Spor
  • 19.2.2008 11:42

'BAŞBAKAN'IN ADAYI ŞENEZ ERZİK'Tİ'

Hürriyet'in Spor ilavesinde Ertuğrul Özkök'ün Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile yaptığı röportajda Başbakan Erdoğan'ın TFF başkan adayının Şenez Erzik olduğu yazıldı.

 

E. Özkök: Federasyon seçimleri için ne diyorsunuz?

 

A.Yıldırım:  Hükümet, akrabalık ilişkiler.. Çok şey söylendi. Ama bakın M.Ali Aydınlar, Zafer Yıldırım, Oğuz Çarmıklı gibi başaralı işadamları var. Fenerbahçe Kulübü'de mi siyasi. Bana göre Hasan Doğan'ın başkanlığı iyi oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bana şunu söyledi, "Şenes Erzik bey başkan olsun, Abdullah Kiğılı da yardımcısı olsun. İstediği gibi bir ekip kursun Şenes Bey. Ben etrafımdaki kimseyi bu işe karıştırmayacağım."

 

"Bunları Şenes Bey'e söyler misiniz?" dedim, "Evet, söylerim, Şenes Bey ne zaman isterse gelsin" dedi. Ama Şenes Bey istemedi.

 

AKSİYON'DAKİ FOTOĞRAF ÇOK ŞEY ANLATIYOR

 

İşte, Aksiyon Dergisinin, "Futbol ailesi 'böyle gelmiş böyle gitmez' dedi" başlıklı haberi: 

 

Kulüpler ‘birlik’ oldu başbakanın yakın arkadaşı Hasan Doğan’ı federasyon başkanı seçti. Haluk Ulusoy sayesinde camiaya giren Hasan Doğan, Haluk Ulusoy’u devirdi. İşte dünü ve bugünü ile Hasan Doğan portresi.

Türk futbolunun federasyonu ile olan kavgası mutlu sonla bitti. Uzun süredir adı kaosla anılan Futbol Federasyonu koltuğuna Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Hasan Doğan oturdu. Peki Hasan Doğan kimdi? Futbolla ilgisi ne düzeydeydi? İsterseniz önce bugüne gelinen sürece bakalım.

Aslında her şey 1997 yılında başladı. Şenes Erzik federasyonu, özellikle F.Bahçe kulübünün naklen yayınlar konusunda uyguladığı baskıya dayanamayıp görevi bırakmasıyla futbol krize girdi. Özkan Olcay ve Abdullah Kiğılı’nın birkaç hafta oturduktan sonra adeta kaçtığı koltuk Haluk Ulusoy’a kaldı. 1997 yılında Federasyon Başkanlığı’na seçilen Ulusoy, çok başarılı naklen yayın ihaleleriyle futboldaki kaosa nokta koydu. 2002 Dünya Kupası üçüncülüğü ile Türk futboluna altın çağını yaşatan Ulusoy, sponsorlar sayesinde federasyonu iyice güçlendirdi. Buna rağmen kulüplerle ilişkilerinde sorunlar yaşadı. Özellikle F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ta en başından Ulusoy’un duruşuna karşı çıktı.

Ulusoy’un, AK Parti hükümetiyle de yıldızı bir türlü barışmadı. Bu uyumsuzluk zamanla kavgaya dönüştü. Dönemin Spor Bakanı Mehmet Ali Şahin, Ulusoy federasyonunun görevine son vermek için düğmeye bastı. Kapalı kapılar arkasında Ulusoy’un “tek adam” yönetimine tepki gösteren kulüpler de Bakan Şahin’in yanında yer aldı. Ancak ikili ilişkiler ağı sürekli değişen bu camiada Ulusoy’un görevine 2004 yılında son verilecekti. Başkanlığa Mehmet Ali Yılmaz ile yarışan Levent Bıçakçı seçildi. İşte futbol kamuoyu da bugünkü federasyon başkanı Hasan Doğan’ın adını ilk kez o zaman duydu. Kaderin cilvesine bakın ki, Hasan Doğan’ı futbol ailesine sokan kişi her seçimde karşısında yer aldığı Haluk Ulusoy’du. Haluk Ulusoy’un bir röportajında ‘hükümetle benim aramı açan kişi Hasan Doğan’dır’ iddiasına maruz kalan Hasan Doğan, Ulusoy’un AK Parti iktidara gelince, hükümetle ilişkileri devam ettirme adına kendisini kullanmaya çalışmasına karşı çıkmış ve Ulusoy’la arayı açmıştı. “Bana federasyonda yer alma teklifi getirdi. Amacı siyasi desteği arkasına almaktı. Ona ‘futbolda kirlilik var, federasyonun 8 kişisini değiştirirsen işin içinde olurum. Bu 8 kişi şaibesiz, temiz, yeni insanlar olmalı’ dedim.” Ancak Ulusoy bu isteğe razı olmayacaktı.

