BDP'nin kendisine hayrı olmaz
ANKARA - NTV'nin canlı yayınına katılan Bekir Bozdağ, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bozdağ, ''Terörle mücadelede Hükümet'in yeni bir adım atacağı söyleniyor. Daha önceki kriterler baz alındığında Barzani sizce doğru bir aktör müdür-'' sorusunu yanıtlarken, söylediklerinin yeni şeyler olmadığını belirterek, ''Sayın Başbakanımız, 'terörle mücadele, siyasetle müzakere' lafını yeni söylemedi, uzunca bir zaman önce söyledi. Biz, demokratik açılım sürecini, milli birlik ve ve kardeşlik projesini başlattığımızda, BDP'yi, o zaman DTP'ydi, ziyaret ettik ve onlarla görüştük ve görüşmenin faydalı olduğunu da kamuoyuna deklare ettik. Çünkü onlarla görüşmenin önemli olduğunu biz de kabul ettik'' diye konuştu.
Görüşmelerde BDP'ye ''İnisiyatif kullanın, PKK terör örgütünden bağımsız hareket edin. Kendi kararlarınızla hareket edin, eğer aklınızı ve iradenizi rehin verirseniz, o zaman sizinle oturup konuşmanın ne size ne de bir başkasına faydası yok. Siz, siz olursanız sizinle konuşmanın faydası olur'' dediklerini anlatan Bozdağ, BDP'ye PKK terör örgütüyle aralarına inisiyatif koymalarını her defasında söylediklerini ifade etti.
Bozdağ, ''Sizin, BDP'nin bu noktaya geleceği konusunda umutlu musunuz-'' sorusu üzerine, şöyle konuştu:
''BDP'nin bu çizgide olmasının hem BDP hem de Türkiye açısından yararlı olacağını düşünüyoruz. Gelip gelmeyecekleri konusunda, 'gelmez' demeyi, şu aşamada ifade etmek istemem. Her defasında terörle aralarına mesafe koyup, inisiyatif kullanmaları, iradelerine hakim olmaları ve meselenin görüşmesi olduğunda veya herhangi bir konu olduğunda 'benim yetkim yok' veya 'ben bu konuda inisiyatif alamam'dan öte 'benim görüşüm şu' diye kanaatini, düşüncesini rahatlıkla ortaya koyan bir BDP, parlamento çatısı altında Kürt meselesinin çözümüne daha da fazla katkı sağlar. Ama terörden bağımsız düşünemeyen, onlardan ayrı hareket edemeyen, talimatlara göre yol ve yöntem belirleyen bir BDP'nin kendisine de hayrı olmaz. Herhangi bir meselenin çözümüne de katkısı olmaz.''
''Barzani'nin aktörlük görevi doğru mu-'' sorusunu yanıtlayan Bozdağ, Türkiye'nin Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim ile ilişkileri olduğunu dile getirdi. Barzani ile Türkiye arasında bir takım görüşmeler olduğunu, PKK ve başka konularda ilişkiler olduğunu ifade eden Bozdağ, bu ilişkilerin olumlu bir noktada devam ettiğini belirtti. Bozdağ, ''Zaman zaman inişleri çıkışları olsa da bundan sonraki süreçte bu ilişkiler devam edecek'' dedi.
-''İnşallah, herhangi birine, herhangi bir sıkıntı olmaz''-
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ''MİT mensuplarının sorgulanması Başbakan'ın kararına bağlanmıştı, Başbakan bu konuda net karar verdi mi-'' sorusu üzerine, ''Başbakanımıza, Cumhuriyet Savcılığı bir talep yazısı gönderdi'' dedi. Bu talep yazısının savcılığın başlattığı soruşturma çerçevesinde rutin bir işlem olduğunu belirten Bozdağ, kamuoyunun bu rutin işleme çok olağanüstü işlem anlamı yüklediğini, bunun yanlış olduğunu ifade etti. Bozdağ, ''Konu, Başbakanlığa intikal etti, orada bir değerlendirme yapıldıktan sonra karar verilecektir. O değerlendirme devam ediyor'' diye konuştu.
Bozdağ, terörle mücadele eden bazı yetkililerin de sorgulanması için Başbakan'dan izin alınması yönünde yasal çalışma hazırlanıp hazırlanmadığı yönündeki bir soruyu yanıtlarken, bu konunun yasa değişikliği yapılırken müzakere edildiğini ancak o zaman MİT ile ilgili spesifik bir düzenleme yapıldığını anlattı. Bozdağ, ''Bundan sonraki süreçte, gündemimizde böyle bir husus yok ama ileride başka düzenlemeler olur mu, onu şimdiden söyleme imkanı yok. Şu anda gündemimizde kapsam genişletici bir düzenleme çalışması yok'' dedi.
Bozdağ, ''İfade krizinden sonra PKK'nın yakınına giren bazı MİT mensuplarının özellikle hayati tehlike atlattığı, operasyonların tehlikeye girdiği yönünde iddialar var'' sorunu yanıtlarken, bu iddiaların bir takım öngörülere dayandığını söyledi. MİT mensuplarının terör örgütlerinin yanına, yakınına ilişkin konuların kamuoyunda tartışılmasının terör örgütlerinde teyakkuz hali meydana getireceğini anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
''Oralarda canı pahasına görev yapan, uzun emekler sonucu oralara sızmış, ülkenin güvenliği, barışı, huzuru için istihbarat temin eden vatandaşlarımız için hayati tehlike oluşturacağı çok açık. Biz, bu konuyu o zaman da dile getirdik. Onlar şehit olamayı göze alarak, bu vatan için bunu yaparken, öte yandan siz onları hukuki teminatlardan yoksun bırakırsanız, o insanların görevlerini daha büyük bir özgüvenle yapmasına engel olursunuz. İnşallah, herhangi birine, herhangi bir sıkıntı olmaz, vazifelerini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da başarı ile devam ettirirler. Temennimiz, kimsenin burnunun kanamaması.''