Ekonomi
  • 3.4.2013 13:55

Başbakan'dan engellilere büyük müjde

ANKARA -    Başbakan Erdoğan, ATO Kongre Salonu'ndaki ''İstihdamda Engel Yok'' programında yaptığı konuşmaya, bu buluşmanın gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek başladı.
      Son 10 yılda kamuda engelli istihdamını artırma, engellilerin topluma, üretime, iş gücüne katılması konularında büyük adımlar atıldığını belirten Erdoğan, ''29 Nisan 2012 tarihinde, cumhuriyet tarihimizde hatta dünya tarihinde bir ilki gerçekleştirdik. Engellilerin adil bir rekabet ortamında yarışabilmesini sağlamak amacıyla, şu andaki adıyla ÖMSS ama yakın bir zamanda EMSS olarak değiştiriyoruz, Engelli Memur Seçme Sınavı adıyla bir sınav düzenledik. Bu sınav neticesinde ilk etapta, 9 Ağustos 2012'de gerçekleştirdiğimiz kuralarla 7 bin 746 engelli kardeşimizin kamuda istihdamını sağladık'' diye konuştu.
      O tarihte bir yere yerleşemeyen engellilerden asla umutsuzluğa düşmemelerini, karamsar olmamalarını, üzüntüyü kapılmamalarını rica ettiğini anımsatan Erdoğan, ''Bir de söz vermiştim, 'Allah'ın izniyle, milletimizin desteğiyle bu istihdam süreci inşallah bundan sonra da devam edecek' demiştim. Daha önce verdiğimiz bütün sözler gibi bu sözümüzün de takipçisi olduk, sözümüzü yerine getirdik ve engelli kardeşlerimizin istihdamıyla ilgili adımlarımızı atmaya devam ettik'' değerlendirmesinde bulundu.
      Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın, ÖSYM ve ilgili kurumların yoğun çalışma ve işbirliği sonucunda engelli memurların ikinci yerleştirmesinin de yapıldığını, 591 engellinin kura yöntemiyle, 5 bin 335 engellinin de açılan kadrolara atamalarının gerçekleştirildiğini hatırlatan Erdoğan, toplam 5 bin 926 engellinin 14 Mart 2013 itibarıyla kamuda işe başladığını söyledi.
     
     -''İlginiz güneş gibi hayat kaynağı oldu''-
    
     Atamaların ardından çok samimi teşekkürler ve kalpten hayır duaları aldıklarını, gittiği illerde engelli ailelerin mensuplarının şükranlarını ifade ettiğini aktaran Başbakan Erdoğan, ataması yeni yapılan 44 yaşındaki Nizam Kırsakal'ın gönderdiği mektuba değindi. Lise mezunu Kırsakal'ın sınava girdiğini ve kazandığını, Van İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atamasının yapıldığını belirten Erdoğan, Kırsakal'ın mektubunda yer alan bazı ifadeleri paylaştı:
      ''Nizam şöyle diyor; 'Sayın Başbakanım, lise mezunu olarak Özürlü Memur Seçme Sınavı'nın ikinci atamasında Van ilimizin il milli eğitim müdürlüğüne atanmış bulunmaktayım. Şu anda Van Şişli Öğretmenevinde kalıyorum. Yüce Allah'ım nasip ederse, 5 Nisan 2013 tarihinde görevime başlayacağım. Biz engellilere göstermiş olduğunuz ilgi, bana ve diğer engelli arkadaşlarıma güneş gibi bir hayat kaynağı olmuştur. Yaşadığım bir psikolojik durumu anlatmak istiyorum. 25 Mart 2013 tarihinde Ankara'dan Van'a uçakla gelirken parmaklarımı acıtacak kadar ısırdım çünkü kendime inanamıyordum. Acaba ben rüya mı görüyordum- Yolculuğumun ilk 10-15 dakikası heyecanla geçmişti. Bu benim için artık bir rüya değil, mutlu bir yaşama başlamanın ilk adımlarıydı'.
      Bu satırların ardından Nizam, bizlere hayır dualarını iletiyor. Hem Nizam'a hem onun gibi görevine başlamış, başlayacak tüm engelli kardeşlerime buradan selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum. Allah yollarını açık etsin. Bütün aile fertleriyle birlikte sağlık, afiyet, huzur içinde yaşamlarını idame ettirsinler diye dua ediyorum.''
      Engellilerin kendilerini veya toplumun onları bir kader mahkumu olarak görmemesi gerektiğine dair inancını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''İnanıyorum ki onların bu topluma katacakları çok şeyler var'' dedi.

