Gündem
  • 3.4.2010 00:23

BAYKAL: SİYASETİMİZ ETNİK, KİMLİK VE DİN İSTİSMARI DEĞİLDİR

VAN - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Bizim siyasetimiz etnik istismar, kimlik istismarı, din istismarı siyaseti değildir'' dedi.
Baykal, Beyaz Saray Düğün Salonu'nda yapılan CHP İl Kongresi'ndeki konuşmasında, Van il kongresine özellikle katılmak istediğini belirterek, her türlü zorluğa rağmen CHP bayrağını burada dalgalandıran partilileri yalnız bırakmamak için geldiğini söyledi.
Baykal, Doğu Anadolu Bölgesi'ne yönelik ekonomi programı hazırlamayı başından beri kendilerinin söylediğini ancak 1980'li yılların başında bir modanın ortaya çıktığını belirterek, şöyle konuştu:
''Devlet ekonomiye doğrudan girmeyecek, fabrika, işletme kurmayacak. Çünkü zarar ediyormuş, devlet iyi işletmeci değilmiş. Bu nedenle doğuya da güneydoğuya da yatırım yapmayacakmış. Bu politikaya CHP olarak başından beri karşı çıktık. Devlet fabrikayı kar etmek için değil, işsizliği önlemek, istihdamı sağlamak için zarar etse de kurar. AKP'liler çıktılar, 'teşvik vereceğiz' dediler. Verilen teşvikler, gitti, Antalya'da, İzmir'de, Bodrum'da otel arsası oldu.''
CHP'nin, bölgede yaşayan insanları birbirine düşürmek, Türkiye'nin diğer yerleri ile karşı karşıya getirmek amacı taşımadığını vurgulayan Baykal, ''Tam tersine kaynaştırmak, bütünleştirmek, var olan beraberliği ortaya çıkarmak, herkese göstermek, onun gereği olarak da bu bölgenin ekonomik, sosyal kalkınmasına yardımcı olmak, hizmet vermek istiyoruz'' diye konuştu.
Deniz Feneri e.V. ile ilgili davaya bakıldığında altında din istismarı olduğunu savunan Baykal, Almanya'da, yoksullara ulaştırılmak amacıyla toplanan paralarla televizyonların, şirketlerin, fabrikaların kurulduğunu öne sürdü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'yardım için para toplayıp, o parayı kendi hesabına kullananların Türkiye'de yatacak yeri yok'' şeklinde ifadelerini hatırlatan Baykal, şöyle dedi:
''Şimdi ben de Başbakan'a soruyorum. Sayın Başbakan, öyle yapanların davasını, dosyasını aylarca, yıllarca sürüncemede bırakanların, böyle yapanları RTÜK'e başkan olarak atayanların, yönetim kurulu üyesi olarak atayanların, yatacak yeri var mı? Başbakan onların yatacak yeri yok da onlara sahip çıkan, onları himaye eden senin yatacak yerin var mı? Türkiye'de yolsuzluklar almış başını gidiyor.''
İktidarın değişmesiyle tüm bunların mahkemelerde de ele alınacağını ifade eden Baykal, konuşmasına şöyle devam etti:
''Türkiye'nin içinde bulunduğu tabloya bakınca bu iktidarın gidici olduğunu hepimiz görüyoruz. Her yerden gelen işaretler bunu açıkça göstermektedir. Sadece biz değil kendileri de görüyor. Görüyor da ne oluyor. Şimdi onlar Yüce Divan telaşına düştüler.''
CHP'nin doğru bir siyaset yürüttüğünü bildiren Baykal, şunları kaydetti:
''CHP, bu bölgeye yönelik en doğru siyaseti ortaya koyan partidir. Bu bölgenin ekonomik sorunlarını, siyasi sorunlarını en iyi biz biliyoruz. 1989 yılında bu konularda hiç kimse tek kelime bile söz söyleyemezken, Devlet Güvenlik Mahkemeleri, bu konuları tartışacak insanların önünde bir tehdit gibi dururken, CHP çıktı açık biçimde dedi ki, (Herkesin kimliği saygı değerdir, eşittir. Kimse kimsenin kimliğini baskı altına alma hakkında sahip değildir. Türkiye Cumhuriyeti bir ırk devleti değildir. Bir kafatası devleti değildir. Bir kan devleti değildir. Türkiye Cumhuriyeti bir siyasi şuur, siyasi anlayış devletidir.) Bizim anlayışımızda herkes etnik kimliği içinde özgürce yaşayacak ama hepimiz kardeş olacağız.''
1989 yılında bunları söylediklerinde, DGM tarafından soruşturma ve tahkikat başlatıldığını hatırlatan Baykal, şöyle devam etti:
''Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ana dillerin konuşulmasına yönelik yasağın kaldırılması için ilk kez kanun teklifi veren kadro, bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi kadrosu ve onun genel başkanıdır. Hiç kimse bu konularda konuşmayı bile aklından geçirmezken bu bir ayıptır dedik. Herkesin kimliği saygıdeğerdir diyoruz, sonra anadilini konuşmayı dahi yasaklayan bir anlayış içindesiniz. Böyle bir şey olamaz. Sadece bunu söylemekle kalmadık, Meclise gittik. Bunları biz yapmışız. Bu düşünceleri 1989 yılında söylemişiz. Bölgeye yönelik ekonomik politikaların yanlışlığını biz söylemişiz.''
Baykal, ''iktidara geldimizde, Doğu'daki, Güneydoğu'daki insanlara nasıl hizmet edilirmiş, gerçek sorunlarına nasıl çözümler getirilirmiş, bütün gücümüzle bunu ispatlamaya çalışacağız'' dedi.
CHP Genel Başkanı Baykal, konuşmasının ardından yoğun güvenlik önlemleri altında salondan ayrıldı.
Baykal'ın salona gelişi sırasında dışarıda toplanan ve protesto gösterisinde bulunan kalabalık, Baykal kongre salonundan ayrıldığı sırada da protestolarına devam etti.
Polis koridorundan geçerek parti otobüsüne binen Baykal'a, bir grup taş ve yumurta ile saldırdı.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 09:07

İLGİLİ HABERLER