Medya
  • 3.6.2005 12:18

BATIK BANKA DAVALARINDA NELER OLUYOR?

Taha Kıvanç, medya gruplari ile banka davaları arasındaki girift ilişkileri ortaya koydu. Okurlar müdahale etti ''''Bir yönüyle, ''Cavit Çağlar Olayı'' adını verdiğiniz konu gerçekten devletin gerektiğinde koruyucu olduğunu ispat ediyor, ama koruma altına aldığı kişiye sağlanan imkânın boyutunu yeterince vurgulamamışsınız'''' diyen okur haklı. Haklı olduğu, tepkisini satırlara dökerken henüz sonuçlanmamış Hayyam Garipoğlu karar duruşmasıyla ortaya çıktı. Hayyam Garipoğlu büyük paralara hükmeden bir işadamıydı. Sümerbank''ı aldığında herkes şaştı; ancak sonradan Aydın Doğan ve İşbankası tarafından satın alınan Petrol Ofisi''ne tâlip olduğunda esas şaşkınlık yaşandı. POAŞ elinden kaçtı, Sümerbank''a da el kondu. Bende bu girişimlerin koca koca dosyaları var... Garipoğlu Ailesi ''bir komplo'' olduğu görüşünde yaşananların; Hayyam Garipoğlu''nun kendisi de ''''Benim kabahatim haddimi aşmaktı'''' diyor zaten... Dünkü karar duruşmasında, yargıçlar, Hayyam Garipoğlu''nu zimmet ve dolandırıcılıktan suçlu bulup 27 yıl üç ay hapis, 107 trilyon para cezasına çarptırdı... Daha önce de, Yurtbank''ın sahibi Ali Balkaner, 34 yıl yedi ay hapis 69 trilyon para cezası aldı aynı mahkemeden... Dün, bir çok gazete, bu yüksek cezaları veren Mustafa Akın adlı yargıcın başkanlığındaki İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi''nde görülmekte olan öteki dâvâlardan söz ediyordu: Halis Toprak, Murat Demirel, Dinç Bilgin, M. Emin Karamehmet, Mahmut Ceylan, Erol Aksoy, Uzanlar... Tabii ana dâvâlılar bu isimler olsa da her birinde yargılanan sayısız başka ünlü de var... Cavit Çağlar, 1999 öncesine ait ''dolandırıcılık'' suçuyla yargılandığı İnterbank dâvâsından ödeme şartıyla kurtulsa bile, Etibank''ta Dinç Bilgin''in eski ortağı olduğu için o dâvânın da sanığı... O dâvâ ise sadece ''dolandırıcılık'' değil, ''zimmet'' suçunu da kapsıyor... Bir başka okur, konuyla ne ilgisi varsa, işadamı Cavit Çağlar ile eski MİT Müsteşarı ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı (KKK) Org. Teoman Koman arasındaki ilişkiye dikkat çekmiş. ''''Koruma Çağlar''a değil'''' görüşünde okurum. Org. Koman emekli olduktan sonra İnterbank yönetim kurulunda görev almıştı, ancak bildiğim kadarıyla dâvâya dahil değil o... Evet, MİT, Abdullah Öcalan''ı Türkiye''ye getirirken Cavit Çağlar''ın uçağını ödünç almıştı; ama bunun konumuzla ne gibi bir ilgisi var? Hem eski KKK Org. Muhittin Fisunoğlu da Gariboğlu Sümerbank''ının yönetimindeydi; ceza alanlar arasında var mı? Konuya girince, okurların da yönlendirmesiyle, insan başka olayları da hatırlıyor. Hayyam Gariboğlu, Haziran 2003''te, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu önüne çıkıp açıklamalar yapmıştı. POAŞ ihalesinde 1 milyar doların üzerinde teklif verince bir siyasî parti liderinin hedefi haline geldiğini söylemiş Hayyam Gariboğlu milletvekillerine; liderin bir yakınının ''''İhaleye katılma, kazansan bile sana vermeyecekler'''' diye kendisini tehdit ettiğini, POAŞ''ın en yüksek teklifi verene değil, üçüncü teklif sahibine satıldığını anlatmış... Okurun yazardan daha dikkatli olabildiği bir gazetede yazıyorum. Nitekim, sadece Cavit Çağlar''ın yararlanabildiği ''''Parayı öde, hapisten kurtul'''' imkânını ''kişiye özel af'' diye takdim eden Sabah gazetesine, üçüncü günden sonra Vatan''ın da katılmasını ''eski dostların dayanışması'' olarak görmüştüm ben. Bir okur, ''''Olur mu canım, onlar kanlı-bıçaklı'''' diye itiraz etti bana. Yayın hayatına başlamasının 1000. gününde kilolarca ağırlıkta ek vermiş Vatan ve o eklerde Sabah''ı iğneleyen yazı ve mülâkatlar yayımlamış... Ben kaçırmışım. Mülâkatlar okunduğunda, Sabah ile Vatan arasında ciddi bir hâdise olduğu anlaşılıyor... Peki de, 1999 yılı öncesiyle sınırlanmasa ve ''zimmet'' suçunu kapsasa Dinç Bilgin''i de içine alacağından Sabah için önemli Cavit Çağlar kolaylığı Vatan''ı niye ilgilendiriyor o halde? Benim ''eski dostluğa'' bağladığım ilgi Vatan''ın eklerindeki söyleme bakılırsa doğru değil; bu durumda ilginin başka bir sebebi olması gerekiyor... Sabah ile Vatan arasındaki ilişkiyi ''kanlı-bıçaklı'' olarak tanımlayan okurun bu soruya doğrudan bir cevabı var: Meğer Vatan''ın yayıncıları arasında da batan Etibank''ta sorumluluklar üstlenmiş kişiler varmış... Okurun verdiği isim beni şaşırttı doğrusu. Şu sebepten: Eğer ''sanık'' konumunda olsaydı o kişi, Dinç Bilgin gibi pasaportuna el konulacağı için yurtdışına çıkamazdı; oysa, bir yıl kadar önce Yunanistan''a gittiğimizde o da heyetteydi... Mesajında şunu yazmış okur: ''''Etibank dâvâsının gelişme sürecinde bazı sanıkların dâvâyla ilişkisi anlaşılmaz bir biçimde kesilmişti; ancak 8. Ağır Ceza Mahkemesi batık banka olayına çok farklı yaklaşıyor. O farklı yaklaşım sayesinde 34 yıl hapis ve trilyonluk para cezaları söz konusu olabiliyor. Mahkemenin, daha önce dâvâdan vâreste tutulmuş Etibank yöneticileriyle ilgili bir karar vermesinin eli kulağında. Siz gerçekten çok safsınız.'''' Başka biri olsa son cümleye alınırdı, ama ben okurunun kendinden daha açık zihinli olmasından zerre kadar yüksünmeyenlerdenim. Buraya kadar tamam da, okurum, 1000. gün ekleriyle ve özellikle bazı Vatan yöneticilerinin o eklerde övünmeleriyle kendi senaryosu arasında bir paralellik kuruyor, işte onu tam anlayamadım... Hay Allah. Sabah ve Vatan''ın sürdürmekten vazgeçtiği Cavit Çağlar ile ilgili yayınlar beni nereye getirdi. İlginç bir ülke Türkiye. Hakikaten ilginç. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:16

İLGİLİ HABERLER