Üreten Türkiye

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz artık enerjisini sanal tehditlere, sanal korkulara, didişmeye en önemlisi de teröre sarf eden bir ülke değil, üretmeye, kalkınmaya daha fazla demokrasiye, daha fazla huzura sarf eden bir ülke olmak istiyoruz. Bunu da inşallah hep birlikte yapacağız'' dedi.
      Başbakan Erdoğan, Ankara Ticaret Odası Kongre Salonu'nda düzenlenen ''İstihdamda Engel Yok'' programında yaptığı konuşmada, programa katılanların engellilerin topluma neler katabileceğinin ispatı olduğunu söyledi.
      Programda engelli vatandaşların vokaliyle ''Bal gibi olur'' şarkısını seslendiren şarkıcı Asu Maralman'ı anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Demek ki Asu Hanım'ın ifade ettiği gibi 'Olur, olur bal gibi olur. Psikolog da sosyolog da mühendis de sanatçı da yazar da olur, her şey olur'' dedi.
      Bütün meselenin ''inanç ve özgüven'' olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, ''Bunun önünü açtığınız anda mesele biter. Bu iki kelimenin, kavramın üzerinde özellikle durmalıyız. Umutsuzluk ve kendine güvensizlik hiçbir şart altında bizlere musallat olmayacaktır. Mukadderat dahilinde olduğu müddetçe 'olmaz' diye, 'imkansız' diye, 'yapılamaz, ulaşılamaz' diye bir anlayış bu milletin fertlerinin lügatinde yer almayacaktır'' diye konuştu.
      Bir ülkenin, milletin sadece güçlü ekonomi, güçlü dış politika ve güçlü orduyla büyük olamayacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
      ''Bir ülkeyi, bir milleti büyük yapan o ülkenin, o milletin fertlerinin kendilerine olan özgüvenidir, kendilerini büyük hissetmeleridir. Türkiye'ye, bu aziz millete on yıllar boyunca umutsuzluk pompaladılar, güvensizlik pompaladılar, 'siz yapamazsınız, beceremezsiniz' dediler, 'imkansız, olmaz' dediler, daha da ileri gittiler yapanın önüne geçtiler, üretenin önüne geçtiler. Kendine güven içinde olanın güvenini kırmak için ellerinden ne geliyorsa onu yaptılar. Hiçbir millet korkularla ayakta duramaz, hiçbir millet her gün korkutularak, her gün ürkütülerek ayakta kalamaz. On yıllardır bu ülkede korku üreterek, tehdit üreterek, sanal düşman üreterek her türlü üretimin, her türlü farklılığın önüne geçtiler, engel çıkardılar.
      Fiziki engel engel değildir, fiziki engel aşılır. Allah yeter ki kalplere engel vermesin, Allah kalpleri mühürlemesin. Bir insanın kalbinde engel varsa, mühür varsa, kalbinde özür varsa, bununla bir yerde gönlü kastediyorum, işte onu aşmak zordur. Ne yazık ki biz ülke olarak, millet olarak kalbinde, gönlünde engel olan, korku olan bu anlayış sahipleri tarafından her dönemde, her alanda engellendik. Bunlar hiçbir farklılığa tahammül göstermediler, bunlar kendilerine benzemeyene, kendileri gibi olmayana müsamaha göstermediler, imkan sunmadılar, fırsat sunmadılar hatta yaşam alanı sağlamadılar.''
     
