
BAYKAL: 'ERDOĞAN, DENİZ FENERİ DAVASININ İÇERİĞİYLE DEĞİL RENGİYLE İLGİLENİYOR!..'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Manisa'da yaptığı konuşmada, "Bu nasıl Manisa? Ne bu hal? Neden iyi değilsiniz? Yoksa siz çiftçiliği unuttunuz mu? Ne oldu güzelim üzüme? Üzüm, tütün, zeytin kurtarmıyor mu? dedi.
Deniz Baykal, partisinin Manisa'da organize ettiği mitingde vatandaşlara seslendi. Cumhuriyet Meydanı'nda organize edilen miting öncesinde ünlü sanatçı Onur Akın da bir konser verdi. Sevilen parçalarını CHP'liler için seslendiren Onur Akın'ın konserinin sona ermesinin ardından partililer Genel Başkanlarını marşlar söyleyerek bekledi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ankara'dan hava yoluyla İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na, oradan karayoluyla Manisa'ya geldi. Konvoy eşliğinde şehre giriş yapan Baykal, Karaköy semtinden otobüsle geçerek vatandaşları selamladı. Cumhuriyet Meydanı'nda coşkuyla karşılanan Baykal platforma çıkarak partilileri selamladı.
VERİMLİ TOPRAKLAR
Yoğun kalabalığa konuşan Deniz Baykal, Manisa'da olmaktan büyük mutluluk duyduğunu, Manisa'nın Türkiye'nin göz bebeği olduğunu söyledi. En verimli toprakların Manisa'da olduğuna dikkat çeken Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyanın en güzel ürünlerinin yetiştiği, tarımın, Anadolu'nun göz bebeği Manisa. Manisa en büyük zenginliğin gücü. Dünyada tarım alanında en iddialı olacağımızın illerin başında geliyor. Allah en büyük nimetleri size bahşetmiş. Ne mutlu size. İnsanı en çalışkan, en üretken ve en bilinçli. Manisa, Milli Mücadele döneminde en şerefli görevi yapmış. Demokrasi var burada."
HÜKÜMETE YÜKLENDİ
Baykal, hükümetin tarım politikalarını eleştirirken Manisalılara "İşleriniz, cebiniz nasıl" diye sorarak konuşmasına devam etti. Baykal, "Alacaklar borçlar tahsil ediliyor mu? Geliriniz gideriniz dengede mi? Açık mı veriyorsunuz? Bu nasıl Manisa? Ne bu hal? Neden iyi değilsiniz? Yoksa siz çiftçiliği unuttunuz mu? Ne oldu güzelim üzüme? Üzüm, tütün, zeytin kurtarmıyor mu? Ne oldu onlara?" diyerek sözlerine cevap aradı.
Manisalıların yeni bir hükümet aradığının anlaşıldığını belirten Baykal, sözlerine şöyle devam etti: "Birlikte yapacağız onu. Biz yıllardır bunu söylüyorduk. Bugün o noktadayız. Üzüm şu an 1300 TL. Mayıs'ta kaçtı? Geçen sene kaçtı? Üzüm düşmüş. Zeytinyağı ne kadar, 4 lira. Bu işi nasıl döndürüyorsunuz? Tütün ne oldu tütün? Kota kalktı mı?"
YUNANİSTAN BİZİ GEÇTİ
Bu politikanın arkasında tarıma sırt dönme politikasının yattığını anlatan Baykal, sözlerine şöyle devam etti: "Çiftçilikle bir yere varılmaz politikası yatıyor. Dünyanın her yerinde tarımı ayağa kaldırmak için politika üretiliyor. Tarımı desteklemeyen ülke yok. Biz desteklemiyoruz. Biz gümrüğü açıyoruz. Ne oldu şimdi pamuk? Yunanistan'dan pamuk ithal ediyoruz. Yunanistan pamuğu bilmezdi. Şimdi Yunanistan ürettiği pamuğu bize satıyor. Yunanlı çiftçi zenginleşiyor. Yunan ekonomisi güçleniyor. Anadolu'daki çiftçi ise perişan. Türk ekonomisi bundan zarar görüyor. Bu iyi politikamı? Hangi millet ezdiriyor kendi çiftçisini? Hangi ülke kendi çiftçisini cezalandırıyor?"
BORÇ DÖVİZLE DÖNÜYOR
Pancarın bitirildiğini anlatan Baykal, şunları söyledi: "Ne geldi yerine mısır. Gediz ovası mısıra açıldı. Bunun arkasında Türkiye'nin şeker politikasının yanlışlığı yatıyor. Kendi çiftçimizin ürettiği şeker pancarını değil Amerikalı mısır üreticisinden tatlandırıcı alıyoruz. Sonuçta Türk çiftçisi perişan oluyor, Türkiye perişan oluyor. Yani Türkiye şeker üretimi için tatlandırıcısını bir anlamda dışarıdan alıyor. Bu ithal çarkı ne ile dönüyor? Dövizle. Hangi dövizle? Borç dövizle dönüyor. Yıllardır uyguluyorlar bu politikayı. Şu Manisa'nın haline bak? Bu başarıdır denebilir mi?"
