Medya
  • 27.11.2022 20:29

CHP'nin kirli yüzünü anlatan Albay ortadan kayboldu

Biliyorsunuz geçen hafta Emekli Albay Seyfeddin Yılmaz’ın, 1960 darbesini gerçekleştiren Milli Birlik Komitesi’ne yazdığı mektubu köşeme taşımıştım.
Seyfeddin Albay mektubunda CHP’nin gerçek yüzünü anlatarak, İnönü’nün yargılanması gerektiğini bildirmişti.
Bugün de 7 sayfalık mektubunun ikinci bölümünü aşağıda sayfama taşıdım
İNÖNÜ RAHAT DURMAZ

Zahiren cahil görünen bu saf ve zeki Türk Milleti, yapılan inkılâbın hakikatini münevverlerden daha iyi anlamış ve kavramıştır. Onların başlıca düşünceleri din ve mukaddesat düşmanlarının tuzaklarına tekrar düşmemektir.
‘MASON VE SOLCULARIN İKTİDARA GELDİĞİNİ BİR DÜŞÜNÜN’
Diğer mühim bir mesele de, devlet reisimiz ve Bakanımız Sayın General’in son günlerde gazetelere vaki olan beyanatında dinin istismar edilmemesi için anayasaya bir kayıt konulacağı sözleri.
Bu sözler halk arasında menfi bir tesir ve teessür husule getirmiştir. Bunu kısaca bir misal ile arz edeyim.
Bu madde anayasaya konduğu vakit; Dine ve Kur’an ahkâmına inanmayan masonlarla solculardan müteşekkil bir parti iktidara geldiğinde, dinini müdafaa etmek isteyen muhalif parti milletvekillerine karşı anayasadaki bu kayıttan istifade ederek “dini istismar ediyorlar” diye ceza-î baskılar tatbikine tevessül edeceği açıktır.
Yine bu maddeye dayanarak din ve mukaddesat taraftarı partileri kapatabileceği gibi öteden beri tatbik edilegelen mürteci ve saire gibi kelime oyunlarıyla bir takım baskı usullerine girişmelerine açık kapı bırakılmış olur.
‘ANAYASAYI MASON CHP’LİLER HAZIRLIYOR’
Nitekim ekserisi CHP’ye mensup solcu ve mason hukuk uzmanları tarafından yazılmakta olan yeni Anayasa taslağından gazetelere akseden yazılardan birinde şöyle yazılmaktadır:
- “Bu arada, yeni anayasada vatandaşların kanun teklifinde bulunmaları yer almayacaktır. Buna sebep olarak da bazı irticai fikirlere sahip olan kimselerin bu konuda yapacakları tekliflerle umumî efkârı bulandırabilecekleri gösterilmiştir.”
CHP İKTİDARA GELİRSE DİNE SALDIRIR
İşte bu gazetenin verdiği şu iki satırlık haber, CHP ile Anayasa heyetinin zihniyetlerini apaçık anlatmaktadır ki, bu efendiler iktidara geldikleri takdirde anayasaya rağmen yine din ve mukaddesata muhalefet edeceklerinin bir delilidir.
Şu halde Sayın Orgeneralin buyurdukları gibi Anayasaya “din istismar edilemez” kaydı konduğu takdirde yüzde 90’nı dindar ve Müslüman olan bir milletin iktidara mensup olmayan milletvekilleri tarafından dinin müdafaasına veyahut din ve mukaddesatı hakkında her hangi bir kanun tekliflinde bulunmalarına imkân verilmeyecektir.
‘YA DİNSİZSİNDİR YAHUT DİNDAR’
