Gündem
  • 26.6.2014 13:29

'Bizi Cami bombalamakla itham ettiler'

BALYOZ davasından 45 ay Hadımköy Cezaevinde tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen emekli Jandarma Kurmay Albay Hanifi Yıldırım, memleketi Iğdır'da coşkuyla karşılandı.

Cami bombalamakla görevlendirildiği gerekçesiyle suçlanarak tutuklanan Jandarma Kurmay Albay Hanifi Yıldırım, tahliye edilmesinin ardından memleketine geldi. Havalimanında akrabaları ve sevenleri tarafından karşılanan Albay Yıldırım, konvoy eşliğinde merkeze bağlı Yaycı köyünde, daha önce vefat eden babasının evine gitti. Evlerinin bahçesindeki toprağı öpen Kurmay Albay Yıldırım, daha sonra 77 yaşındaki annesi Havva Yıldırım ile hasret giderdi.

Köy meydanında vatandaşlarla çay içen Kurmay Albay Hanifi Yıldırım, Haydar Aliyev Parkında yaptığı açıklamada, İzmir'de görevliyken tutuklandığını ve Anayasa Mahkemesi kararı ile serbest kaldığını anımsattı. Tutukluluk süresince tüm sevdiklerinden uzak kaldığını, annesinin yoğun bakıma girdiğini, kayınvalidesinin ise beyin felci geçirdiğini ifade eden Yıldırım, eşi ve çocuklarının bu durumdan olumsuz etkilendiklerini anlattı. Paralel yapının kumpasın bozulduğuna dikkati çeken Kurmay Albay Yıldırım, şunları söyledi:

EMEKLİ EDİLMEK ZORUNDA KALDIM

"Ergenekon Destanı, Türklüğün özüdür. Bizim Milli değerlerimizi karalamak için atılan ilk adımlardan birisidir. Ülkemizi bölmek isteyen dış güçler burada da çok fazla yol alamadılar. Dış güçler Türk Silahlı Kuvvetlerinin başına Balyoz denen belayı sardı. Orada yargılanan 365 Türk subayı değildi sizlerdiniz. Bizim üzerimizden Türk ordusunu pasifize ettiler. Hem de öyle bir kumpas ki TSK'nın en büyük vurucu gücü Diyarbakır Hava Kuvvetleri Komutanlığının bahçesindeki bayrak direğine bir çapulcu, bir vatan haini çıkıyor ve şanlı Türk Bayrağımızı indirecek kadar Türk Ordusunu pasifize ettiler. Balyoz'daki hedef buydu. Özellikle kendi gemimizi üretecek dünyanın sayılı ordularından birisiydik. Hürkuş dediğimiz projeyi yürüten arkadaşlarımızı bizimle birlikte içeriye tıktılar. Ben yaklaşık 25 yıl fiilen hizmet yaptım. Sayısız çatışmalara girdim. Sözde Türk milleti adına yargılama yapan insanlar bizlere bu kumpası kurdular. Hem de öyle bir kumpas ki Türk Silahlı Kuvvetlerin paralel yapının adamları oldukları için bizim sunduğumuz delilleri hiçe sayarak hak etmediğim 18 yıl hapis cezası aldım. 'Yargıtay'dan döner' diye tahmin ediyorduk. Yerel mahkemenin kararına uyarak 'adil yargılıyoruz' diyerek bir kısmını serbest bırakarak 337 kişi hakkında mahkumiyet kararı verdi. Bizler eninde sonunda bu kumpasın oyunun bozulacağından emindik. Mesleğime geri dönmeyi arzu ediyordum. Ancak Yargıtay onayladıktan sonra emekli edilmek zorunda kaldım. Kimliğimizi ve bir takım özlük haklarımızı elimizden aldılar.Türk Milleti adına yargılama yaptığını söyleyen mahkeme bu davada bizimle yargılanan bayana bile dedi ki 'babalık haklarınızı elinizden alıyoruz.' Bizim rütbelerimizi sözde elimizden aldılar, varsın alsınlar, önemli olan sizin bize biçtiğiniz rütbedir, değerdir onlar ne yaparsa yapsınlar. Ben gerçekten Iğdırlı hemşehrilerime layık olmak için çalıştım. Şimdi bir yasayla geri dönersem kaldığım yerden mesleğimi ve mücadelemi devam ettirmeyi düşünüyorum."

Suat DENİZ/IĞDIR, (DHA)

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 03:52

İLGİLİ HABERLER