Önce tarıma değer verilmesi gerektiğini anlatan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kalkınma bir bütündür. Bunun temeli tarımdır. Onun üzerine ticaret, sanayi olacak. Onun üzerine bankacılık olacak. Sen tarımı, sanayiciyi öldürürsen elindeki bankalarla nereye gidebilirsin? O bankları gelir yabancılar alır, sonra bu topraklar satılır. Bu politika Türkiye'yi çıkmaza sürüklemiştir."
EMEKLİ KAHVEYE ÇIKAMIYOR
Hükümetin ülkeyi borç batağına sürüklediğini iddia eden Baykal, şöyle konuştu:
"Dünyadaki emekliler dünyayı gezerken bizim emekliler kahveye çıkamıyor. Çay ısmarlayacak parası yok. Hani Türkiye zenginleşiyordu? Hani 10 bin dolara çıkmıştı kişi başına düşen milli gelir? Bu sıkıntıyı anlamak için şunun hesabını yapın. Gelmiş geçmiş hiçbir hükümet bu hükümet kadar borçlanmamış. Atatürk döneminden bu güne kadar ortak dış borç miktarı 220 milyar dolar. 85 yılda. Bir de bununla neler yapıldı? Fabrikalar yapıldı, santraller, limanlar ve hizmetler yapıldı. Ülke inşa edildi. 220 dolarla 2002'nin Türkiyesi inşa edildi. Allah razı olsun onlardan."
Atatürk başta olmak üzere herkese şükranlarını sınan Baykal, sözlerine şöyle devam etti. "Bunlar geldi 280 milyar dolarlık bir borcu alıp 220 milyar doların üstüne koydular. Hangi alt yapı, hangi baraj yaptılar. Bu milletin suyunu mu enerjiye çevirdiniz? Kimin borcu bu milletin borcu? Bu borçları bu ülkeyi seven vatansever insanlar ödeyecek. Bir de elde avuçta ne varsa ucuz pahalı demeden sattılar. Telekom'u, Tüpraş'ı, Ereğli Demir Çeliği sattılar. Onun paralarıyla Manisa'nın çiftçisine ne geldi?
Üreticiye, esnafa ne verdiler? Şimdi durumun ne olduğu daha iyi anlaşılıyor. Ekonomik tablo böyle."
İŞSİZ SAYISI 5 MİLYONA ULAŞTI
Her yıl 1 milyon kişinin iş için topluma katıldığına dikkat çeken Baykal, şöyle konuştu: "Onlara iş bulmamız lazım. Yatırım yapacağız yatırım. Türkiye kalkınamaz yoksa. Rantla, faizle, bankayla bir yere varamayız. Vatanımıza sahip çıkacağız. Üreteceğiz. Bunlar üretimi, bıraktılar ithalata döndüler. Bu paralarla milletin gözünü boyuyoruz. Dolar sabit diyoruz. Evet öylede nased desteklemeyen ülke yok. Biz destıl öyle? Arkasında ne var, borç var. Mirasyedilik var. Cumhuriyet'in eserlerini satmak var.Türkiye'de sanayideki 10 tezgahtan 4'ü stop etti. Yapılan yatırımın yarıya yakın kısmı üretim yapamıyor. Bu her dört tezgahtan ekmek yiyecek insanlar var."
Manisa'nın en önemli sanayi kentlerinden biri olduğunu anlatan Baykal, şunları söyledi: "İş var mı? Son dönemde Manisa'da 5 bin kişinin işine son verildi. 2008 Kasım sonu itibariyle 1 milyon insan daha işini kaybetti. Resmi rakamlar bunlar. İşsiz sayısı 5 milyona dayandı. İşsiz kalmak en büyük felakettir. Allah kimseye işini kaybettirmesin. Hızla da artıyor işsiz sayısı."
KREDİ KARTI FAİZLERİ YÜKSEK
Türkiye'de kredi kartı kullananların durumuna da değinen Baykal, şunları söyledi: "Devlet bile borçlu, herkes borçlu. Aileler borçlu, şirketler borçlu. İnsanlar bir bankadan aldığı kredi kartıyla diğerini ödüyor. 2008 sonunda 600 bin kişi borcunu çeviremez hale geldi. Sadece ocak ayında 182 bin kişi borcunu ödeyemez duruma geldi. Yıl sonuna kadar bu rakam 1.5 milyona ulaşacak."
Buna bir önlem almak gerektiğini belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kredi kartlarındaki aylık yüzde 5 gecikme faizi var. Dünyada bu rakam yüzde 1'dir. Buna önlem almak lazım."