     -''Farklılıktan dolayı hiç kimse hiç kimseyi dışlayamaz''-
    
     Başbakan Erdoğan, insan, fikir ve vatandaşlık için standart belirlenemeyeceğini belirterek, ''Eğer bunu yaparsanız, eğer standart belirlerseniz bu ırkçılık olur, ayrımcılık olar, bu faşizm olur. Bunun gözleri görmüyor; bunu kenara al, bu yürüyemiyor; bunu bir kenara alın, bunun etnik kökeni şudur; öteleyin, bunun inancı şudur, mezhebi budur; dışlayın. Bu insanı bir tavır asla değildir ve olamaz. Doğuştan gelen yaradılıştan gelen, biz Allah'ın takdiridir diyoruz, olan bir farklılıktan dolayı hiç kimse, hiç kimseyi dışlayamaz, ötekileştirilemez, ayrımcılığa tabi tutulamaz'' diye konuştu.
      Hükümet olarak bu konularda tavır, anlayış ve istikametlerinin son derece açık, net ve belli olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
      ''Yaratılanı severiz, yaradandan ötürü. Yaratılanı hoş gör, yaradandan ötürü. İşte onun için hiç kimse boynunu bükmeyecek, hiç kimse kendisine yapılan ayrımcılığı sineye çekmeyecek. Benim milletimin hiçbir bireyi, hiçbir ferdi umutsuzluk, güvensizlik, eziklik içinde olmayacak. Büyük bir ülke olacaksak böyle olacağız. Büyük düşünecek, büyük adımlar atacak, büyük hedeflere hep birlikte ulaşacağız. Çocuklarımıza daha bebeklik anlarından itibaren ninnilerle, masallarla, dualarla o büyüklük şuurunu vereceğiz.
      Hanım kardeşlerimiz bu şuur içinde olacak, yaşlılarımız, engelli kardeşlerimiz bu şuur içinde olacak. Biz artık enerjisini sanal tehditlere, sanal korkulara, didişmeye, en önemlisi de teröre sarf eden bir ülke değil, üretmeye, kalkınmaya daha fazla demokrasiye, daha fazla huzura sarf eden bir ülke olmak istiyoruz. Bunu da inşallah hep birlikte yapacağız. Hiç kimseyi dışarıda bırakmadan, kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi umutsuzluğa, güvensizliğe sevk etmeden geleceğe bakacak ve inşallah aydınlık bir istikbali hep birlikte inşa edeceğiz.''
      Başbakan Erdoğan, engelli vatandaşların kamuda, özel sektörde istihdamıyla ilgili sürecin kesintisiz devam edeceğini vurgulayarak, ''Türkiye büyüdükçe, ekonomimiz, şartlarımız iyileştikçe, refahı, istihdamı, paylaşımı adaletli şekilde toplumun bütün kesimlerine yansıtacağız. İşsizlik sorununu, engelli istihdamındaki sorunu inşallah kısa süre içinde çok daha makul seviyelere çekeceğiz'' dedi. 

Bizzat takipçisi olacağım

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Engelli kardeşlerimizin sosyal hayata uyum sağlamaları her türlü haktan en iyi şekilde yararlanabilmeleri için de düzenlemelerimiz sürüyor'' dedi.
      Erdoğan, ATO Kongre Salonu'nda ''İstihdamda Engel Yok'' programındaki konuşmasında, Türkiye büyüdükçe, ekonomisi, şartları iyileştikçe refahı, istihdamı paylaşımı adaletli bir şekilde toplumun tüm kesimlerine yansıtacaklarını belirtti.
      ''İşsizlik sorununu, engelli istihdamındaki sorunu inşallah kısa süre içinde çok daha makul seviyelere çekeceğiz'' diyen Erdoğan, engellilerin hayat şartlarını iyileştirmek, karşılaştıkları orunları çözmek için geçen on yıl içinde önemli adımlar attıklarını söyledi.
      Bu alanda 2005'te çıkardıkları kanunu ''devrim niteliğinde bir düzenleme'' olarak nitelendiren Erdoğan, bununla eğitim hizmetlerinden bakım hizmetlerine, istihdamdan ayrımcılığın önlenmesine kadar engellileri ilgilendiren pek çok konuda en tabi haklarını teslim ettiklerini bildirdi.
      Engellilerle ilgili pozitif ayrımcılık içeren kanunların Anayasa Mahkemesi engelline takılmaması için 2010'daki halk oylamasıyla anayasada değişiklik yaptıklarını, böylece engellilerin haklarının teslim edilmesiyle ilgili çalışmaları anayasal düzenlemeye kavuşturduklarını hatırlattı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını ihdas ettiklerini, bünyesinde de engellilere yönelik çalışmaları yürütecek genel müdürlük kurduklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, böylece engellilere yönelik politikaların daha süratli ve verimli yürütülmesine yönelik mekanizma oluşturduklarını söyledi.
      2002'de engelli kontenjanında memur olarak çalışan 5 bin 777 engelli olduğunu belirten Erdoğan, bu rakamın Mart itibarıyla 33 bini geçtiğini söyledi. ''Nereden nereye'' diyen Erdoğan, bu yıl içinde yapılacak ikinci bir atamayla bu sayının 35 bini geçeceğini kaydetti.
     
