Sağlık
  • 16.6.2006 17:27

BEBEKLERİ ÖLDÜREN SAĞLIK HİZMETLERİNDEKİ TÜCCAR ANLAYIŞ

İSTANBUL - İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, sağlıkta tasarrufun kaliteden ödün anlamına geleceğini ifade ederek, "Yoğun bakım gibi birimlerde tasarruf olmamalı" dedi.
     Prof. Dr. Aktan Göztepe Hastanesindeki bebek ölümlerine ilişkin basın toplantısında, geçen yıl yaşanan bebek ölümlerinin ardından hazırladıkları raporda bebek ölümlerinin olacağının bilindiğini, bu rağmen, raporda sıralanan önlemlerin de alınmadığını söyledi.
     Sağlık sistemindeki insan faktörünün hep geriye atıldığını, sağlık hizmetinin sadece doktorla yürütülemeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Aktan, "Burada da sözü edilen sorun, sistemin eksikliği ve yetişmiş elemanların kullanılmasının zorluğu" dedi.
     "Sağlıkta tasarruf, kaliteden ödün anlamına gelir. Yoğun bakım gibi birimlerde tasarruf olmamalı" diyen Prof. Dr. Aktan, "Sağlıkta tasarruf olmaz diye bir şey yok ama Sağlık Bakanlığının anladığı anlamda tasarruf kabul edilebilir bir şey değil. Tasarruf işi korkutucu boyutlara gelmeye başladı" diye konuştu.
     Prof. Dr. Aktan, hastane enfeksiyonlarının kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, enfeksiyonların yüzde 50'sinin el yıkama, hastaların izolasyonu ve düzenli kültürlerinin alınması gibi basit tedbirlerle önlenebildiğini dile getirdi.
    
     -"ÖLDÜREN PROGRAM"-
    
     İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen de, Göztepe Hastanesinin yoğun bakım ünitesinin altyapı açısından Türkiye'nin en iyisi olduğunu belirtti. Demirdizen "Aslında öldüren mikrop değil. Öldüren, sağlık hizmetlerini tüccar anlayışı ile yeniden sunmaya çalışan, sağlık hizmetlerini piyasalaştıran ve hükümet tarafından adına 'sağlıkta dönüşüm programı' denilen programın kendisi" dedi. Demirdizen, tasarruf paketlerinde "Sağlık hizmetleri, çilek, üzüm, yiyecek paketi gibi tanımlandığını" ileri sürdü.
     Bir gazetecinin, "Bebeklerin ölümüne alınan tasarruf tedbirlerinin neden olduğunu söylediniz? Ne eksik yapıldı da bebekler öldü?" sorusuna Demirdizen, doğumların gerçekleştiği pek çok özel ve kamu sağlık kuruluşlarının gerçek anlamda yoğun bakım ünitesine sahip olmadığını söyledi.
     Sosyal güvenlik kuruluşlarının, özel hastanede doğan bebeklerin yoğun bakım ünitesindeki giderlerini karşılamadığı için bu bebeklerin kamu hastanelerine sevk edildiğini anlatan Demirdizen, şöyle devam etti:
     "Bu bebekler tasarruf tedbirleriyle karşı karşıya kaldığından kamuya geliyor. Yoğun bakım ünitelerinde çalışan personelin tamamına yakını sözleşmeli çalışıyor. Bunlar gerekli deneyim, bilgi ve birikimden eksik olarak burada çalışıyor. Özel bilgi ve deneyim gerektiren yoğun bakımda çalışan hemşire ve sağlık çalışanları iş güvencesinden yoksun, zaman zaman 24 saate varan çalışma koşullarıyla bu hizmeti sürdürüyorlar. Bunları yan yana getirdiğiniz zaman sonuçta ölüm nedeni mikrop gibi görünen sürecin, aslında onu kolaylaştıran pek çok görünmeyen tedbir ya da engelle ortaya çıktığını söylemek zor değil."
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:48

İLGİLİ HABERLER