Türkiye'de suç patlaması yaşandığını anlatan Baykal, şöyle konuştu:
"Bunların altında yanlış politikalar yatıyor. Başbakan diyor ki; 'Kredi kartı borcu olanlar dürüst değil' Başbakan'a sormak lazım sen hiç işsiz kaldın mı? Sen hiç akşam eve ekmek götürememenin sıkıntısını yaşadın mı? Sen çocuğun 2 lira harçlık verememesinin sıkıntısını yaşadın mı? İşsiz kalan babanın acısını hissediyor mu? Tabi senin çocukların Amerika'da eşinin dostunun yardımıyla okuyor. Ama vatandaş Türkiye'de devlet okulunda bile çocuğunu okutamıyor."
DENİZ FENERİ NE OLDU?
Deniz Feneri konusunda da hükümete eleştirilerde bulunan Deniz Baykal, Başbakan'ın Almanya'dan getirttiği dosyanın içeriğiyle değil rengiyle ilgilendiğini söyledi. Baykal, hükümeti Deniz Feneri davasıyla ilgilenmemekle suçlayarak sözlerine şöyle devam etti: "Bunları söylediğimde Başbakan kızıyor. Kızacağına gel bunlara cevap ver. Her yerde aynı manzara. Hırsızlığın da bir rajonu vardır. İnsanların dini duyguları üzerinden yolsuzluk yapılır mı? Kimin vicdanı el verir buna?"
Konuşmasına Başbakan Erdoğan'a yüklenerek devam eden Baykal, "Başbakan 80 yıl öncesine gidiyor? Sen daha ananın karnına düşmemiştin bu vatan nasıl kuruldu biliyor musun? Türkiye o güç günleri nasıl aştı biliyor musun. 2. Dünya Savaşı'ndan bir tek kişinin burnu kanamadan o dil uzattığın İsmet Paşa nasıl kurtardı biliyor musun? İsmet Paşa 80 yıl önce ekmek karnesi dağıtmış sen şimdi Baykal'a bunun hesabını soruyorsun. Çık karşıma sor, hesap vermezsem namerdim. Müflis tüccarlar eski defterlerini çıkarır, oradan alacaklarına bakar ya. Almış eline kocaman CHP defterini oradan bir şeyler arıyor. O Türkiye'nin şeref defteri."
Erdoğan'ı 70 milyonun önünde konuşmaya tekrar davet eden Baykal, şunları söyledi: "Başbakan meydana gel diyor. İşte meydandayım. Ne olmuş? Siz buradasınız. Vali bugün yazı yazdı mı da geldiniz? Sizi devlet mi gönderdi? Maşalımı geldiniz? Hayır. Sen tartışma istiyorsan çıkalım konuşalım. Televizyona gelmiyor. Diyorum ki mecliste 550 milletvekili var. Bırakalım onları. Gel ikimizin dokunulmazlığını kaldıralım. Bırakalım konu hukuka gitsin. Televizyondan kaçıyor, mahkemelerden kaçıyor. Böyle demokrasi, böyle seçim olur mu? Başbakanı hiçbir şey ırgalamıyor. 29 Mart'ta oylarınızı koyun ortaya bakalım milletin oyları ırgalıyor mu? Başbakan bana panzer verecekmiş, eskort verecekmiş. Al senin olsun onlar. Ben kimsenin hakkını yemedim, kimseyi işsiz bırakmadım. Benim alnım açık başım dik. Korumaya ihtiyacım yok."
AK Parti'nin seçimler öncesinde sıkıntıda olduğunu iddia eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi bunlar sıkıntıda. Fark etmeye başladılar ki Abbas yolcu. Demokrasi böyle, millet böyledir. Gel buraya der indirir aşağıya. İnsanlar sıkıntıda. Onları anlamaya çalış. Bu sesler niye çıkıyor bunu anla. Bunun altında ne yatıyor düşün. Halkın tepkisini halkı tehdit ederek yaparsan, Başbakan olarak bunu dersen zannediyor musun millet ürkecek? Seni oraya millet getirdi, seni oradan millet indirecek. Bu iyi bir ruh hali değil. Bizi mahkemeye veriyor, en ağır hakaretleri yapıyor. Bu sinirin, bu saldırganlığın altında ne yatıyor derseniz ben derim ki Abbas yolcudur, yolcu."
ÖZGÜR ÖZEL'E ÖVGÜ
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal konuşmasının ardından Manisa ve ilçelerindeki adayları partililere tanıttı. Manisa Merkez Belediye Başkanı Özgür Özel büyük alkış aldı. Özgür Özel için "30 yıl önceki Deniz Baykal'ı görüyorum" diyerek övgüler yağdıran Baykal, "Manisalı belediye başkan adaylarına böyle genç, dinamik bir takım lideri yakışır" dedi.
Baykal, Özgür Özel ve ilçe belediye başkan adaylarının elini kaldırarak kalabalığı selamladı.
Mitingde fenalık geçiren Mahmut Koçak isimli partiliye 112 ekipleri müdahale etti.Vatandaşlar sloganlar atarak dağıldı.