Hasan Doğan kongreye sayılı günler kala Beşiktaş’ı temsilen federasyon yönetiminde yer aldı. Buradaki görevi ise asbaşkanlıktı. Doğan, o ana kadar futbol kamuoyunun dışında biriydi. Futbol kamuoyu kendisini, Başbakan Erdoğan’a olan yakınlığından dolayı, Bıçakçı federasyonunun gölge başkanı olarak gördü. Federasyon içindeki gücü de âdeta bu düşünceleri doğrular nitelikteydi. Her şeye rağmen o, Bıçakçı ile uyum içinde çalıştı. Naklen yayın gelirlerinden Anadolu takımlarının daha fazla pay almasına imkân tanıyan düzenlemelerde onun rolü yadsınamazdı. Kulüplerin nezdinde güven duyulan bir isim olmayı başardı. Her şey gayet iyi giderken A Millî Futbol Takımı’nın 2006 Dünya Kupası baraj maçında İsviçre ile yaşadığı talihsiz olaylar Bıçakçı federasyonunun sonu oldu. Haluk Ulusoy’a açtığı savaşı kazanan Spor Bakanı Mehmet Ali Şahin, Bıçakçı federasyonunu kastederek İsviçre olaylarında yaşananlardan sonra yetkililerden gerekeni yapmalarını istedi.

BAKAN DEĞİŞTİ, ULUSOY GİTTİ

 

 

2006 yılının ilk ayında seçim vardı. Hasan Doğan seçim kararı alınmasında başrollerdeydi. Ona göre bu seçim ‘böyle gelmiş böyle gider diyenlerle böyle gelmiş böyle gitmez’ diyenlerin mücadelesine sahne olacaktı. Böyle gelmiş böyle gitmez diyenlerin kazanması Türk futbolunun hayrına olacaktır düşüncesini taşıyordu. Kulüpler onun ismini ön plana atmasına rağmen kesinlikle aday olmayacağını açıkladı. Bu arada Federasyon başkanlarının üniversite mezunu olma şartını CHP’nin yasal yollardan verdiği destek sayesinde aşan Haluk Ulusoy da seçimlerde aday olmaya karar verdi. Hasan Doğan ise Ayhan Bermek’in listesindeydi. Taban birliklerinin neredeyse firesiz desteği ile Haluk Ulusoy seçimi 7 oy farkla kazandı. Gazeteler Ulusoy: 1 Hükümet: 0 manşetleri attı. Hasan Doğan artık iyice geri plana çekilmişti. Ancak Mehmet Ali Şahin’in Haluk Ulusoy ile olan kavgası artarak devam ediyordu. 22 Temmuz seçimlerinden sonra yeni kurulan AK Parti hükümetinde spora bakan isim değişti. Sporun yeni bakanı Murat Başesgioğlu’ydu. Başesgioğlu, Haluk Ulusoy federasyonunun sona ermesi husunda yerinde hamleler yaptı. Bu hamlelerden en etkili olanı Ulusoy lehine olan delege sistemini değiştirmesi gösterilebilir.

PEKİ HASAN DOĞAN KİMDİ?

4 yıllığına göreve gelen Haluk Ulusoy federasyonu 2. yılında seçime zorlandı. Süreç kısaca böyle işledi. Burada bir nokta koyarak Hasan Doğan’ı biraz daha yakından tanımaya çalışalım. Peki Ulusoy’un futbol ailesi ile tanıştırdığı Hasan Doğan’ın futbolla olan yakınlığı bununla sınırlı mıydı? Elbette hayır. Biz, her ne kadar onun ismini son yıllarda duyduysak da, Hasan Doğan, yurt dışı seyahatlerini bile önemli maçlara göre ayarlayan biriydi.