     -Otizm Eylem Planı-
    
     2002'de kamu ve özel sektörde çalışan toplam engelli sayısının 49 bin olduğunu ifade eden Erdoğan, bu sayının şimdi 101 bine ulaştığına dikkati çekti.
      Engelli istihdamını daha da artırmak için kredi, hibe, teşvik gibi düzenlemeler yaptıklarını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
      ''Şu anda hiçbir istihdam alanında yerleşemeyen zihinsel engelliler ve otizm tanılı kardeşlerimiz için çalışma yapıyoruz. Dün Dünya Otizm Farkındalık Günü idi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız, Milli Eğitim, Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Gençlik ve Spor bakanlıklarımızın yanı sıra YÖK ve sivil toplum kuruluşlarımızın da desteği ile Türkiye'nin, hükümetimizin ilk otizm eylem planını açıkladık. Bu planla otizm tanısı konulmuş çocuklarımız ve ailelerinin her türlü ihtiyaçlarını karşılamak, yaşam kalitelerini artırmak ve onlara destek olmak amacıyla otistik çocuklarımıza ve ailelerine inşallah destek olacağız. Ben de başbakan olarak, bir kardeşiniz, hizmetkarınız olarak bu eylem planının bizzat takipçisi olacak, süreçleriyle sonuçlarıyla yakından ilgileneceğim. İnanıyorum ki bu eylem planı dolayısıyla otizmle mücadelede otistik çocuklarımızın, otistik çocuk sahibi ailelerin ihtiyaçlarının karşılanması noktasında çok daha verimli çalışmalar yapacak, toplumsal şuuru çok daha ileri bir aşamaya taşıyacağız.''
    
     -''Şahsen genel merkezimin eksiklerini bu konuda tamamıyla giderdim''-
    
     2007'de başlayan evde bakım ücreti uygulamasının başarıyla devam ettiğini bildiren Erdoğan, evde bakım hizmetlerinden 2007 sonu itibarıyla yaklaşık 31 bin kişinin yararlandığını, bu senenin Şubat ayı itibarıyla bu sayının 405 bine çıktığını anlattı.
      Bakım hizmetlerinin kalitesini artırmak için engelli ve yaşlı bireylere bakım hizmetini veren bakım elemanlara sertifika zorunluluğu getirdiklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''2002 yılında 30 engelliye bir bakım elemanı düşerken şimdi 6 engelliye bir bakım elemanı düşüyor'' diye konuştu.
      Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde öğrenim gören öğrenci sayısının 2006'da 83 bin iken Temmuz 2012'de özel eğitim desteği alan öğrenci sayısının 246 bine yükseldiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
      ''Engelli kardeşlerimizin sosyal hayata uyum sağlamaları her türlü haktan en iyi şekilde yararlanabilmeleri için de düzenlemelerimiz sürüyor. Sokakları, toplu taşıma araçlarını, kamu ve belediye hizmet binalarını yeniden düzenliyor, engelli kardeşlerimizi gözetecek şekilde ulaşımı daha da kolaylaştırıyoruz. Eksiklerimiz bu alanda gerçekten var. Ben şahsen genel merkezimin eksiklerini bu konuda hamdolsun tamamıyla giderdim. Çünkü önce kendi şahsımda bunu yapmam lazım ki ondan sonra başkasından isteyim. Şu anda bütün eksiklerimiz hemen hemen giderilmiş vaziyette. Bunun şimdi bütün bütün bakanlıklarımızda da aynen, devlet dairelerinde aynen, süratle giderilmesi çalışmaları yürüyor. Belediyelerimizin araç gereç noktasında bütün düzenlemeleri yapmaları, bütün yaya kaldırımlarını buna göre düzenlemeleri bütün bunlarda çalışmalarımızı da sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.''
     
