ANKARA - Çelik, ''''Türk Milli Eğitim Sisteminde Din Eğitimi ve Öğretimi Sempozyumu''''nda yaptığı konuşmada, globalleşme sürecinde toplumların kendi içlerine kapanmaktan çıktığını, internet ile birlikte kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla, dini söylem, telkin, propaganda ve din öğretilerinin farklı bir boyut kazandığını belirtti.
Bugün özellikle İslam dünyasında, Hıristiyan dünyasından gelen çok ciddi misyonerlik faaliyetlerinden söz edildiğini anımsatan Çelik, ''''Misyonerlik, tarihin derinliklerinde de vardı. Ama bugün farklı boyutlar kazanmıştır. Kullandığı vasıtalar, propaganda araçları, insanlar ile muhatap olma şekilleri değişmiştir. Bu meseleyi yeniden düşünmemiz gerekir'''' diye konuştu.
Çelik, Anayasa''ın 24. maddesinin, din eğitiminin, devletin gözetim ve denetiminde yapılmasını öngördüğüne işaret ederek, bu dersin, dinler hakkında öğrencileri belli kültüre kavuşturmak için konulduğunu ifade etti.
Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu olup olmaması tartışmalarını gereksiz gördüğünü dile getiren Çelik, şöyle konuştu:
''''Ancak eğer insanlar bu ders kapsımı dışında kendi dinlerini yaşayabilmek, kendi dinlerinin pratiklerini öğrenebilmek için imkanlar araştırıyorsa, zemin yokluyorsa veya devletin zemin hazırlamasını istiyorsa bu konuda gerekli düzenlemeler, yapılmalı kolaylıklar sağlanmalıdır. Bunların büyük çoğunluğu Diyanet İşleri Başkanlığı kanalıyla yapılmalıdır.
Din eğitimi ve öğretimi meselesini, insanlığın meselesi, ihtiyacı, din ve vicdan özgürlüğü kapsamı içerisinde düşünmemiz gereken bir hadise olarak ele almak zorundayız.''''
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:12