Gündem
  • 20.3.2013 23:03

Dağa çıkacak çocukların sorumluluğu omuzlarımızda...

     Arınç, Ankara Gönüllüleri Eğitim Derneğince (AGED) Diyarbakır'da inşaatı yarım kalmış bitmiş bir okulun tamamlanması için gerçekleştirilen ''Kardeşlik Gecesi''ne katıldı.
     Bir otelde düzenlenen etkinlik, şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
     Sunuculuğunu Vatan Şaşmaz'ın yaptığı gecede, Bismil ilçesindeki okul inşaatı sinevizyon gösterimiyle tanıtıldı.
     Başbakan Yardımcısı Arınç, burada yaptığı konuşmada, iş kadınlarının, ev hanımlarının, serbest meslek sahiplerinin, ortak paydası yardım duygusu olan insanların gecede bir araya geldiğini söyledi.
     Siyasetçilerin de geceye katıldığını dile getiren Arınç, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın da çalışmalarından dolayı gecede bulunamadığını ancak selamını ilettiğini ve eşi Songül Çağlayan'ın aralarında olduğunu ifade etti.
     AGED'in faydalı çalışmalarını duyduklarını ve takdir ettiklerini belirten Arınç, Ergani Eğitimciler Derneği (EGİDER) ile Bismil ilçesinde bir eğitim kompleksi yapmak istediğini duyduklarını, bunun çok hayırlı bir teşebbüs olduğunu kaydetti.
     Arınç, yaklaşık 3 ay kadar önce başka bir eğitim derneğinin davetlisi olduğunu ve Hakkari'de bir yurt için yardım toplandığını dile getirerek, Hakkari'yi burada görev yapan anne ve babasından dinlediğini anlattı.
     Hakkari söz konusu olunca orada kırk derslikli okulun bir dershanesini üzerine aldığını ve bundan iftihar ettiğini vurgulayan Arınç, bu akşam katkı sağlayacak olanlara candan teşekkür ettiğini bildirdi.
     Büyük bir İslam aliminin bugünkü felaketlerin sebebi olarak üç kelimeyi gösterdiğini anlatan Arınç, şöyle konuştu:
     ''Birisi cehalettir, birisi zarurettir, birisi de ihtilaftır. Bugünkü Türkçeye tercüme ederek söylersek kötülüklerin, yoksullukların başında cehalet geliyor. İkincisi yoksulluktur. Üçüncüsü de kavgadır, çatışmadır. 'Bunları yenmenin tek yolu ilimle ve elbette inatla marifetle ittifakla mümkün olabilir' diyor. İlim, iyiliklerin menşeidir, cehalet de bütün kötülüklerin anasıdır. Cehaletle cehille hiçbir yere gitmek mümkün değil. Kötülük namına ne varsa bilmemektir, ilmi inkar etmektedir ve maalesef inançsızlıktır. Dolayısıyla ilim adına, yani çocuklarımızın iyi yetişmesi nitelikli, vasıflı bir eğitim alabilmesi için yapılan her iş mübarektir, faydalıdır, yararlıdır. Hükümetimizin 11 yıldan beri üzerinde en çok durduğu ve ısrarla takip ettiği konu eğitim konusudur. Kamu kaynaklarıyla yapabildiklerimizle bütün sorunları çözemiyoruz. Yetişmek de mümkün değil. 75 milyon nüfusumuzun yarısı 30 yaşın altında, onun da 18 milyonu eğitim çağında. 18 milyon gencimize üniversite, aşağıda da ana sınıfı ve ilköğretimden başlayarak eğitim sunmak ihtiyacındayız. Bunun için eğitim gönüllülerine ihtiyaç var. Yüzde yüz eğitime destek kampanyasına destek olmaya ihtiyaç var.''
     Arınç, 170 ulaşan üniversitelere aynı hizmetlerin yapıldığını belirterek, artık 4 artı 4 formülünde ilk okul, ortaokul ve lise eğitimlerinin de gerçekleştiğini bildirdi.
     Yeni derslikler yapılması, öğretmenlerin kaliteli yetişmesi, ders araç gereçleri konusunda çocuklara en iyi imkanları sunmak gerektiğini bildiren Arınç, geçmişte Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin tartışmasız kabul edildiğini ve en yüksek ödeneğe sahip olduğunu anlattı.
    