     -ÖSYM'ye 8 gün teşekkürü-
    
     Kendileri için insan ve canın esas olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Bizim anlayışımızda insanları kimliğiyle diliyle inancıyla etnik kökeniyle fiziki görünümüyle etiketlemek, yaftalamak, fişlemek yoktur'' dedi.
      Hizmet anlayışlarında ve siyasetlerinde bu topraklar üzerinde yaşayan herkesi birinci sınıf vatandaş olarak gördüklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
      ''Bizim sosyal devlet anlayışımızın temelinde Şeyh Edebali'nin Osmanlı'nın temelleri atılırken söylediği o tavsiye yatıyor. Nedir o, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.' Nedir o, Kanuni'nin ifade ettiği, 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' Yani bir sağlıklı yapıya, bir sağlıklı nefese devleti feda edebilecek bir medeniyetten geliyoruz. Onun için bu çok önemli. Onun için çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz, çok daha huzurlu, çok daha mutlu aileleri inşa edebilmenin adımlarını atacağız.''
      Salonda ve yurt genelinde elleri öpülesi milyonlarca engelli anne ve babası olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Onlar gerçekten bu konuda çok çile çekiyorlar, çok çile çektiler. Dolayısıyla bizler de onların hizmetkarı olarak elimizden gelen bütün desteği. Bu bir lütuf değildir, bu bir iane değildir. Bu tamamıyla bu annelerin, babaların haklarıdır onlara verilmesi gerekli olan hizmettir. Kimse bundan farklı bir pay çıkarma gayreti içine de girmesin. Bunu yapmak, bunu yerine getirmek için de gerek bakan gerek milletvekili arkadaşlarımla sonuna kadar herhangi bir istismara fırsat vermeden bunu götüreceğiz'' diye konuştu.
      ÖSYM yetkililerini, 24 Mart'ta yapılan YGS'nin sonuçlarını sadece 8 günde açıkladıkları için tebrik eden Erdoğan, kurumun, bir rekora imza atarak milyonlarca öğrenciyi, veliyi sevindirdiğini söyledi.
     
