''BURNUM VE GÖĞÜSLERİM DIŞINDA ESTETİĞİM YOK, HER YERİM ORJİNAL''
Bir çift göğüs
Hande Ataizi, Vatan'ın pazar ekinde Sanem Altan'a konuşmuş. Röportajın başlığı: 'Burnum ve göğüslerim dışında estetiğim yok, her yerim orijinal'
Ne tatlı, di mi?!
Acaba dedim, başlık okutsun diye kelimelerle bir lokma oynamışlar mı? Ama hayır, röportajın akışı da başka güzeldi:
Estetik operasyonlarda şanssız olduğunu, o yüzden de birkaç kez tekrar etmek zorunda kaldığını anlatıyor Ataizi. 'Bir burnumu, bir de göğüslerimi yaptırdım. Onun dışında pek fazla müdahale olmadı.'
Düşününce Hande Ataizi'nin masum olduğuna karar veriyor insan. Bu estetik deliliği, geldiği nokta itibarıyla ürkütücü çünkü. Sahne şöhretlerini geçtik, bizden bildiğimiz tiplerin de yaptırdıkça yaptırasının gelmesi... Tırsıyorum valla.
Sonra tüm bedenlerin ve ifadelerin giderek birbirini andırması... Fevkalade bilimkurgusal.
Hiç ilgim olmadığı gibi, biraz korkarım da bilimkurgudan. Anlamam. Bu işler de anlaşılmaz geliyor. Korkunç, uzak, anlaşılmaz.
Fakat pazar akşamı 'Bambaşka Biri'nin başvuru telefonlarını kaydetme
aşamasına geldim neredeyse.
'Bambaşka Biri' atv'nin Tanrım beni baştan yarat programı. Kendisinden fiziksel olarak memnun olmayan, güzelleşmek isteyen vatandaş başvuruyor. Ve bir dizi operasyondan sonra hakikaten bambaşka biri olarak çıkıyor.
Önce/sonra farkına dibiniz düşer. Ama mesele bundan ibaret değil. Diğer reality show'lardaki gibi, tuz biber niyetine yine psikoloji, sosyoloji... Ailevi hikâyeler, ilginç ilişkiler, kahkaha, gözyaşı...
Geçen sefer, güzelleşen çirkin ördek yavrusu kızımızın, biricik kız arkadaşıyla ahbaplığının artık eskisi gibi olamayacağının sinyallerini almıştık. İster istemez tersyüz olacaktı ilişki; kendine yeni bir yol çizecekti.
Bu hafta dumur dolaylarından bir şeye tanıklık ettik.
Hani bir ara Deniz Akkaya'nın estetiksiz fotoğrafı dolaşmaktaydı ortada; yok artık dedirten.
Bu, onun kat be kat üstündeydi. Yani böyle bir değişmek, görülmemiştir. Ya da sen bana değişimin resmini yapabilir misin, Abidin?
Deneklerin yeni görüntüleriyle birlikte nasıl bir vücut dili geliştirdiğini de görüyorsunuz tabii. Kendine güvenle ne biçim uçtuklarını.
Arka planda da reality show'ları içselleştirmelere doymayan halkımız, ahkâm kesmelere girişiyor. Çok zevkli bir seyir doğrusu.
Ve işte son katılımcı: Fatma.
Fatma, kafayı göğüslerine takmış. Tamam, büyükler. Ama düşman bellenmeyi gerektirecek kadar değil.
Fakat Fatma, hayatında ters giden her şeyin faturasını onlara yüklemiş belli ki. 'Bunlar' diyor hep, 'bunlar...'
Gitmiş, ameliyattan sonra giymek için bir sürü beyaz tişört almış kendine. Beyaz tişört. Beyaz body. Beyaz atlet.
Sadece göğüslerinin küçülmesiyle mutlu olmaya, hayata bağlanmaya o kadar hazır ki, evet diyor insan kendi kendine, estetik operasyon, ekmek/su gibi bir şey. Hava gibi. Zaruri.
Neticede kızımız en temel sıkıntısından kurtuldu, bahtiyar oldu.
Ama bir ayrıntı: Neden bu kadar rahatsızlık duyduğu sorusuna verdiği cevaplardan biri de 'Laf atıyorlar' idi.
Halbuki eskiden iri, hantal bir kızken... Şimdi 'sağlam pencereli' seksi bir genç kadın.
Asıl laf atmaları şimdi görecek!
Nur Çintay A
Radikal
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:19