KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Star'dan Cevher Kantarcı, İsmail Cem'in Kayseri gezisi üzerine müthiş esprili bir yazı yazdı."Valla benin memleket Ayvalık.. Kimse bana zeytinyağı diye, başka bir yağı yutturamaz.." diyen Kantarcı,"Kayserili de, eşeği elbet 'şip şak' tanır!Tanıdı da!Eşek boyandı ve üstelik de büyük bir cesaretle ilk kez Kayserili vatandaşın huzuruna çıkarıldı..Kayserili sokaklarda bağırdı:'Ulan bu bizim eşek! Hem de boyayıp bize satmaya kalkmışlar!' İsmail bey yeniydi, çünkü Kayseri'ye seçildiğinden beri üç defa geldiği için, göze 'yeni' gibi görünüyordu..Kayserili, eşeğin Aydın Doğan'ın matbaa makinelerinde ve de televizyon ekranlarında boyanıp satışa çıkarıldığının farkına vardı ve postasını attı.." diye yazdı.
İŞTE KANTARCI'NIN YAZISI
Kayserili eşeği tanıdı!
Önemli not: Bu filmdeki -pardon- yazıdaki eşek benzetmesi, ünlü Kayserili hikayesinden esinlenerek yapılmıştır. Gerçek hayattaki kişilerle bir alakası yoktur. Alınganlık göstermek veya mahkemeye başvurmak isteyenler ile umuma duyurulur.
Valla benin memleket Ayvalık.. Kimse bana zeytinyağı diye, başka bir yağı yutturamaz..
Nihayetinde, lezzeti en kritik noktadaki yağı sahana döker, üzerine de iki yumurta kırar pişiririm, zeytinyağı diye önüme konan sıvıyı böylelikle imtihan eder, foyasını ortaya çıkarırım..
Bir zamanlar bizim 'Pinokyo' lakaplı bir Karadenizli arkadaşımız vardı..
Sürmene peynirlisi daha masaya konar konmaz, pidenin o muhteşem delik delik hamurunun, tel peynir ve Vakfıkebir tereyağı ile oluşturduğu koalisyon dengesinin çıkardığı mis kokudan, hangi ustanın yaptığını anlardı..
Adanalı gazeteci, yazar, televizyon yapımcısı, sunucusu ve belgeselci Nebil Özgentürk, acı biberin kalitesini dürüm yaptığı somon fümenin içinde ölçer..
Eğer biber somon fümeye bile 'Adana Kebabı' tadı vermişse, lezzet imtihanını kazanmış demektir..
Memleketin dört bir tarafından örnekler verip, yazıyı Faik Sabri'nin coğrafya atlasına döndürmeden işin özüne gelelim..
Kayserili de, eşeği elbet 'şip şak' tanır!
Tanıdı da!
Eşek boyandı ve üstelik de büyük bir cesaretle ilk kez Kayserili vatandaşın huzuruna çıkarıldı..
Kayserili sokaklarda bağırdı:
'Ulan bu bizim eşek! Hem de boyayıp bize satmaya kalkmışlar!'
Kayseri'de eşek isyanı!
'Yeni Oluşum' un dönüşümlü lideri İsmail Cem, dün büyük bir 'cesaretle', Kayseri'ye gidip yeni oluşumu anlatmak istedi..
Eğer bu cesareti, Kıbrıs ve Ege konusunda gösterseydi, çok yol alınmış olacaktı ama nedense işe ters tarafından başladı..
İsmail Cem, Kayseri Milletvekili seçildikten sonra, Ege ve Selanik dolaylarında Yorgo Papandreu ile bolca oturduğu rakı masasından kalıp ancak üç defa uğrayabildiği Kayseri'de, Yeni Oluşum'u anlatmak istedi..
Anlatmak isterken de, şu slogan lafı etti:
'Parti koalisyonu değil, Türkiye koalisyonu!'
Ama Kayseri de bu ülkenin bir parçasıydı ve Türkiye Koalisyonu'nun; işçi, esnaf, emekli, çiftçi, tüccar, küçük sanayici kanadından insanlar Kayseri'de de yaşıyordu..
Koalisyonun bu itilip kakılmış ve de ezilmiş kanadı, 'Yeni Oluşum'u iyi tanıyordu..
Yeni oluşum, eski oluşumken, bu kesim şimdi yeni gibi görünen eski oluşumun hayli kazığını yemişti!
Şu anda, yeni oluşumun eski oluşumu içinde kalmak zorunda kalmış olan Derwish'in IMF'ye 'hizmetlerinden' dolayı, işçiler işsiz kalmış, esnaf kepenk kapatmış, Kayserili üretici pastırmasını satamaz olmuştu!
O yüzden canı fena halde yanan Kayserili vatandaşlarımızın bir kısmı dün yeni İsmail beye sokaklarda bağırdı:
'Sizin nereniz yeni!'
Kepenk indiren esnaf da, bir kepengin altındaki kilide, bir de yeni İsmail beye baktı..
Aynı soruyu sordu:
'Nereniz yeni?'
İsmail bey yeniydi, çünkü Kayseri'ye seçildiğinden beri üç defa geldiği için, göze 'yeni' gibi görünüyordu..
Kayserili, eşeğin Aydın Doğan'ın matbaa makinelerinde ve de televizyon ekranlarında boyanıp satışa çıkarıldığının farkına vardı ve postasını attı..
Şimdi ben dün bu satırları yazarken, bugün Aydın Doğan gazetelerinin, Cem'in Kayseri'de protesto edilişini nasıl vermiş olacaklarını çok merak ediyorum..
Ozon tabakası delindiği için yaşanan ekolojik bozulma nedeniyle, genetik değişime uğrayan pek çok canlı türü gibi, hayli farklı davranış şekilleri sergilemeye başlayan, hatta bir zamanlar ağır sözlerle eleştirdiği Mesut Yılmaz ve Çiller ile şimdi son derece mülayim konuşur olan eski 'sert oğlan' Fatih Altaylı'nın da ne yapacağını çok merak ediyorum!
Bir şeyi daha merak ediyorum!
Aydın Doğan'ın sahibi olduğu, Ertuğrul'un yönettiği Hürriyet'in dün ta tepeden verdiği haberin niyetini!
Hürriyet'in haberine göre, TÜSİAD askere 'gizli' bir rapor sunup 'Yeni Oluşum' dan önceki tahminlerini iletmişti..
Hürriyet bu haberi verirken, habercilik mi yapmak istemişti, yoksa başka bir misyon mu üstlenmişti?
Bir şeyi daha merak ediyorum ama çok merak ediyorum!
Bu TÜSİAD denilen kuruluşun başkanı, büyük Kasım krizinden sadece ve sadece 'on gün' önce şu demeci vermişti:
'Durum o kadar iyi ki, 10 yıl sonrasını görüyoruz!'
TÜSİAD'ın 10 yıl sonrasını görmesinden sadece '10 gün' sonra, Türkiye büyük bir krize girmişti..
İşte merak ettiğim de bu zaten..
Acaba asker 10 gün sonraki felaketi göremeyen, kafasına göre bu ülkeye yön vermeye kalkan TÜSİAD'a 'Hadi oradan be! Sen kim oluyorsun da bana rapor sunuyorsun!' DEMEDİ Mİ!
Bir şeyi daha merak ediyorum!
Bu ülkenin medyası Irak konusunda ne kadar duyarlı?
Savaş kapımızda be!
Uyanın be
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:28