     -Engelli işveren psikologdan teşekkür çiçeği-
    
     Konuşmasının ardından engelli işverenler adına İzmirli psikolog İlknur Peder, Başbakan Erdoğan'a teşekkür çiçeği takdim etti.
      Doğuştan elleri olmayan Peder konuşma yaparken, mikrofonu Başbakan Erdoğan tuttu.
      Muayenehanesinde 3 kişiyi istihdam ettiğini ifade eden Peder, Başbakan Erdoğan'dan engelli işverenlere kolaylıklar sağlanmasını istedi.
      Başbakan Erdoğan da Peder'e taleplerini bir bilgi notuyla kendisine iletmesini söyledi.
      Psikolog Peder'in, yoğun stres altında çalıştığı için Başbakan Erdoğan'a psikolojik destek verebileceğini söylemesi üzerine Erdoğan, ''Psikologlara çok ihtiyacımız var. Çok teşekkür ediyorum'' dedi.
      Başbakan Erdoğan, salonu dolduran engellilerle hatıra fotoğrafı çektirip, onların sorunlarını dinledikten sonra töreden ayrıldı ayrıldı.
      Bu arada Yazar Orhan Miroğlu, kürsüde engelli oğlu Zerdeş'in öyküsünü anlatırken, Zerdeş de Başbakan Erdoğan'ın yanına gelerek, Erdoğan'la tanıştı.
      Programda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in yanı sıra ÖSYM Başkanı Ali Demir ve diğer yetkililer de hazır bulundu. 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ''İnsanın çok, insanlığın kıt olduğu bir çağda yaşıyoruz. İnsanın gözünün görmemesi, kulağının duymaması, kolunun olmaması bir eksiklik değil. Asıl eksiklik vicdanlardaki eksikliktir. Asıl eksiklik vicdan özürlüsü olmaktır'' dedi.
      Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve ÖSYM tarafından düzenlenen ''İstihdamda Engel Yok'' toplantısı, ATO Kongre Salonu'nda yapıldı.
      Bakan Çelik, 5 bin 926 engelli vatandaşın işe yerleştirme işlerinin tamamlandığını belirterek, ''Olur olur şarkısını dinledik. Olur olur. Devamı nasıldı- Bal gibi olur. Olur olur, bal gibi memur olurmuş demek ki hayırlı olmasını temenni ediyorum'' dedi.
      Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla engelli vatandaşları kamuda işe yerleştirdiklerini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:
      ''Özel sektörde ise açık bulunan engelli kadrolarının doldurulması için yine talimatlarınızla çok yaygın denetim gerçekleştiriyoruz. İkincisi cezai müeyyidelerimizi uyguluyoruz ve Başbakanımızın talimatıyla son olarak bir kez daha il istihdam kurullarına genelge göndererek engelli istihdamında açık kadronun doldurulması talimatıyla ilgili talimatların yerine getirilmesiyle ilgili genelgeyi tüm valilere ulaştırmış bulunuyoruz. İnşallah kısa zamanda özel sektördeki açık kadronun da doldurulması gerektiğini, gerekli çalışmaların takipçisi olduğumuzu bilmenizi istiyorum.
      İnsanın çok, insanlığın kıt olduğu bir çağda yaşıyoruz. İnsanın gözünün görmemesi, kulağının duymaması, kolunun olmaması bir eksiklik değil. Asıl eksiklik vicdanlardaki eksikliktir. Asıl eksiklik vicdan özürlüsü olmaktır. Hükümet olarak, AK Parti olarak 'vicdanların sesiyiz' diye yola çıktık ve Sayın Başbakanımız başkanlığında bu muhteşem tablolarını oluşturduk. Şu andaki bu tablo vicdanların sesi olmasının tablosudur.''
      Engellilerin sorunlarının kendilerinin sorunu olduğunu anlatan Çelik, sorunları çözme konusunda el birliği ile çalışacaklarını söyledi. Çelik, ''Çünkü bu tablonun başında dünya insanını seven. ülke insanlarını seven bir Başbakan, sizi çok seven bir Başbakanımız var. Son olarak ben inanıyorum ki bu akşam hepiniz Galatasaraylısınız. Galatasaray'a başarılar diliyorum'' diye konuştu.
     
     -''Sizin yardıma ihtiyacınız yok''-
    
     Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de millete hizmet etme yolculuğuna çıktıklarında halk için halkla beraber olduklarını belirterek, ''Engellilerimiz için engellilerimizle beraberdik. Bu yolculuğa devam edeceğiz. Sağlıkta 'önce engelliler' dedik, eğitimde 'önce engelliler' dedik, istihdamda 'önce engelliler' dedik, ulaşılabilirlikte 'önce engelliler' diye yolumuza devam ediyoruz'' diye konuştu.
      Bir insanın bir diğer insandan üstün kılanın saçı, gözü, mal varlığı veya evlatları olmadığını ifade eden Şahin, şunları söyledi:
      ''Bir insanı diğer insandan üstün kılan onun yüreğidir, onun güzel ahlakıdır, onun davranışlarıdır. Bizim için engelli kardeşimizin engelsiz kardeşimizden hiçbir farkı yoktur. Sayın Başbakanımızın talimatıyla büyük hukuki ve zihinsel devrim başlattık, devam ediyoruz. Engellilerimizin talepleri değişiyor çünkü gelişiyorlar. O yüzden biz onların literatürünü, yasaları değiştiriyoruz. Çürük, sakat, sizi ikincilleştiren, negatif algıya dönüştüren her şeyi değiştiriyoruz. Yeni bir yapı ile yolumuza devam ediyoruz. Sizin yardıma ihtiyacınız yok. Bu toplumun kalkınma hamlesinde bizim size ihtiyacımız var.''
      Hazreti Muhammed'in bedensel engelli bir kişiyi vali tayin ettiğini, vekaleti görme engelli bir kişiye bıraktığını anlatan Şahin, anne ve babaların kendilerinden sonra engelli çocuklarına ne olacağı endişesi taşıdığına işaret etti. Şahin, ''Biz kader birliği yaptık. İyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, engellilik durumunda sizin evladınız bizim evladımız olacak, bizim evladımız sizin evladınız olacak. Gökkuşağının bir rengini çıkarırsanız, o gökkuşağının anlamı kalmaz. Engelli kardeşlerimiz de gökkuşağındaki en önemli renktir bizim için'' diye konuştu.
     
