Gündem
  • 16.4.2011 15:30

BAŞBAKAN'DAN SÖZLEŞMELİYE KADRO MÜJDESİ

Kamuda sözleşmeli çalışan memurlara kadro müjdesi veren Başbakan Erdoğan, ilgili bakanların bu konuda çalışma yaptığını söyledi. Erdoğan, "Hazırlığı yapıp bitirdikten sonra Kanun Hükmünde Kararname'ye yetiştirilmeye çalışıyorlar. Girebilirse orada aksi taktirde 12 Haziran sonrasında sözleşmelilerle ilgili kadro yolunu açmış olacağız." dedi. 
Başbakan Erdoğan, MEMUR-SEN'in Genel Kurul toplantısında katılımcılara seslenerek, yaşanan son gelişmeler, Strasbourg'da düzenlenen konuşma ve 12 Haziran seçimleri ile ilgili olarak önemli açıklamalarda bulunarak ve şunları söyledi;


Başbakan Erdoğan: Vefat eden eski başkanımızın, buradaki örgütlenme çalışmalarında emeğini biliyorum, kendisini rahmetle anıyorum ve ondan sonraki süreçte de bu örgütlenme çalışmalarını devam ettiren genel başkan ve ekiplerine tekrar onları da hayatta olanlarını tekrar burada özellikle saygıyla anıyor, ebediyete intikal etmiş olanları rahmetle yad ediyorum.

Ben burada MEMUR-SEN'e bir hususta teşekkür etmek istiyorum, 12 Eylül halk oylamasında MEMUR-SEN ailesi çok güçlü bir şekilde 'Evet' diyerek demokrasi mücadelemize destek verdi. Tüm MEMUR-SEN mensuplarına yeniden büyük Türkiye ideallerine 'Evet' dedikleri için bir kez daha teşekkür ediyorum.

Sendikalar ve tüm sivil toplum örgütleri antidemokratik süreçlerin değil katılımcı süreçlerin eşi olmalılardır. Bir Başbakan olarak ben yada yerel yöneticiler, aslında birer emanetçi konumundadırlar. Kimin emanetçisi? Sizlerin. Ellerindeki imkanlar kimin imkanları? Sizlerin imkanları, finansman yönetiminde buradaki yöneticiler başarılı olamıyorsa kamu idaresinin ne duruma düştüğünü geçmişte gördük ve görmek zorunda kalırız. ihlassondakika.com Burada ki anlayış her zaman el ele vermek suretiyle mücadele noktasında ki o devamlılığı birlikte sağlamaktır. Ben MEMUR-SEN ile Türkiye'nin dönüşümüne destek veren bu noktada tüm sendikalara teşekkür ediyorum.

12 EYLÜL HALKOYLAMASI İLE BERABER SESSİZ DEVRİM YAPILDI

12 Eylül halkoylaması ile adeta bir sessiz devrim gerçekleşti. Anayasanın 74. maddesinde yapılan düzenleme ile süreç içerisinde sendikalar içerisinde olan kamu denetçiliği kurulu oluştu. Ekonomik ve sosyal konsey anayasal kurum haline getirildi, bir düzenlemede anayasal mahkemesinde bireysel başvuru imkanını sundu. Bu değişim başta sendikalar olmak üzere sivil toplum kuruluşlarına kendi alanlarında doğrudan anayasa mahkemesine başvuruyu açacak ve artık benim vatandaşım Avrupa yollarına düşmeyecek. Önümüzde ki dönemde de bu çalışmalar devam edecek özellikle bu düzenlemelerde katkılarınız, eleştirileriniz, öneri ve uyarılarınız alınacak ve düzenlemelere bunlar yansıtılacaktır.

Bizim iktidar olarak bu noktada şuana kadar hiç bir tereddüdümüz yoktur, 8,5 yıl boyunca diyalog ve istişareyi politikalarımızın şekillenmesinde hayati olarak gördük. 1 Mayısı biz bayram olarak ilan ettik, bizden önce gelenler sosyal demokratlar şunlar bunlar yapamadılar, niye bunlar Taksim'in yolunu açamadılar bunu biz başardık o yolu biz açtık. Bu noktada rahat hareket edebildik, şuanda bazı sendikalar bunun kadrini ve kıymetini biliyorlar mı? Bilmiyorlar bilmiyor oldukları gibi hakarete de aynı şekilde devam ediyorlar. ihlassondakika.com Onlar cam, çerçeve bütün orada ki esnafı dil hun ettikleri zaman, kan gördükleri zaman rahatlayan zihniyettir hep bunu gördük. Türkiye'nin elde ettiği başarılar ve uzlaşma zemininin bir göstergesidir, biz bunların hepsini masaya çağırdık ama bir çok zaman hep masayı bırakıp gitmişlerdir. Mesele bırakıp gitmek değil masada netice almaktır, masayı bırakıp gidince bize bir şey kaybettirmez bize düşen hayırlı olsun demektir biz o anda masada olanlarla yola devam ederiz olay budur. Bizim sadece şu 8,5 yılda işçileri, memurları ilgilendiren düzenlemeler yapılmasına ihtimal bile verilemeyen düzenlemelerdir.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN GEÇMİŞE DAİR ŞOK AÇIKLAMALAR

