekillerinde böyle bir ifade yok. Her zaman benim burada bir yakıştırmam var, yani maç başlamış maçın içerisinde penaltının kurallarını değiştiriyorsunuz. Bu olacak iş değil. Bu bellidir ve penaltı buna göre verilir. Maç esnasında bu kural değişmez. Ama Avrupa Birliği'nden sık sık bu kuralların değiştiğini görüyoruz.
Bakınız, en basitinden söylüyorum, Kıbrıs meselesinde Güney Kıbrıs Avrupa Birliği'ne nasıl alınmıştır? Belki bunu içinizde bilenler var, belki bilmeyenler var. Bakınız, Güney Kıbrıs Avrupa Birliği'ne Avrupa Birliği müktesebatını yerine getirdiği için alınmamıştır, siyasi bir kararla alınmıştır.''
-''ÖZGÜRLÜKLERDE SIKINTI YOK''-
Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'de din özgürlüğüne saygı duyuluyor mu?'' sorusuna ise ''Hiç şüpheniz olmasın bir sıkıntı görmedik bugüne kadar, bize de gelen herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Türkiye özgürlükler noktasında Batılı ülkelerin çoğundan çok daha özgürdür. 7.5 yıllık süre içinde de en büyük başarımız bu olmuştur. Ve dini özgürlükler noktasında büyük ölçüde ülkemiz rahat bir ülkedir'' cevabını verdi.
-AZERBAYCAN-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ-
Başbakan Erdoğan, ''Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri'' konusundaki sorusuna ise şu cevabı verdi:
''Burada bizim için en önemli sıkıntı şudur; Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ konusudur. Ve bu konuda biliyorsunuz bir Minsk Üçlüsü var. ABD, Rusya ve Fransa'nın 20 yıldır üstlendiği bir görev var. Ve 20 yıldır üstlendiği bu görevi ne yazık ki bir noktaya hala getirememişlerdir. Zaman zaman süreç çok ağır işlemiştir. Son dönemde bizlerin de ısrarlı teşvikleriyle bir hareketlenme, bir canlanma başlamıştır. Bu süreç halledilmedikten sonra doğrusu bizim Parlamentomuzda ciddi bir sıkıntı vardır. İçerden aldığımız sinyaller bunu gösteriyor. Ve bunun başarılması lazım ve kaldı ki aynı sıkıntıyı zaten Ermenistan tarafı da yaşıyor. Aşmamız gereken, Minsk Üçlüsü'nün bu işi çözme noktasında Ermenistan ve Azerbaycan'ı adil bir çözüme kavuşturmak suretiyle Dağlık Karabağ'ı çözüme kavuşturmaktır.
Dağlık Karabağ sorunu çözüldüğü anda bir defa Türkiye-Ermenistan arasında büyük boyutta bu iş çözülmüş olur. Bunun müjdesini özellike vermek istedim. Ama burada tabi şu anda dönem başkanı olarak İspanya'nın da Minsk Üçlüsüyle münasebetleri önem arz ediyor. Bence Minsk üçlüsü ile İspanya'nın bu dönemde yapabileceği görüşmeler ve bunların teşviki, temenni ederim ki Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun çözüme kavuşmasına neden olsun. Türkiye olarak bizler çözümden yanayız.''
-AİLE FOTOĞRAFI ÇEKİLDİ-
İkinci hükümetler arası Türkiye-İspanya zirvesinde aile fotoğrafı çekildi.
Ev sahibi İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, başbakanlık konutunda (Palacio de Moncloa) düzenlenen zirvede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanlara İspanya'nın dönem başkanlığını simgeleyen kravat hediye etti.
Erdoğan ve Zapatero, bakanlarla birlikte aile fotoğrafı için poz verdiler.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Zapatero'nun hediye ettiği kravatı takarak aile fotoğrafında yer aldı.