Kastamonu’nun Abana ilçesinde dünyaya gelen Hasan Doğan’ın ailesi o daha bir yaşındayken İstanbul’a taşınır. Bir ablası ve bir erkek kardeşi bulunan Doğan’ın annesi ev hanımı, babası ise ağaç imalatçısıdır. Aile öyle sanıldığının aksine varlıklı değildir. 1979’da Yıldız Üniversitesi makine mühendisliği bölümünden mezun olur. Okulu bitirir bitirmez dil eğitimi için bir yıllığına Londra’ya gider. Hayatının en önemli kilometre taşlarına imza atacak eniştesi Remzi Gür de o yıllar Londra’dadır. Remzi Gür, kendisine Türkiye’de iş yapmayı önerir. Bunu dikkate alan Doğan, Türkiye’ye döndükten sonra eniştesi ile elektronik işine girer; ancak pek başarılı olamaz. 1981’de Koç Grubu’na bağlı bir şirkette işe başlar. Burada 7 yıl çalıştıktan sonra Turgut Özal iktidarında eniştesinin yeniden kanına girmesiyle Gürmen adıyla kurulan, sonradan Ramsey’e dönüşen (1988) firmanın genel müdürlüğünü yapar.

Aysel Doğan ile evli, Zeynep ve Selim adlı iki çocuğu bulunan Hasan Doğan futbolla çocukluk yıllarını geçirdiği Kastamonu’nun Abana ilçesinde tanışır. Gençlik yıllarında mahalle ve okul takımında futbol oynar. İlçe takımının renkleri siyah-beyaz olduğu için Beşiktaş’a gönül verir. Yukarıda da değindiğimiz gibi Haluk Ulusoy ile iyi arkadaş olması onu iş hayatında da futbola yakın tutar. Futbol, Hasan Doğan’ın hayattaki üç hobisinden biridir. Diğer hobileri balık tutmak ve briç oynamaktır.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN İLE TANIŞMA

 

Futbol ailesine katılmadan önce özellikle Millî Takımın tüm maçlarını takip eden Hasan Doğan, Recep Tayyip Erdoğan’la İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde tanışır. Arkadaşlıkları ve dostlukları o günden beri devam eden ikili bazı tatilleri de beraber geçirir. Doğan, spor kamuoyunda kendisinin Erdoğan ile yakın ilişkisinin sık sık gündeme getirildiği günlerde Aksiyon’a yaptığı açıklamada, “Benim açımdan bu belirli ölçülerde avantaj, belirli ölçülerde dezavantaj oluşturuyor. Avantajlı olan kısmı şu: Türkiye’de sayın başbakanı seven insanlar bana karşı peşin bir güven duyuyor. Beni tanımasalar bile. Böyle bir algılama avantaj. Ama bir kesim de Türkiye’de federasyon seçimlerinin bir siyasi hareket olduğunu düşünüyor. Bu da tabiî ki dezavantaj.” diyordu.

ULUSOY’DAN ÇARESİZ HAMLELER

Tekrar sürece dönersek İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Göksel Gümüşdağ ile Kayseri Erciyes Başkanı Recep Mamur’un İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Savcılığına açtıkları dava neticesinde futbol kamuoyu tekrar seçime kilitlendi. Ulusoy olan bitenler karşısında adeta şok yaşıyordu. Çaresiz hamleler yaptı. Kulüplere şirin gözükmek için transfer dönemini uzattı. Yabancı sayısını artırdı. Son hamlesi Doğan Grubu’nun desteğini alma adına naklen yayın ihalesinde değişikliğe dahi gidebileceğinin sinyalini vermesiydi. Ancak kulüplerin hiçbiri Ulusoy’un bir dönem daha koltukta kalmasına razı değildi. Seçim kararı alındıktan sonra Ayhan Bermek aday oldu. Başlangıçta aday olmayacağını açıklayan Hasan Doğan ise tüm kulüplerin ortak adayıydı. Ankara’da toplanan Kulüpler Birliği Hasan Doğan ismi etrafında birleşti.

Doğan’ı ikna etmek için bir komite oluşturuldu. Özhan Canaydın, Aziz Yıldırım, Yıldırım Demirören, İlhan Cavcav ve Recep Mamur’dan oluşan komite İstanbul’da bir araya geldikleri Hasan Doğan’ı aday olmama kararından vazgeçirdiler.