Örneğin, biraz argo tabir ama ben açık oynamayı severim çünkü gizli ajandam yok. Zorunlu tasarruf hesabında biriken paralar listede hiç değişmez bir yerde duruyordu, iktidara geldik baktık ki sümen altında bir şeyler var açtık çıkardık o günün rakamıyla 13 buçuk kat trilyon, Ali beye döndüm nedir bu dedim? Emekçilerin alacakları dedi, nerde bu peki? Yok ya dedim nasıl olmaz meğer açığı böyle kapatıyorlarmış yani benim memurumdan, işçimden kestikleriyle açığını kapatıyor. Rakam 13 buçuk kat trilyon dedik ki; Ali kardeşim, devlet memuruna, işçisine borçlu olamaz. Sadece bu değil konut edindirme yardımlarından umut kesilmişti bunu biz gündeme getirdik, ihlassondakika.com sendikalar değil biz getirdik buda çalışmalar esnasında önümüze geldi baktık ki raflarda tozlar altında kalmış fakat tamamına ulaşmak mümkün değil. Ulus'ta Emlak Bankası'nın tozlu çuvallarının içindeki o dosyaları bulduk, ödemeleri yaptık diyoruz ki bilmediklerimiz vardır onlarda gelsin yeter ki bizlere vergiyi ihraç etsin çünkü biz sorumluluk sahibiyiz aksi olursa yargı bize ödeme çıkartacaktır. On yıllar boyunca yapılamayanları biz yaptık.

Hem geçmişten gelen sıkıntıları telafi ettik, maaşların gücünü arttırdık 2009 ve 2010 yıllarında dünyanın en büyük ekonomisi arasında olan ABD ve Japonya çalışanların kesintisine giderken biz küresel finans krizini çalışanlarımıza yüklemedik, bırakın krizin etkilerini Türkiye 2010 yılında yüzde 8,9 büyüme oranı ile Avrupa ve OISD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke oldu. Dünyada da en hızlı büyüyen ülkeler arasında hamdolsun yerimizi aldık. Az önce Ahmet kardeşim bir şey söyledi 350 bin kişi tutuyor öğretmen, sağlık vesaire, bu 350 bin kişiyi devletin bir anda alması mümkün değil aldığını kabul etsek bile bunun işsizliğe tesiri yüzde 1,5 olur bunu bir kez yapabilirsiniz bunun birde devamlılığı olması gerekir. Biz şimdi Milli Eğitim Bakanlığı'na 30 bin kadro tahsis ettik şimdi Haziran'da 30 bin öğretmenin yerleri belli olacak. Bunların hepsi sizin milli bütçenizle alakalı olarak gelişiyor, eğer bunu göz ardı ederseniz yani finans yönetimini sürdüremezseniz bunun zararını farklı alanlarda çekersiniz. Bütün bunların hesabını iyi yapmak zorundayız çünkü ortada ki güç bellidir.

TÜRKİYE'DE AZALAN İŞSİZLİK RAKAMLARI

Artık emek yoğun bir dünya değil teknoloji yoğun bir zamanda yaşıyoruz, binlerce insan çalışmıyor artık bakıyorsunuz artık orada devasa makineler ve o makinelerin başında 50-100 kişi çalışması ile verim ve üretim sağlanıyor. Bunları değerlendirdiğimiz zaman istihdamda daralan alan sıkıntılı durumda bunları görmek zorundayız. İşsizlik rakamları bir önceki yıla göre yüzde 2,6 gerilemek kaydı ile yüzde 11,9'a düştü. Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran şu mevsimler olumlu gelişmelere vesile olacak ve işsizlik daha çok düşecektir. Bu ülke her şeyin en güzeline layıktır, 8,5 yıl önce bu ülke 12 saat sonrasını göremiyor, 12 saat sonra ne olacağını kestiremiyordu. Bugün artık önündeki 12 yılı planlayan buna ilişkin hedeflerini ortaya koyan bir Türkiye ve güçlü iktidar var. Birileri görmeyebilir, birileri görmek istemeyebilir, birileri manzarayı farklı göstermek için çaba içinde olabilir Türkiye bugün devlet millet kaynaşması ile sağlıklı bir zeminde ilerliyor ve geleceğe umutla bakıyor. Biz çıraklık dönemini bıraktık, kalfalık dönemini geride bıraktık ve artık ustalık dönemine giriyoruz bu dönemi sizlerle, milletçe sürdüreceğiz ve ustalık dönemimizin sıçraması çok daha farklı olacak.

