Medya
  • 9.9.2006 11:46

'BU YAZIYI ÇERÇEVELETİP SAKLA!..'

Sabah Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı ile Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz arasında "Aydın Doğan'ın mektubu" nedeniyle polemik yaşanıyor.

Altaylı bugünkü yazısıyla hem Aydın Doğan'a hem de Mehmet Y. Yılmaz'a sert eleştiriler getirdi.

FATİH ALTAYLI'NIN SABAH'TAKİ YAZISI:

Mehmet Yakup Yılmaz'a
 
Aydın Doğan'ın mektubundan bir cümleyi, "hukuku etkileyebileceği" için çıkarmam üzerine Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz bana yönelik bir yazı kaleme almış.

Anladığım kadarıyla kendisini Ertuğrul Özkök'ten sonra Genel Yayın Yönetmenliği'ne hazırlıyor. "Bir bilen sıfatını" kendine uygun görerek kendince bana "düzeltme ve cevap hakkı" dersi veriyor.

Okuyunca güldüm. Çünkü düzeltme ve cevap haklarına benim gösterdiğim saygı yıllardır bilinir. Dahası Mehmet Yakup Yılmaz'ın bu konudaki tavrı da bilinir.

Geçmişte, Milliyet'in başında bulunduğu dönemde bir okurun haklarını savunduğu için gazetenin "Okur temsilcisinin" işine son veren Mehmet Yakup Yılmaz'ın ta kendisidir.

O gün işine son verilen "O" ombudsman bugün Sabah'ta büyük bir özgürlük içinde görevini yürütmektedir. Ve bugün gazeteler arasında okur temsilciliği görevini layıkıyla yapan yegâne ombudsman da aynı kişi. Bizi, haberlerimizi özgürce ve kıyasıya eleştiriyor.

Çünkü Sabah özgür ve kendine güvenen bir gazete. Bu durum Dünya Ombudsmanlar Birliği tarafından da tescilli.

O nedenle Mehmet Yakup Yılmaz'ın bu konuda kimseye ders verecek hali yoktur.

Bu gerçeği okurların bilmesini istediğim için kendisine son kez olarak muhatap sıfatıyla yazı yazıyorum. Çerçeveletip saklatsın.

Aydın Doğan'a

Aydın Doğan'ın POAŞ'la ilgili bir haberimizden dolayı "bana" yolladığı "özel" ve "içten zannettiğim" bir mektubu yayınladım.

Mektuptaki "Ayrıca bu olayda onların bir hatası bulunduğuna inanmıyorum" cümlesine ise yer vermedim.

Çünkü bu "hukuki" bir yorumdu ve konuyla ilgili kararı adalet verecekti.

Üstelik bu cümlenin bizim haberimizle veya Aydın Bey'in bana yolladığı mektubun genel içeriğiyle bir ilgisi yoktu.

Benim mektubu yayınlamamdan bir gün sonra Hürriyet gazetesindeki bir köşede bana yönelik bir yazı kaleme alındı.

O zaman anladım ki, Aydın Doğan'ın bana "özel" olarak yolladığı ve samimi hitaplarla yazılmış mektup "o kadar da samimi" değilmiş.

Bana yollandığı gibi, Hürriyet yönetimine de yollanmış.
Yani anlayacağınız bir "açık mektupmuş."

Doğrusunu isterseniz ben birine "samimi bir mektup" yazdığım zaman bunu başkasıyla paylaşmam.

Galiba Aydın Bey'le "samimiyet" anlayışlarımız farklıymış.
Bunu da öğrenmiş olduk.

MEHMET Y. YILMAZ'IN HÜRRİYET'TEKİ DÜNKÜ YAZISI:

Fatih Altaylı'ya bir hatırlatma

GAZETELERİN kendilerine yollanan açıklamaları yayımlamak konusunda isteksiz davrandıkları bir dönem yaşadığımız sır değil.

Zaman içinde basın meslek kurallarını benimseyen gazeteci ve yönetici sayısı arttıkça bu kötü alışkanlık da terk ediliyor.

Ama şöyle bir kötü hastalık basınımızın önemli bölümünde hálá sürüyor: Haber kaynağının "gerçek değil" dediği iddialar, ısrarla sanki doğruymuş gibi yazılıyor.

Bir tanesi dün Aydın Doğan'ın da başına geldi.

Sabah'ta şöyle bir haber yayınlandı: Aydın Doğan, verilen ağır ceza nedeniyle Petrol Ofisi binalarını bastı ve yöneticileri azarladı!

Bu haberi Sabah'ta okuyunca Aydın Doğan da şaşırdı, bizler de.

Bir kere Aydın Bey yaz aylarını Bodrum'da geçiriyor ve iki aydır İstanbul'da değildi. Bodrum'da da basmak istese ancak bir Petrol Ofisi istasyonunu basabilirdi! Orada pompacıları mı azarlayacaktı?

İkincisi ise Aydın Bey'in yöneticilik üslubunda "azarlamak" yoktur. Bunu en iyi bilebilecek olanlardan birisi de Sabah'ın yayın yönetmeni Fatih Altaylı.

Nitekim Aydın Doğan, Altaylı'ya bir açıklama gönderdi ve böyle bir şeyin gerçek olmadığını, çünkü esasen bu olayda yöneticilerinin hatalı olduğunu da düşünmediğini belirtti.

Altaylı, açıklamanın küçük bir bölümünü yayımladı ve şöyle bir de yorum yaptı: Galiba, Aydın Bey, verilen ağır ceza sonrası PO yöneticilerine biraz sitem etmiş. Onlar da bunu azar olarak algılamış ve dışarı böyle yansımış.

Haberin merkezindeki kişi "Böyle bir şey olmadı, zaten bu konuda yöneticilerimin hatalarının bulunduğuna da inanmıyorum" diyor ama gazete açıklamanın en önemli bölümünü atlayıp, yayınında ısrar ediyor.

Artık bu alışkanlıklardan kurtulma zamanı gelmedi mi?

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 03:37

İLGİLİ HABERLER