Şunu iyi bilmek lâzımdır ki, anayasasını yeniden tanzim etmek isteyen bir devlet ya dinsiz veya dindar olur.  Bunun ortası başı, kıçı ve aşırısı olamaz.
İslâm dini öyle bir bütündür ki, asla bölünme kabul edemez. Ya hep ya hiçtir.
Din ahkâmından ve esaslarından bir veya birkaçını kabul etmeyerek kasten terk edenler, dinden ve İslamiyet’ten çıkmış addolunur.
Bugünkü acıklı ve şaşkın duruma düşmemizin başlıca sebebi
, şimdiye kadar gelip geçen iktidar mensuplarının din mevzuunu ciddî surette ele almamalarından; daha doğrusu tam bir Müslüman olmamalarından ileri gelmiştir.
Dünya devletleri dinsiz Rusya hariç bir dine mensup ve kendi dinlerine ait kitaplara tam manasıyla bağlıdırlar.
Bunların anayasalarında dinlerinin aleyhine tek bir kelime bulmak mümkün olmadığı gibi bilakis başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere anayasalarında: “Din aleyhinde bir kanun yapılamaz, emir de verilemez” kaydı mevcuttur.
Dinsiz ve ahlâksız idarelerin, mensup oldukları devleti ve milleti felâket ve inkıraza sürükledikleri tarihen malum bir keyfiyet olmakta beraber bunu bizzat Allah kelâmı olan Kur’an-ı Kerim’den aldığım iki âyet ile de teyit etmek isterim…
Mesela: Kur’ân-ı Kerim de Rad suresinin 11’inci Ayetinde mealen;
Muhakkak ki Allah bir topluma verdiği nimeti, onlar, kendilerindeki iyi hali fenalığa çevirmedikçe bozmaz.”
Yine Kur’an Kerim’in 20’nci Taha suresinin 124’üncü ayetinde mealen:
Her kim ki Allah’ını, kitabını ve Peygamberini inkâr veya onları anmaktan yüz çevirirse onlara dar bir maişet verir, geçimlerini daraltır, güçleştiririz. Ve onları kıyamet gününde de gözleri kör olarak haşrederiz” buyurulmaktadır.
Mealleri arz edilen ayeti kerimelere dikkat edilecek olursa vuku bulacağı zikir ve beyan buyurulan dünyevî cezalar;  yurdumuzun muhtelif bölgelerinde yer yer, vakit vakit vukua gelen yer sarsıntıları, sel baskınları, yangınlar, insan ve hayvanlara arız olan çeşitli hastalık vesaire suretinde tecelli edecektir…
İkinci ayette beyan buyurulduğu veçhile bugün; önüne geçilemeyen iktisadî buhran, pahalılık ve kara borsa sebepleri yüzünden halkın maişeti daralmakta ve geçim hususunda sıkıntılara maruz kalmaktadırlar.
Bu hâli önlemek için tatbik edilen cezalarla kanuni tedbirlerden hiç biri fayda vermemektedir. Vermek ihtimâli de yoktur. Çünkü Allah’ın emri yerine gelmektedir ve gelecektir.
Şu halde nüfusunun yüzde 90’ı İslâm dinine mensup olan bir devletin fertleri de Cumhurbaşkanından halkın son dümen neferine kadar dinini sevecek, icabında serbestçe müdafaa edecek ve Kur’an’ın emrettiği veçhile tatlı dil, güzel yazı ve nasihatlerle din kardeşlerine dininin hakikatini fayda ve güzellikleriyle inceliklerini öğretmek dinî vazifeleridir.