ERDOĞAN AVRUPA'YI TOPA TUTTU

Çarşamba günü Strasbourg'da bir oturuma katıldık. Orada parlamenterlere hitap ettim, orada benim verdiğim cevapların burada hazmedilemediğini gördüm. Öncelikle şunu söylemek durumundayım, biz gittiğimiz her yerde 74 milyonun onurunu Türkiye'yi temsil ediyoruz. Bugüne kadar böyle devam ettik bundan sonrada böyle devam edeceğiz Türkiye'nin onuru birilerinin oy hesaplarına kurban edilemeyecek kadar yüksektir. Biz dik duruşla diklenmenin farkını çok iyi biliriz, biz diklenmeden dik durmanın ne olduğunu da iyi biliriz. Türkiye Cumhuriyeti birilerinin karşısında boyun eğecek ezik bir devlet ve millet değildir. Hiç kimse yalanlarını ve ithamlarını bu ülkenin boynuna atamaz, Türkiye böyle yerlerden izlenerek üzerinde yalan yanlış değerlendirme yapılacak değildir. 3 tane gazete küpürü okuyupta kimse Türkiye uzmanıyım diye çıkamaz karşımıza. Bir şeyi daha görecekler, inanç özgürlüğünün bu ülkede nereden nereye geldiğini görmelerini isterim ve daha nicelerinin. Gelin yerinde bunları tespit edin dedim eksiklerimiz yok mu? Var ama bunların tesis edilmesi de evelallah yakındır, Türkiye'de kendi ülkesine, kendi milletine fransız kalanlar var.

ARTIK HUKUKUN EGEMEN OLDUĞU BİR TÜRKİYE VAR

Muhalefete Sivas'ın ötesine geçin diyoruz, 8,5 yıl öncesini Doğu'yu bir bilseler değişimi görecekler, bölünmüş yolların, ilçelere kadar ulaşan konutların, modern dersliklerin, 80 yeni üniversitenin ezelden beri orada öyle durduğunu zannedenler var. Anadolu'ya Trakya'ya hiç açılmamışlar bugüne kadar milletin arasına girip hiç kaynaşmamışlar, biz milletimiz için siyaset üretiyor ve gücümüzü milletimizden alıyoruz. Gücünü milletten değil çete ve mafyalardan alanların kimlere hizmet ettiğini şuanda o aday listelerinde açık ve net olarak görüyorsunuz. Kimsenin endişesi olmasın, eskiye dönüş asla olmayacak diye bir değim var. Türkiye her zaman ileriye gidecek, Türkiye seçkinlerin, çetelerin, mafyaların egemen olduğu bir ülke olmayacak bugün artık hakların, hukukun ve adaletin egemen olduğu bir Türkiye var Allahın izni ile Türkiye emin adımlarla ilerliyor.

ERDOĞAN'DAN SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN VE SAĞLIKÇILARA MÜJDE

Bir çalışmamız var oda şu; Bu sözleşmeli personel olayı nereden çıktı, Türkiye'de Doğu ve Güneydoğu gibi bölgelerimizde bir çok sıkıntı yaşadık. Gittiğimiz okullarda öğretmenler, doktorlar sıkıntı yaşıyoruz, cevap hep şu oluyor eş durumundan böyle ve bizler sözleşme olayını bir yerde istihdam olayında bir adım atalım diye bunu yaptık fakat burada da bir sıkıntı olduğunu görüyoruz genç öğretmen ve sağlık personelinin Doğu ve Güneydoğu'da 5 yıl kalması ayrı bir sıkıntı. Burada şu adımın atılması gerek yani nasıl ki bir polis bir asker, bir yargı mensubu gittiği zaman orada belli bir süre hiç bir şarta bağlı olarak kalmıyor tamamen o verilen süre içinde görevini yapıyorsa orada bu şekilde görev yapılmasını arkadaşlarımız yapıyor. Bu hazırlığı yapıp bitirdikten sonra şuan KHK'ye girebilirse bu kararname içinde aksi taktirde aksi takdirde kanunla olması gerekiyorsa o önümüzde ki döneme kalır. Bununla da sözleşmeli kadrosunun önünü açmış olacağız.

Birlik, beraberlik dayanışmanız mutabık olsun diyorum. Genel kurulun ülkemize hayırlar getirmesini diliyor hepinizi sevgi saygıyla selamlıyor Allaha emanet ediyorum' diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 18:25

İLGİLİ HABERLER