     -ÖSYM Başkanı Demir-
    
     ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, geçen yıl Özürlü Memur Seçme Sınavı'nı düzenlediklerini hatırlatarak, sınavı çok ciddiye aldıklarını belirtti. ''Tüm özürlüleri kapsayacak nitelikli seçme yerleştirmeyi nasıl yapabiliriz'' diye günlerce çalıştıklarını ifade eden Demir, belki de dünyada ilk olan bu sınavı büyük bir başarı ile gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Demir, ''Yerleştirmelerde engelli kardeşlerimizin iş sahibi olmaları bizi inanılmaz mutlu etti. Daha nice ÖMSS'lerde Türkiye'deki tüm engelli kardeşlerimizin eşit şartlarda yarışarak istihdam sahibi olmalarını ümit ediyorum'' diye konuştu.
     
     -''Başbakanım 3 senedir sizi rüyamda görüyorum''-
    
     Şarkıcı Asu Maralman, istedikten sonra engellerin aşılabileceğini belirterek, ''Sayın Başbakanım 3 senedir sizi rüyamda görüyorum, hayırdır inşallah. Gelip derdinizi anlatıyorsunuz ama derdinizin ne olduğunu hiç anlatmıyorsunuz. Bugün kısmetmiş, rüyalar gerçek oldu'' dedi. Daha sonra ''Bal gibi olur'' şarkısını seslendiren Maralman'a engelli vatandaşlar vokal yaptı.
      Maralman daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a müzik albümünü hediye etti.
     
     -Üniversiteyi kazanan otizmli-
    
     Seyda Özaydınlık, üniversiteyi kazanan otizmli ilk kişi olduğunu belirterek, otizmin hazine sandığı gibi olduğunu söyledi.
      Hazine sandıklarının ağır, işe yaramaz göründüğünü ifade eden Özaydınlık, ancak sandıkların açıldığında hazinelerin ortaya çıktığını dile getirdi. Özaydınlık, ''Aileme çok teşekkür ediyorum. Annem beni bu duruma getirmek için ağır cezada yargılandı, sürgün yedi, hapis yattı'' dedi.
      Etkinlikte sunuculuk yapan işitme engelli Buket Demirel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talebi üzerine kendisinden bahsetti. Yüksek ateşten dolayı ileri derece işitme kaybı bulunduğunu belirten Demirel, kulak arkası işitme cihazı kullandığını ve dudak okuyabildiğini söyledi.
      Mimar Sinan Üniversitesi sosyoloji bölümünden mezun olduğunu ifade eden Demirel, üç sene özel sektörde çalıştığını dile getirdi. Özürlü Memur Seçme Sınavı'na girdiğini ve İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde sosyolog olarak göreve başladığını anlatan Demirel, ''Engellilerin de bireysel farklılıkları olduğunu unutmamanız bizim için çok önemli'' dedi.
     
     -Görme engelliler için sesli betimleme-
    
     Toplantı süresince görme engelliler için sesli betimleme yapıldı. Böylece görme engelli vatandaşlar, toplantıda an be an neler neler olduğunu dinleyebildi. Daha önce sinemalarda görme engelliler için yapılan sesli betimleme ilk kez bir etkinlikte kullanıldı.
      İşitme engelli vatandaşlar içinse konuşmaların yanı sıra şarkılar da işaret dili ile çevrildi.
      Etkinlikte görme engelli vatandaşlardan oluşan bir müzik grubu da konser verdi.
      Toplantıya katılanlara, ''Engelli de bal gibi doktor, mucit, noter olur'' yazılı kokartlar dağıtıldı.



 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 16:37

İLGİLİ HABERLER