Ben niye Başbakan'a güveneyim ?
TBMM (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, daha önce çözüm sürecine ilişkin içerik değil, yöntem önerdiklerini belirterek, ''Türkiye zaman kaybediyor. Ben niye Başbakan'a güveneyim- 8 ay önce gittik, güven yeri varsa, karşılıklı güveni bu Meclis çatısı altında sağlarız'' dedi.
Daha sonra açıklama yapan Hükümet Sözcüsü ve Parti Sözcüsü'nü kınadığını ifade eden Tanrıkulu, bu vahim olaylardan CHP ve Genel Başkanı'nı sorumlu tutmayı, sakilik olarak niteledi. Tanrıkulu, CHP'nin, tarihin her döneminde şiddete karşı olduğunu, bu saldırıya da karşı çıktığını belirtti.
AK Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı'na bu ortamda saldırı yapılıyorsa, bunu düşünmek gerektiğini vurgulayan Tanrıkulu, ''Bu Cumhuriyet'in Milli İstihbarat Teşkilatı, güvenlik birimleri nerede, nasıl böyle vahim saldırıya zemin hazırlayacak ortam yaratmışlardır- Her şeyden haberdar olan, herkesi izleyen, dinleyen bu Hükümet, devletin diğer kurumları, nasıl bu saldırıyı önleyemedi- Bu saldırıdan hangi yararı ummaktadır-'' sorularını yöneltti.
Tanrıkulu, ''Bu saldırıyı CHP'ye bağlamak, böyle bir sakilik olabilir mi- Hükümet, parti sözcülerinin utanması lazım. 10 yıldır Türkiye'yi yönetiyorsunuz, herkesi izliyor, takip ediyor, yakalıyorsunuz, böyle ağır saldırı yapılabilecek organizasyondan haberiniz olmuyor- Herkesin nefesini bilen Hükümet, Ankara'nın merkezinde roketatarla saldırıyı bilmeyecek. Ondan sonra CHP'ye bağlayacaklar, sonra da mağdur tablosu yaratacaklar. Bunu kabul etmiyorum'' diye konuştu.
-''Nevruz'u bayram ilan edelim''-
Tanrıkulu, Nevruz'un barış, kardeşlik ve her halkın kendi mitolojisi içinde kutlaması gerektiğine inandığını dile getirdi. Tanrıkulu, yarın kutlanacak Nevruz'un da barış, kardeşlik içinde geçmesini temenni etti.
21 Mart'ın Nevruz'un bayramı olarak kutlanması için Meclis'e yasa teklifi sunduğunu anımsatan Tanrukulu, Nevruz'un son 20-30 yılda Türkiye'de gerginliklerin nedeni olduğunu söyledi.
Nevruz'un, siyasal iktidarın takdirine bırakılacak bir alan olmaması gerektiğini ifade eden Tanrukulu, ''Barışa, dostluğa hizmet edeceksek, Nevruz'u bir bayram ilan edelim, idari birimler kutlandığı yerde gerekli idari izinleri versin, kutlamak isteyen öğrenciler, memurlar izinde olsunlar'' dedi.
Tanrıkulu, Nevruz'un geçen yıl yasaklandığını, bu yıl şeker dağıtıldığını ancak gelecek yıl ne olacağının belirsiz olduğunu savundu.
Seçim bildirgelerinde Kürt sorununun çözüm noktasında somut hedefler koyduklarını vurgulayan Tanrıkulu, AK Parti'nin, somut bir amaca yönelik hiçbir hedefin bulunmadığını savundu.
Diyarbakır'da ''İnsanlık ve Demokrasi Müzesi'' kurulması için kanun teklifi verdiklerini kaydeden Tanrıkulu, Diyarbakır Cezaevi'nin, bütün toplumun, Kürtler'in hafızasında acı bir travmanın hatırası olduğunu söyledi.
Tanrıkulu, ''Geçmişte Yaşanan Acı ve Travmaları Hatırlatan İsimleri Taşıyan Yerlerin Belirlenmesi ve Bu İsimlerin Kaldırılmasına İlişkin Tespit Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi'' de verdiklerini dile getirdi.
Sundukları 4 teklifin de somut ve yol alıcı teklifler olduğuna işaret eden Tanrıkulu, ''Türkiye'nin bu meseleleri, bir siyasal iktidarın, başbakanın kendisine güvenine bağlanamaz. Başbakan, Hükümet samimiyse bu adımları, bu çatı altında birlikte atmaya hazırız. Bu tekliflerin arkasında duruyoruz'' dedi.
Tanrıkulu, katilin Lazı, Kürtü, Türkü olmayacağını, sadece adı ve soyadının olacağını ifade ederek, ABD'li Sarai Sierra'yı öldüren kişinin adının başına etnik kimliğinin kullanılmasını kınadı. Tanrıkulu, medyadan ayrımcılık ve nefret söylemi yaratmamasını istedi.
Bir gazetecinin, CHP'nin Toplumsal Mutabakat Komisyonu ve Akil İnsanlar Grubu oluşturulması önerisinin anımsatılarak, ''Başbakan'ın da dün bu yönde sözleri oldu. Aynı noktada buluşuyorsunuz herhalde-'' demesi üzerine, Tanrıkulu, şunları kaydetti:
''Türkiye zaman kaybediyor. Başbakan'a sunduk, adresi Meclis olarak gösterdik, kendisinin Genel Merkez ve ofisini değil. O zaman da söyledik, Genel Başkanımız da sık sık vurgu yapıyor; çözüm yeri Meclis ve hukuktur, bu sınırlar içinde kalmalıdır. Sayın Başbakan, biz bu öneriyi yaptığımızda, 'Kim bu akil adamlar, bunlarla görüştük' demişti. Niye 8 ay sonra bu noktaya geldi- Anamuhalefet partisi, içerik önermedi, yöntem önerdi. 8 ay önce söyledik, bütün birikimimizi yansıttık bu metinlere. Cesaretle gittik Sayın Başbakan ve Meclis Başkanı'na. Şimdi ne oldu da Meclis'te yasa çıkaracaklar, 8-9 ay niye kaybettik. Bu sürecin, Meclis çatısı altında güvenceye bağlanması lazım. Yurttaşlarımızın temel hakları, acıları bu Meclis çatısı altında tanınmalı, kabul edilmeli. Ben niye Başbakan'a güveneyim- 8 ay önce gittik, güven yeri varsa, karşılıklı güveni bu Meclis çatısı altında sağlarız.''
Muhabir: Meltem Yılmaz
Yayıncı: Sefa Salantur