Gündem
  • 16.11.2007 00:00

BAŞBUĞ'DAN SINIRÖTESİ MESAJI: UYGULAMA AŞAMASINDA!..

Kuzey Irak'ta üstlenen terör örgütü PKK'ya karşı yapılacak olan olası sınır ötesi operasyon için ''tezkere uygulanma aşamasında'' diyen Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ, operasyon konusunda karar vericilerin rahat bırakılması gerektiğini söyledi.
      KKTC'nin kuruluş yıldönümünde önemli açıklamalar yapan Başbuğ, "Tezkere yetkisi bize verildi, sınır ötesi için tezkerinin uygulanma aşamasındayız" dedi.
      Hakkari'deki Dağlıca saldırısı ile ilgili açıklamalarda da bulunan İlker Başbuğ, Dağlıca Taburu'nun görevini yaptığını belirtti.
      Dağlıca Taburu'nun malzeme sıkıntısının olmadığını ifade eden Başbuğ, saldırı ile ilgili incelemelerin sürdüğünü söyledi.
      Baskını yaklaşık 100 PKK'lının gerçekleştirdiğini belirten Başbuğ, Dağlıca saldırısının 4 ayrı yerden gerçekleştirdiğini ve saldırıyı sadece Kuzey Irak'tan gelen gruplar tarafından değil, Türkiye içinde bulunan teröristlerin de karıştığını belirtti.
      2003 yılından itibaren Türkiye-Irak hava sahasının kontrolünün ABD'de olduğunu hatırlatan İlker Başbuğ, "Bunu da hatırlatmak da fayda var" dedi.

KARA Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, "Şimdi sınır ötesi harekátı uygulama sürecindeyiz. Artık bu süreçte lütfen karar vericileri rahat bırakın" dedi. Başbuğ özetle şu noktalar üzerinde durdu:

Tezkere TBMM’den çıktı ve bu konuyla ilgili Bakanlar Kurulu’na yetki verildi. Özellikle medyadan ve siyasiler dahil tüm karar alıcılardan benim istirhamım var; artık bu süreçte karar vericileri rahat bırakın, serbest bırakın ki bu süreç sağlıklı olarak yürüsün. Artık bakın bir uygulama sürecine girdik.

ÖZGÜVENİMİZ TAM

TSK olarak özgüvenimiz tam. Her türlü önyargıya dayanmayan iyi niyetli görüşlere, tekliflere açığız. Hiçbir bilimsel, doğru bilgiye dayanmadan, olayları saptırarak TSK’yı yıpratma çabalarına, ’önyargılı, kötü niyetli hareketler’ diyoruz. İşte size örneği: 13 Kasım tarihli bir gazetenin manşetine bakın (Star Gazetesi’ni kastediyor). İki subayın tutuklandığı, cezaevine konulduğu söyleniyor. Bu yalan haber. Yalan, yalan...

SUBAYLAR SİPERDE

İnsan hakları çiğnenen, yalan haberle suçlanan bu iki subayım şu anda sizi temin ederim görevlerinin başında, mevzilerdeler. Burada demokratik hakkımı kullanıyorum ve soruyorum o gazetenin yöneticilerine: İki subayın bu yalan habere dayalı olarak insan haklarını çiğnemeye nereden hak buluyorsunuz? Türk kamouyu bunun cevabını bekliyor. Siz de bunu takip etmelisiniz. Basın Konseyi’nden, bütün partilerin yöneticilerinden bir şey bekliyorum. Türk kamuoyu, yargısı, medyası, Basın Konseyi ve siyasi partilerimiz duyarsız kalırsa, inanın çok üzülürüz.

Sekiz erin durumu da bilgi kirliliği olan konulardan birisi. Sekiz erle ilgili Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı soruşturma emri verdi. Adli süreç başladı. Hazırlık soruşturması süreci gizlidir. Ertesi gün sekiz erin ifadelerinin, Basın Kanunu’nun 19. Maddesi’ne aykırı olarak yayınlanması bir suç değil mi? Aslında biz bu konuda Basın Konseyi’nin görüş belirtmesini özellikle bekliyoruz. Bu kaçıncı ihlal? Sekiz erden birinin mahkemeye çıkarıldığı ifade ediliyor. Bu doğru. Bu kişi, PKK’ya destek verdiği iddiası ile 2002’de mahkemeye veriliyor ve beraat ediyor. Beraat eden bir kişiyi suçlu durumuna sokabilir misiniz? Hangi hukuk devleti anlayışına sığar? Biliyorsunuz, son zamanlarda yapılan yasal değişikliklerle beraat eden kişilerin kayıtları siliniyor.

OLAY İNCELENİYOR

TSK, ne zaman, ne yapması gerektiğini bilen bir kurumdur. Elbette Dağlıca Olayı inceleniyor. Elbette biz bu olaydan sonuçlar çıkaracağız. Bu sonuçları da kimseyle paylaşmak durumunda değiliz. Onun için herkes kendi işine baksa biraz daha iyi olur.

TEKNOLOJİ VAR

Diğer bir olay teknolojik olanaklar. Bu konuda bir kaynak sorunu yoktur. Hangi teknolojik olanaklar var, bunu açıklamam. Teknolojik olanakların olması her şeyi çözer anlayışı ise yanlış.

Sınır ötesinde başarılıyız

Orgeneral Başbuğ sınır ötesi operasyonlar için de şu bilgileri verdi:

İlk sınır ötesi harekát 1983’de, sonuncusu da 2001’de oldu. TSK’nın bütün sınır ötesi harekátları başarılıdır. 1995’te 1700 terörist vardı. 550 terörist imha edildi. Lojistik destekleri yerle bir edildi. 23-24 yıllık bu süreçte başarılı olduğumuzu dışarıdan görenler de söylüyor. Böyle düşünmek istemeyenler olabilir. Ben de onlara şunu soruyorum:

BUGÜN örgütün yurtiçinde ve dışında dağ kadrosu 5 bin civarında. Bu mücadele başarısız olsaydı, dağ kadrosu rakamı bugün 10 binlerle ifade edilen rakamlarda olurdu.

İNSANLARIMIZ normal hayata döndü. Gece gündüz herkes hayatına devam ediyor.

BÖLGE halkının PKK’ya desteği gün geçtikçe azalıyor.

’Dağ kadrosu niye bitmiyor?’ sorusu haklı olarak sorulabilir. PKK ile mücadele devletin bütün kurumlarına aittir. Devletimiz alacağı tedbirlerle, ne zaman terör örgütüne katılımları engeller, aynı anda dağ kadrosunun çözülmesi yönünde adımlar atılır, işte o zaman dağ kadrosunu etkisiz haline getiririz. Net bir şey söylemeyiz ama, genel olarak PKK’nın dağ kadrosunun yaklaşık dörtte biri Suriye vatandaşı. PKK’nın köprüyü uçurmada ciddi eğitim aldığı yönündeki iddialara ben de katılıyorum ama detaylı bir bilgi yok. 

     

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 15:39

İLGİLİ HABERLER