ÇAĞLAYAN: DOLAR'IN DÜŞÜK OLMASI BANKALARIN İŞİNE GELİYOR...
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan, yabancı bankaların yıl sonu kur tahminlerine ilişkin olarak, ''Herkes avantası istikametine konuşuyor, Türkiye'nin iliğini sömürenler daha çok beklenti içindeler'' dedi.
Çağlayan, dolar kurunun düşük olmasının bankaların da işine geldiğini belirterek, şunları söyledi:
''Kimisi doların 1 milyon 400, kimisi de 1 milyon 800 olmasını istiyor. Herkes avantası istikametinde konuşuyor. Dolar kurunun düşük olması bankaların da işine geliyor. Açık pozisyonları rahat şekilde kapatacaklar. Bunlar kısa süreli mutluluklardır. Türkiye üstünde çok ciddi tezgahlar oynanıyor. Maalesef ekonomi kırılgan, mikroplar da çok iyi bir şekilde vücuda saldırı yapıyorlar.''
''5 ATIŞLIK DOLDUR KAPA YAPIYORLAR''
Dünyanın hiç bir yerinde doları faize yatırarak yüzde 100 oranında para kazanılamadığını anlatan Çağlayan, ''Türkiye'de 1 milyon dolarla bir yılda 2 milyon dolar kazanılıyor. Askerde vardı, 5 atışlık doldur ve kapa... Doldur kapa yapılıyor. Önce faizleri yükseltiyorlar, yüksek fiyatla döviz bozduruyorlar. Dış güçler ve spekülatörler bu milletin ve devletin ciğerini ve dalağını söküp alıyorlar'' dedi.
Yüzde 50 faiz varken kimsenin konfeksiyon, ev ve araba almadığını anlatan Çağlayan, herkes alımlarını ertelediğini söyledi.
Çağlayan, şöyle devam etti:
''Merkez Bankası isteseydi zamanında müdahale etseydi, mutlak süratle iş bu seviye düşmeden tedbirini alabilirdi. Maalesef, biz toplum olarak reaktif toplum kafayı duvara çarpıyoruz. Kafa kanadıktan sonra dikiş atmaya için uğraşıyoruz. Oysa dolar bu seviyeye gelmeden tedbirler alınabilirdi. Çünkü Merkez Bankası'nın görevi para piyasalarıyla ilgili öngörülerde bulunmak ve gereğini yapmaktır.'' Türkiye'nin en büyük probleminin ekonomi politikalarında eşgüdüm olmaması olduğunu vurgulayan Zafer Çağlayan, ''Hazine çıkıp (Ben borçlanmadan başka bir şey bilmem), Maliye çıkıp (Ben harcayan kurumum ben bundan başka bir şey bilmem), Merkez Bankası çıkıp (Ben para piyasalarından başka bir şey bilmem) derse o zaman burada akortsuzluk olur. Hiç kimsenin bana ne benden başkası tufan demesi lüksü yoktur. Madem ki kur artmıyor, o zaman enerji fiyatlarını düşürsünler. SSK prim artışını kaldırsınlar. Düşsün demekle faiz düşmez'' diye konuştu.
BANKALARDAKİ MEVDUAT ÇÖZÜLÜYOR
Bütün kötülüklerin anasının faiz olduğunu ileri süren Çağlayan, bankalardan mevduatın hızla çözüldüğünü, bu paraların banka dışı kesimlere ve Hazine kağıtlarına gittiğini söyledi.
Devletin 'fil' gibi piyasadan parayı hortumladığını kendilerine kaynak kalmadığını anlatan Çağlayan, ''Hazine kağıdından stopaj almıyorsun, öte taraftan kefenden ve ilaçtan vergi alıyorsun'' dedi.
Çağlayan, dövizin ve faizin böyle gitmesi halinde ilerde ihracat yapacak ihracatçı bulamayacakların ifade etti. Bazı kesimlerin Euro bölgesine ihracat yapmanın avantajlı olduğunu ifade ettiklerini hatırlatan Çağlayan, ''İhracatımızı Euro bölgesine yapıyoruz ama dolar, Euro paritesi üzerinden yapıyoruz. Adamlar bizim iç çamaşırımızın rengini bile biliyorlar anında günü gününe her gelişmeyi izliyorlar ve alıcı olmanın avantajını kullanıyorlar.''
İHRACAT YAPMAK PAZARDA LİMON SATMAYA BENZEMEZ
Düşük kur nedeniyle Türk ihracatçısının dünyanın finansörü durumuna düşürüldüğünü söyleyen ASO Başkanı Çağlayan, şunları kaydetti:
''Düşük kura rağmen ihracat artıyor diyorlar. İhracat yapmak pazarda limon satmaya, balık halinde balık satmaya benzemez bir ihracat pazarını yakalamak bazen yıllar, aylar alır. Şu anda yapılan ihracatın büyük bir bölümü geçen yılın bağlantılardır. Girdi fiyatları arttı. Bu noktada 1 milyon 650 bin liraya mal ettiğin malı, 1 milyon 450 bin liraya satmak zorunda kalıyorsun. Türk ihracatçısı finansör oldu, yabancıları finanse ediyor. ikinci bir tehlike bu iş yarın ne olacak endişesi var. Bu dolar daha süründürecek 1 milyon 350 bina düşecek deniyor ihracatçının elini kolunu bağlayacaksın koş diyeceksin.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:10