
CAVCAV'DAN OLAY SÖZLER : MİLLİ TAKIMIN GİDERLERİNDE HORTUM VAR
Federasyonun personel gideri 11.8 trilyon. Milli Takım primi 7, kamp giderleri de 6 trilyon. Böyle israf olmaz.. İncelensinler çok can yanar. Ben 3 büyüklerin naklen yayından çok para almasını istiyorum. Allah kazançlarını bol etsin. Onlar kazansın ki, ben onlardan payımı alayım.
Başbakan olursam, Nihat Özdemir, Hamdi Akın gibi Ankara’da yaşayıp, kazanan ve İstanbul’da spor yöneticiliği yapanları buradan kovacağım.
‘Ben başkan olduğumda Gençlerbirliği, 3. Lig’e düşmüştü. Tam 27 yıl önceydi.. Allah’tan 3. Ligi kaldırıp, 2. Lig’le birleştirdiler de kurtardık. Zaten iki sezon sonra da 1. Lig’e çıktık.. O gündür bugündür de buralardayız’ diye başlayan sohbette konu kaçınılmaz olarak Futbol Federasyonu Başkanlığı seçimlerine geliyor.. Ve müthiş başkanın iddialarına..
İlhan Cavcav, tavrını baştan koymuştu, ‘Haluk Ulusoy’u istemiyoruz’ diye.. Yani Aziz Yıldırım ve Celal Doğan’la birlikte ‘ret cephesini’ oluşturmuşlardı. Peki ya seçimlere girip, Ulusoy seçilseydi?..
‘İşte o zaman kesin küme düşerdik.. Birileri, ilk maçtan düğmeye basar, bizi ligin başında düşürürdü’
Tartışılması gereken iddialar, bununla da bitmiyordu... 27 yıllık tecrübeli başkan diyordu ki:
Ulusoy bitmişti
‘Ben devletin bakanının önünde açık açık söyledim ‘Haluk Ulusoy devri bitmiştir, kurulları da iflas etmiştir’ diye.. Aylardır bunları söylüyorum. Allah’tan başka kimseden korkum yok. Yakın geçmişte Haluk Bey’in en büyük destekçisi bendim.. Ama bitmişti. Herkesin gördüğü, bildiği ama birçoğunun itiraf edemediği gibi. Haluk Bey federasyon başkanı olduktan sonra Eyüp Sultan’da 25 tane miydi yoksa 80 mi, kurban kesmişti.. Geçen Kulüpler Birliği’nde ‘Hadi bakalım hepiniz Hacıbayram Camii’nde beşer tane kurban kesin, bu federasyondan kurtulduğunuz için’ dedim hepsi güldüler. Oysa son derece ciddiydim. Her şeyi, herkesin anlayacağı dille söyledim. Tetkik edin, federasyonun personel gideri 11 trilyon 805 milyar lira.. Avrupa Şampiyonası’na gidemeyen Milli Takım’ın primi 7 trilyon 60 milyar lira.. Milli Takım’ın konaklama gideri 6.5 trilyon lira.. Böyle bir israf, çarçur yok.. Devlet, Bakanlık bu işi ciddi tetkik etsin çok kişinin başı yanar.. Hem de cayır cayır...’
Para deyince iş, ‘Bire aldığını yüze, bine satan’ Cavcav’ın yaşadıklarına geliyordu kaçınılmaz biçimde...
‘Alacağım oyuncuyu en az dört beş kez izlettiririm. Rapor olumlu ise bir veya iki kere de ben yerinde seyrederim. Transfer ettikten sonra değer kazanması için her şeyi fazlasıyla yaparız. Benim oyuncularımın her zaman alıcısı var. Çünkü iyiler bende’ diye konuşuyor ve birçok kulüp başkanının aksine şaşırtıcı ifadeler kullanıyordu:
3 büyükler çok kazansın
‘Ben her zaman Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın televizyon gelirinden en çok parayı almasını isterim.. Stat gelirlerinin, forma satış gelirlerinin çok olması da mutlu eder beni.. Çünkü onlar çok kazandıkça, bundan alacağım pay yükseliyor. Çok kazanacaklar ve benden alacakları oyunculara çok para verecekler.’
