İşçi Partisi 1997'de iktidara geldiğinden beri bu tür okullardan 138'inin kapatıldığı belirtiliyor.

Hükümet bu okulları kapatırken, özürlü ve eğitim güçlüğü çeken çocukların ihtiyaçlarını devlet okullarının karşılayabileceğini savunmuştu.

Özel eğitimin her türü, İngiltere'de İşçi Partisi içinde her zaman tartışma yaratmış bir konu.

Bakan ve milletvekilleri genelde çocuklarını devlet okullarına göndermeye çalışıyor.

İşçi Partisi'nden tepki

Kelly'nin durumunda olayı daha da güçleştiren faktör, sözkonusu çocuğun eğitim güçlüğü çekiyor olması.

Halen farklı toplumların uyumundan sorumlu bakan olan Ruth Kelly, dokuz yaşındaki oğlunu uzmanlardan aldığı tavsiyeler sonucu özel okula verdiğini söyledi.

Kelly diğer üç çocuğunun eğitimlerini devlet okullarında sürdüreceklerini de sözlerine ekledi.

İngiltere Başbakanı Tony Blair henüz konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.

Ancak Blair'in sözcüsü, başbakanın prensip olarak, anne ve babaların meslekleri ne olursa olsun çocuklarını istedikleri okula gönderme hakkına sahip olmasını desteklediğini söyledi.

Haberi duyuran İngiliz bulvar gazeteleri Kelly'yi ikiyüzlülükle suçlarlarken, İşçi Partisi içinde de Kelly'nin davranışını yanlış bulan milletvekilleri var.

Bu milletvekilleri "Çocuğunu özel okula verecekse kabineden istifa etmesi gerekirdi. Demek ki devlet her çocuğun ihtiyacını karşılayamıyormuş. O zaman özel okul masraflarını karşılayamayan anne babaların yüzüne nasıl bakarız" tezini savunuyor.

Ana muhalefetteki Muhafazakar Parti'nin lideri David Cameron ise olayın kişisel bir mesele, bakanın da herşeyden önce bir anne olduğunu belirtti.