Zira Sevgili Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde “Din, nasihatten ibarettir” buyurmaktadır. Nasihatsiz din zevâle mahkûm olduğu gibi dinsiz bir devlet de inkıraza mahkûmdur.

Mektup da, "din istismar edilemez” kaydı konduğu takdirde yüzde 90’nı dindar ve Müslüman olan bir milletin iktidara mensup olmayan milletvekilleri tarafından dinin müdafaasına veyahut din ve mukaddesatı hakkında her hangi bir kanun tekliflinde bulunmalarına imkân verilmeyecektir." ifadesi de yer alıyor...
ANAYASAMIZ DİNSİZ MASONLARA HİZMET EDİYOR…
Devletimizin içinde azınlığı teşkil ve temsil eden din ve mukaddesat aleyhtarı bir zümrenin yazılmakta olan anayasamıza; aşırı sağcı ve aşırı solcu gibi komünistlerle, solcu ve masonların gizli maksat ve emellerine hizmet eden bir takım lastikli kelimeler koyarak dini kösteklemelerine ve dindarları baskıya almalarına meydan verilmemelidir.
Esasen dinin devlet idaresine ve devletin de din işlerine karışmayacağı anayasada laiklik kelimesiyle hudutlandırılmış ve bertaraf edilmiştir.
Fakat laiklik kelimesi öteden beri olduğu gibi bir takım din ve mukaddesat aleyhtarı solcular tarafından dindarlara bir nevi din baskısı olarak kullanılmaktadır.
Bunun önlemek için anayasaya şüphe ve tereddüde mahal kalmayacak tarzda laikliğin ne manaya geldiğine yönelik bir tefsirin eklenmesine ihtiyaç vardır.
Bu yapıldığı takdirde, Dinî emirleri ve Dinî vazifelerini yapmak isteyen hakikî müminlere karşı din aleyhtarlarının ağızlarında sakız gibi çiğnedikleri ve bütün Müslümanların kalplerini rencide eden irtica ve mürteci gibi sözlerin de ortadan kalkması temin edilmiş olur.
İnkılâp ve inkılâpçı kelimelerinin de tefsire ihtiyacı vardır.
“CHP’nin 6 okunun Anayasadan çıkarılması icap eder.” Zira yapılan bir inkılâp her zaman değiştirilemeyeceği gibi ilânihaye kıyamete kadar da baki kalmasına imkân yoktur.
İnkılâpçıyız” diyerek mütemadiyen inkılâp yapmağa kalkılırsa, devlet idaresindeki istikrar bozulur. Fayda yerine zarar husule gelir.
Bu kelimenin de ya büsbütün kaldırılması veyahut esaslı bir tefsire ihtiyacı vardır.
Mesela en son ve tekemmül etmiş bir din olması itibariyle bir değişiklik yapılamayacağı Kur’an-ı Kerim ahkâmından olmasına rağmen dinin (d)esinden haberi olmayan, ömründe alnını secdeye koymamış olan kimseler “dinde reform yapacağız” deyip dine dil uzatmaktan çekinmiyorlar.
Binaenaleyh her işi ehline terk ile aklı ermeyenlerin işe karışmamaları ve karıştırılmamaları lâzımdır. Bu hususlar temin edildiği takdirde devlet de rahat eder.
Ve faydalı memleket işleriyle meşgul olur. Halk da rahat ve huzura kavuşur.
Kıymetli zamanınızı heder ederek sizleri meşgul ettiğimden dolayı vaki olan kusurumun affımı rica eder, cidden çok mühim ve hayatî olan vazife ve işleriniz için Cenâb-ı Hak’tan muvaffakiyetler diler, hürmetlerimi sunarım. Aziz kardeşim, Efendim! 25.7.1960
Türk Milletinin selâmeti uğrunda hayatını feda etmek üzere ant içen Ağabeyiniz
Emekli Albay Seyfeddin Yılmaz

Bu cesur albayın bundan 60 yıl önce yaptığı tespitler düne kadar bizim de başımıza gelenlerdi.
AK Parti’den önce hatırlayın irticacı, mürteci denilerek kaç iktidar darbe ile alaşağı edildi.
CHP ile alakalı bu muazzam tespitleri yapan ve ölümü göze alarak darbecilere mektupla ileten Seyfeddin Albay’ı çok aradım.
Maalesef hiçbir yerde bulamadım.
Ne ölüsünden ne de dirisinde bugüne ulaşan bu mektuptan başka bir bilgi yok.
Mektup da 1960 ihtilalinin belgelerinin arasında arşivlendiği için ortaya çıktı.
‘Kendisini tanıyanız bilenin var mı?’ bilmiyorum.
Ortadan kaldırıldığına yönelik kaygılarım var.
Edilmemişse bile çoktan vefat etmiştir.
Rabbim mekânını cennet etsin. (ÂMİN)
Seyfettin Albay’ın CHP’nin masonlarla birlikte dini, imanı ve inancı nasıl ortadan kaldırdığını hatta bunun için kendisini görevli addettiğini anlattığı mektubunu bulunca aklıma Necip Fazıl geldi.
Üstad Necip Fazıl CHP’nin bu çirkin yüzünü deşifre ettiği için yıllarca zindanda yattı.
Albayın tespitleriyle üstadın tespitleri birebir örtüşüyor.
Ne demişti necip Fazıl;
- CHP bir parti değil. Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesidir.
Üstadın dediği gibi, CHP bu milletin başına gelmiş en büyük felakettir.
Bu topraklardaki bütün kötülüklerin anası CHP’dir
Bir karabasan gibi millete çökmüştür.
Şimdi bir takım süslü laflarla yıkıma uğrattığı dindarlardan oy kapma derdine düştü.
Aman ha… sakın ha…
CHP ile helalleşme değil hesaplaşılmadan bu coğrafyaya huzur gelmez…

METİN ÖZER / HABERVİTRİNİ
 

Güncellenme Tarihi : 28.11.2022 00:10

İLGİLİ HABERLER