Hasan Doğan gibi Kastamonulu olan Bakan Murat Başesgioğlu, bu dönemde Doğan dışında 4 adayın daha gündeme geldiğini açıkladı. Akla ilk gelen isim Şenes Erzik’ti ancak Erzik bu görevi kabul etmedi. Diğer 3 ismi açıklamayan Başesgioğlu, Kulüpler Birliği’nin oy birliği ile Hasan Doğan’ın ismi üzerinde mutabık kaldığını dile getirdi. “Hasan Doğan, ‘Başbakan’ın arkadaşı’ deniyor. Bu ülkede siyasetçilerin, başbakanların arkadaşı olmak bir suçsa, bunu tartışmayalım. Hepimizin yakın çevresi var. Doğan bu görevi istemedi. Aday olması için kendisine tebliğ yapıldı.”

14 Şubat’ta yapılan seçimde kulüplerin tek adayıydı Hasan Doğan. Genel kurula katılan 237 delegeden 231’i başkanlık seçimi için oy kullandı. Doğan, delegelerin 222’sinin oyunu aldı. Seçimde 8 delege boş oy kullanırken, 1 oy da geçersiz sayıldı. Türk futbol kamuoyu uzun yıllardır ilk kez tek bir isim üzerinde ittifak edilen bir seçim yaşadı. Türk futbolunun 37. başkanı olan Hasan Doğan, 1. Lig kulüpleri yanında ikinci lig kulüplerinin de desteğini arkasına almayı başarmıştı.

Hasan Doğan’ın oluşturduğu yönetim kurulunda birbirinden önemli isimler var. Nurol Holding Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Çarmıklı, Fenerbahçeli eski yönetici Mehmet Ali Aydınlar, futbolda yıllardır İzmir’i temsil eden isimlerden işadamı Mahmut Özgener, Beşiktaş’ta kısa bir dönem yöneticilik yapan işadamı Zafer Yıldırım Doğan ile birlikte yola çıkanlardan birkaçı.

Kulüpler Birliği’nin oy birliği ile federasyon başkanlığına oturan Hasan Doğan kamuoyuna yaptığı ilk açıklamada futbolun padişahlığına değil, hizmetkârlığına talip olduğunu, konuşmaktan çok iş yapmayı sevdiğini söylüyor. Her yaptığı işte verimlilik, kurumsallık, dürüstlük ve güvenin esas olduğunu belirten Doğan, Federasyon başkanlığına da bir makam ya da mevki sahibi olmak için değil, onurlu bir ülke hizmetini hakkıyla yerine getirmek üzere aday olduğunu belirtiyor. Federasyonu, oyunun bir oyuncusu değil, oyunu düzenleyen ve denetleyen, adil, saygın bir kurum hâline getireceklerini ifade ediyor. Şeffaflık, güven ve adaleti hâkim kılma, şiddeti yeşil sahalardan uzak tutma, çözüm odağı olma, pastayı adil dağıtma, Türk futbolunun marka değerini yükseltme, alt yapıya önem verme, statları eğlence yeri hâline getirme gibi sözler de veriyor.

FUTBOL FEDERASYONU YÖNETİM KURULU

Hasan Doğan: Ramsey, Kanal 24 ve Star gazetesi ortağı. Federasyon eski başkanvekili. Oğuz Çarmıklı: Nurol Holding Yönetim Kurulu Başkanı, işadamı. Mehmet Ali Aydınlar: Acıbadem hastaneleri sahibi, Fenerbahçe eski yöneticisi. Zafer Yıldırım: Orjin grup ortağı, Beşiktaş eski yöneticisi. Mahmut Özgener: İşadamı, Altay spor kulübü eski başkanı. Serdar Güzelaydın: Futbol Federasyonu eski yönetim kurulu üyesi. Levent Kızıl: Bursaspor eski başkanı, Futbol Federasyonu eski yöneticisi, işadamı. Servet Yardımcı: İşadamı, Rizespor delegesi. Mehmet Baykan: ASKK Konya Şube Başkanı. Lütfi Arıboğan: Futbol Federasyonu eski genel sekreteri. Süleyman Atal: Futbol Federasyonu eski Trabzon temsilcisi. Ufuk Özerten: İşadamı. Gençlerbirliği eski yöneticisi. Arif Koşar: Vestel Manisaspor başkan yardımcısı, işadamı. Tuncay Karartı: Maliye Bürokratı. Yunus Egemenoğlu: Kulüpler birliği Vakfı genel sekreteri, avukat.

AKSİYON

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:46

İLGİLİ HABERLER