Gündem
  • 11.1.2005 05:00

CEM YILMAZ: "DEVAMLI SEVİLMEYİ İSTEMEK PSİKOLOJİK BİR PROBLEM OLABİLİR AMA BEN BUYUM!.."

Cem Yılmaz "Konu ben olunca umursamıyorum zannediyorlar" diyor. "Oysa ben umursuyorum, eleştirileri çok ciddiye alıyorum. Kötü etkileniyorum" Basında bazı arkadaşlar var, 'Tiraj önemsiz' diyorlar, çünkü tirajları yok. Sizi ben okuyorum zaten halk değil, bari bana numara yapmaya kalkmayın.

<ı>* G.O.R.A.'yı kaç kişi izledi?
-Dört milyona çok az kalmış. Valla aslında ben daha fazlasını bekliyordum. Etrafımdaki insanların şekline şemailine baktığım zaman "5 milyon gelir" diye düşünüyordum. Film bittiği zaman ne olduğunu da biliyordum, kimse kusura bakmasın ama ben kendi filmimi eleştirmenlerden çok daha fazla biliyorum.

* <ı>Niye yaptınız bu filmi? Birçok şey yazıldı çizildi çünkü.
-Güldürmek için. Film benim hoşlandığım esprilerle bezenmiş bir filmdir. Yani aslında çok fazla insan izlesin diye yapılmadı, marjinal bir filmdir. Çok fazla insan izlesin kaygım olsaydı ona göre espri yapar ona göre hikâye yazardım, başarılı da olurdum. Ben kendi güldüğüm filmi yaptım.

* <ı>Film çok eleştirildi. Üzüldünüz mü, kızdınız mı? Yani siz bir starsınız.
-Starsınız. Lütfen burada kahkahalarla güldüğümü yazar mısınız. "Starsınız" diyor (Gülüyor).

* Olur.
-Eleştirmenler her şeyi değerlendirmek istediler. Satışı pazarlamayı, beni, her şeyi... Filmden karakter tahlili yapanlar bile oldu. Ben insanlar gülsün diye bir film yaptım o kadar.

* <ı>Ne kadar para kazandınız bu filmden?
-Bu filmden çok önce peşin bir para almıştım ben. Yani filmin çok seyredilip seyredilmemesi benim için ticari yönden önemli değildi. Açıklanmayacak bir şey değil bu miktar ama gerek yok. Sadece iyi para aldım diyebilirim.

* <ı>Eleştirileri ciddiye aldınız mı? Kimi çok küfürlü dedi, kimi sizi ve hikâyeyi beğenmedi. Kimiyse "Türk sineması nereye gidiyor?" diye yazdı.
-Benim üzüldüğüm, ciddiye aldığım yazarların stratejisinin bozulması oldu. Bazı adamlar vardır, tirajları bellidir onların. Tiraj önemli değil falan derler çünkü yoktur tirajları. Biz ise onları ciddiye alırız, severiz onları.

* <ı>Kim sizi en çok kıran? Ya da en çok şaşırtan?
-Valla en çok şaşırtan Atilla Dorsay oldu. Ama kötü anlamda değil. Biz filmin sahnelerini planlarken aramızda gülerdik acaba bu sahneye Atilla Dorsay ne diyecek diye.. Gelgelelim Dorsay bizi beğendi. Alin Taşçıyan da beğendi. Onun bu tarz bir filmi beğeneceğini asla düşünmezdim. Negatif yazılara gelince... Yıldırım Türker yazdı, Tuna Kiremitçi yazdı. Kendi kendilerine benim karakter tahlilimi yaptılar köşelerinden. Cem Yılmaz bundan sonra böyle olmalı diye... Herkes yazıyor, hakkımda herkesin bir fikri var. Niye onlarınkini dinlemek zorundayım? Yani Tuna ya da Yıldırım yazıyor diye mi öyle olacağım? Açıkçası başka şeyler okumayı isterdim onlardan. Nur Çintay da Emre Aköz de yazıyor, kime göre davranacağım yani? Birincisi beni birileri yazsın diye bir kaygım yok ikincisi onların yazılarından okuyucu bir şey kazanmıyor.

* <ı>Eleştirmeyecekler mi yani?
-Eleştirecekler, filmin çok konuşulacak yanı var ama böyle değil. Tuna Kiremitçi gencecik bir adam. Bana önerilerde bulunuyor. E benim de ona önerilerim var, müzikalde yazdığın şarkı sözleri çok başarısız. Ne yani ben de onu deşifre ettim, oldu mu şimdi yani?

* <ı>Nasıl yani? Herkes birbirine mail atsın telefon etsin köşeye gerek kalmaz o zaman.
-Olmaz değil mi öyle (gülüyor)? Bak, bütün köşe yazarlarına söylüyorum. Biz birbirimizi okuyoruz. O yüzden birbirimize numara yapmayalım. Herkese tavsiyem bu. Ben okuyorum sizi, sokaktaki adam değil. Bana akıl vermeyin. Hem yazıyorlar hem de sonra "aman kulak verme eleştirilere" diyorlar. Bizim memlekette verilen tavsiye şudur koy g... rahvan gitsin.

* <ı>Sizin öyle aldırmaz bir yapınız yok anlaşılan.
-Yok. Aldırıyorum. Umarsızlık mesleki ve karakter olarak benim tarzım değil. Beni böyle görüyor olabilirler ama değilim. Yaptığım işi olumsuz etkiliyor bu eleştiriler.

* <ı>Herkes sizi sevsin, herkes iyi şeyler söylesin...
-Hah, işte bu enteresan ama benim böyle bir isteğim var. Sevilmek, devamlı sevilmeyi istemek psikolojik bir problem olabilir. Ama ben buyum. Diyor ki biri kendini herkese sevdirmeye çalışma. Abicim benim olayım bu. Çocukluğumdan beri ilgi çekmeye çalışan bir insanım. Sahneye de bu yüzden çıkıyorum ben.

* <ı>Reklamda niye telefonunuzu verdiniz?
-İşte odur. Ben ne diyeyim artık, bu filmde de hatalıysam telefon numarası budur dedim. Reklamcılığı seviyorum ben. 96'da Panasonic reklamlarının yazımında da payım var. Doritos ise tamamen benim yarattığım bir proje. Müthiş bir başarı yakaladık orada. Satışlar müthiş. Meşhurla çalışılan reklam projesinde benim dışımda bir başarı örneği yok.

* <ı>Diğer ünlülerin yer aldığı reklamlar başarılı değil mi?
-Başarılı örnek yok, doğru söylemek gerekirse. Meşhurla çalışmak meselesinde ben ciddi bir vakayım. Geriye dönüşü muhteşem. Başka reklamlarda ünlüye para veriliyor ama karşılığı alınmıyor. Yani reklamlardaki çözüm ünlüde değil doğru projede. Mesele proje.

* <ı>Reklamlardaki şarkınız çok tuttu. Hatta duyduğuma göre Murat Evgin ev konserlerindeki repertuarına şarkınızı almış bile.
-Aa öyle mi? Arkadaş bize bir uğrasın, telifi unutmamak gerek tabii (gülüyor). O şarkı benim ilk denemem ama başka şarkılarım da var insan içine çıkmayan. Müzikle küçük yaştan beri çok ilgiliyim. Çok eksantrik müzikler yapıyorum. Kimse bilmiyor bu özelliğimi, yakın arkadaşlarım dışında kimseyle bunu paylaşmadım.

 

Balçiçek Pamir /Sabah

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:37

İLGİLİ HABERLER