     -Eğitimin bütçesi savunmadan fazla-
    
     ''6-7 yıldan bu yana hükümetlerimizin birinci büyük bütçesi Milli Eğitim ile başlıyor, Milli Savunma biraz daha gerilerde kaldı'' diyen Arınç, her okulun, her öğretmenin, her ders araç ve gerecinin masraf gerektirdiğini ve bunun için toplumun desteğine ihtiyaç olduğunu kaydetti.
     Arınç, Diyarbakır'ın hakiki kimliğinin Anadolu toprakları üzerinde çok önemli bir kimlik olduğunu belirterek, Müslüman kimliğinin çok önemli olduğunu, 639'da İslam ordularınca fethedildiğini hatırlattı.
     Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak bazı hizmetleri Diyarbakır ve o bölge için daha çok yapmaya çalıştıklarını bildiren Arınç, Diyarbakır halkının kimliğinde Müslümanlığın yanı sıra ilim, sanat ve edebiyat bulunduğunu söyledi.
     Arınç, bu şehrin adının kötülenmek istediğini dile getirerek, şöyle konuştu:
     ''Son yıllarda üzüntü kaynağımız olmuştu. Terör, teröre yataklık yapanlar, terörist eylemler bu şehrimizin adını maalesef kötülemek istediler. Sadece burası değil Şırnak'ından Hakkari'sine, Van'dan Bitlis, Bingöl'üne kadar o bölge daha çok bir ateş çemberi içinde kaldı. çocuklarımız perişan oldular. Bu çocuklara ilimle yaklaşmamız gerekiyordu. Onları okullaşma oranıyla arttırmamız, yurtlarıyla da imkan tanımamız gerekiyordu.''
     Dinlediği yaşanmış bir olayı örnek veren Arınç, fakir ve yoksul birinin, çocuğunu okutmak için elinden tutarak yeni yapılmış yurda geldiğini fakat yer kalmadığı için alınmayan çocuğun daha sonra dağa çıktığını dile getirdi.
     Arınç, ''Dağa çıkacak çocukların sorumluluğunu özellikle o bölgemiz için omuzlarımızda hissetmeliyiz. Yurtlar hazırlamalıyız, okullar yapmalıyız. Okuma salonları ve etüt merkezleriyle okul sonrası veya üniversiteye hazırlanırken o çocuklarımıza aynı zamanda sosyal, psikolojik açıdan da destek vermeliyiz. Onlara arkadaşlık yapmalıyız, ağabeylik yapmalıyız, geleceğe hazırlamalıyız. Bu yüzden bu çalışmaları hepimiz önemsiyoruz'' dedi.
     Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:
     ''Bizim katkımız, sizlere her zaman imkanlarımız nispetinde olur ama biz siyasi açıdan da sizlerin bu desteklerinizi Türkiye'nin her yerinde, TBMM'de ve bölgeyle ilgili yapacağınız çalışmalarda da ön planda tutarız. Türkiye'nin bugünlerden kurtularak bir an evvel çözüme de ulaşabileceğimiz takdirde, hep birlikte kardeşliğimizi tekrar yaşatacağımıza olan inancımızı da inşallah bir kez daha güçlendirmiş oluruz.''
     Bülent Arınç'ın konuşmasını tamamlamasının ardından AGED Onursal Başkanı Melek İpek'in 1 milyon liralık yardımda bulunduğu duyurusu yapıldı. İpek, sahnede bekleyen Arınç'ın yanında yaptığı konuşmada, bu tür yardımların devam etmesi temennisinde bulundu. 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 17:02

İLGİLİ HABERLER