Bir pişmanlığı vardı Fenerbahçeli Tuncay’ı almamaktan dolayı.. Bir de Bülent Akın’ı almaktan.. ‘Keşke Tuncay’a 600 milyarı peşin verip alsaydım. Ve keşke Ersun Yanal’ın isteğini reddedip, Bülent Akın’a 400 bin Euro vermeseydim’ diye konuşuyordu Cavcav, ne kadar tecrübeli olursa olsun, her insanın hata yapabileceği gerçeğinden yola çıkarak...
Maltepe’de rahmetli Vehbi Koç’un hediyesi 70 metrekarelik kulüpten 60 dönümlük dev bir komplekse uzanan 27 yıllık süreçte çok şey yaşamıştı Cavcav.. Uhucuların, şarapçıların cenneti haline gelen ‘Ankara’nın çöplüğü’ diye tanımladığı AOÇ arazisini modern bir spor cenneti haline getirmesine karşın TEMA Vakfı ve diğer kişi ve kurumlardan gelen eleştirilere, tepkiliydi.
‘Elim ayağım tuttuğu, gülünç duruma düşmediğim sürece başkanlığa devam edeceğim. Bu işi, bu kulübü benim kadar seven bir insan bulsam, dört elle sarılacağım. Yetiştirip, ona bırakacağım.. Bir kenara çekilip, danışman gibi kalsam benim için iyi olur. Ancak bakıyor ve görüyorum ki, ‘Cavcav gitse de şu Gençler’in parasını çarçur etsem’ diye bekleyenler var. Kusura bakmasınlar, onlara yedirmem’ diye alternatifsizliğini ilan ediyor ve yılların öfkesini şu cümlelerle dile getiriyor:
Başbakan olursam...
‘Başbakan olursam, ilk işim Ankara’da yaşayıp, kazanan ve İstanbul’da spor yöneticiliği yapanları buradan kovacağım. Sen Başkent’te yaşayacak, kazanacak ama parayı İstanbul’da harcayacaksın. Yok öyle şey.. Nihat Özdemir, Hamdi Akın, Nihat Özbağı, Mehmet Nazif Günal, Ankara’nın en popüler iş adamları.. Bu kentin sporuna ne faydaları var? Kocaman bir hiç.. Yazıktır, ayıptır, günahtır.. Dua etsinler, Başbakan olmayayım.’
Son olarak ‘En büyük hayalini’ soruyoruz kurt başkana..
‘Şampiyonluk’ diyor... ‘27 yılda çok mesafe katettik.. Ve artık şampiyonluk zamanı geldi’ diye ekliyor...
Emir-devir devri bitti
Levent Bıçakcı’nın seçilmesinde etkin rol oynamasına karşın, Haluk Ulusoy’un desteklediği iddia edilen Sabri Çelik’in MHK’sinin seçildiğini hatırlattığımız da son yanıtı net oluyor:
‘Haluk Ulusoy devri bitti ama MHK’de sanki izi devam ediyor. Bu bizim için ilk bakışta bir tehlike olarak yorumlanabilir. Ancak MHK seçimle geldi. Ve hepsi kaliteli insanlar.. Zaten kimsenin, aklını peynir ekmekle yediğini de sanmıyorum. Artık emir devri bitti. Bir bilenin, saha kapatma cezalarını bir telefonla paraya çevirme dönemi de..’
BAŞKANLA DOBRA DOBRA
G.birliğ Başkanı İlhan Cavcav, Ankara Spor Servisi Sorumlumuz Meriç Enercan’a çarpıcı açıklamalrda bulundu. Haluk Ulusoy’un federasyon başkanı seçilmemesinin hem kendileri hem de Türk futbolu açısından bir şans olduğunu dile getiren Cavcav, üç büyüklerin naklen yayınlardan daha çok para almasını en çok kendisinin istediğini söyledi. İlhan Cavcav, eli ayağı tuttuğu sürece başkanlığa devam edeceğini ifade etti.