BOZUK DÜZENİN MİLYARDERLERİ
İstanbul akşamlarında çevreme baktığımda büyük sermayelerin battığını görüyorum. Karamehmet birkaç yıl önce dünya zenginleri arasındayken, şimdi bankalarını satmak durumunda kaldı.
Kısa bir zamanda alaşağı oldu. Dinç Bilgin medya imparatoru iken bitti. Cavit Çağlar da iki banka ve milyonlarca istihdam ile battı. Toprak Grubu da, okkanın altına düştü. Uzam Grubu inanılmaz bir biçimde çöktü. Erol Aksoy enternasyonal diplomalarıyla başarısız oldu.
Bankalar ülkenin soyulmasında araç oldu. Bütün bunlar düzenin bozukluğundan kaynaklandı. Yönetimler farklı olsaydı, bu işadamları da böylesine başarısız olmazlardı.
Geçen iktidarlar medyaya prim verdi. Medyayı karşısına alan Başbakan yok edildi. ''''Elini versen kolunu alamazsın'''' dediğinde Çiller medya kurbanı oldu. Sonra bütün büyükçe sermaye iktidara yakın olmak için medyaya girdi. Medya, banka, iktidar, arkasına 28 Şubat askerî gerilimini de alınca, ortada çok az insan kaldı.
Bu insanların başarısızlığında, kötü yönetim ağırlıklı bir biçimde başı çekiyor. Mesut Yılmaz ve kapitalistleri aynı bozguna uğradılar. Mesut Yılmaz siyasî sermayesini yitirdi, bu işadamları sermayelerini büyük ölçüde kaybettiler.
TMSF''nin ulaşamadığı yerlerde paraları vardır. Ancak ulaştığı yerlerde, şahsî eşyalarına kadar götürüldü. İtibarları da kalmadı. Tam bir toplumsal fiyasko yaşadık. Dönemin batık sermaye grupları, medyayı da yozlaştırdılar. Çünkü amaçları gazetecilik değildi. İktidara yağ çekip işleri doğrultmaktı. Bu da dönemin kötü yönetiminden kaynaklanıyordu.
Sonunda gazeteciler de yozlaştı, bankacı, kartelci oldu. Askerci oldu. Ve medya kendi evlatlarını yerken, sermaye de kendini yedi bitirdi.
Geçen dönemin soysuz sermayesinden geriye şaraplar, resimler, malikâneler, yatlar, uçaklar kaldı. Haksız burjuvalar türlerini yok ettiler. Çünkü en güçlü dönemlerinde bile paradan başka bir şey düşünmediler. Bir düşüncenin peşinde koşmayı seçmediler. Aydınları küçük gördüler. Onları vahşi kapitalistlerine kurban ettiler.
Kendi entellektüellerini yaratamadılar. Kendi sanatçıları da pek olmadı. Bu anlamda toplumsal yürek taşımadılar. Toplumu iktidarın timsahlarına teslim ettiler. Arkasında parasal güçleri olduğu halde her dönemin temsilcisi oldular.
Şimdi AKP iktidarı var. Erdoğan büyük başarılarına rağmen kendi küçük çevresinin dışındaki aydınlara, düşünce sahiplerine fazla duyarlı durmuyor. Asıl referansları eski dar çevresi. O çevreyi çeşitlendirip üretmesi gerekir. Sanırım sıra henüz buralara gelmedi. Ama Başbakan gecikiyor.
CANAN BARLAS / D.B. TERCÜMAN
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:02