
DANIŞTAY SALDIRISI DAVASININ GEREKÇELİ KARARI AÇIKLANDI
ANKARA - Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik düzenlenen saldırılarla ilgili davanın gerekçeli kararında, sanıklar ve sanıklara isnat edilen eylemler ile Ergenekon Soruşturması arasında suç vasfını, sanıkların hukuki durumunu ya da sübutu etkileyecek şekilde bir bağlantı tespit edilemediği, dolayısıyla soruşturmanın sonucunun beklenmesine gerek de duyulmadığı kaydedildi.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında, sanıkların İstanbul'da Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması, ve Ankara'da Danıştay üyelerine saldırı olmak üzere, iki ayrı ana eylemi bulunduğu, sanıkların bu eylemler için bir araya geldiğinin görüldüğü kaydedildi. Sanıkların, saldırılar için plan yapmalarının, örgütlü bir yapı içine girildiğini gösterdiği belirtilen kararda, bu yapının kendi görüşlerine göre türban aleyhinde karar veren ya da davranan kurumlara ders vermek amacını taşıdığı ifade
edildi. Sanık Alparslan Arslan liderliğindeki bu yapının, toplum üzerinde aynı zamanda baskı kurularak, ses getirecek eylemler yapmak için bir araya geldiği, diğer sanıklar Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin İrşi ve Erhan Timuroğlu'nun da bu örgütün üyesi olduğu belirtilen kararda, özellikle Danıştay'a saldırının çok ses getirdiği, toplumda büyük infial uyandırdığı, halk üzerinde büyük bir korku ve paniğe yol açtığına dikkat çekildi. Sanıklar arasında dayanışma ve suç işleme hususunda
birliktelik ve devamlılık ile hiyerarşik yapılanmanın olduğu, uygun araç ve gerecin bulunduğuna, Alparslan Arslan'ın lider, Osman Yıldırım'ın ise Arslan'dan sonra gelen kişi olduğu kaydedilen kararda, ''Bütün bu anlatılanlar, ortada silahlı bir örgütün oluştuğunu göstermektedir'' denildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen Ergenekon Soruşturması kapsamında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nden sanıklarla ilgili iddianame ve bir kısım evrak suretlerinin istendiği belirtilen kararda, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin de Ergenekon Soruşturması'yla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından bilgi istediği kaydedildi. Kararda bu konu ile ilgili şu ifadelere yer verildi:
''Yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucu, sanıklar ve sanıklara isnat edilen eylemler ile ilgili yürütülen hazırlık soruşturmasının arasında suç vasfını, sanıkların hukuki durumunu ya da sübutu etkileyecek şekilde bir bağlantı tespit edilememiştir. Dolayısıyla o hazırlık soruşturmasının sonucunun beklenmesine gerek de duyulmamıştır. Yine, sanık Osman Yıldırım, duruşmadaki savunmaları yanında, cezaevinden genel iddialar içeren dilekçeler göndermiş ise de yargılama aşamasında somut olayı aydınlatacak
nitelikte bilgi içermeyen bu dilekçelere itibar edilmeyerek, ayrıca araştırılması yoluna gidilmemiştir.''
Kararda ayrıca bazı sanık avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerinin de benzer gerekçelerle reddedildiği belirtilerek, tüm delillerin toplanmış olması dolayısıyla, soruşturmanın genişletilmesine ihtiyaç duyulmadan, mevcut deliller ve dosya kapsamına göre değerlendirme yapıldığı kaydedildi.
Kararda, sanıkların amacının, türbanı kendi bildikleri ve istedikleri şekilde yorumlamayan ve karara bağlamayan kurum ve kişilere yönelik cebir ve şiddet yöntemlerine başvurarak cezalandırma amacı taşıdığı, bu amaç doğrultusunda Danıştay'a saldırı eyleminin ise mevcut anayasal sisteme yönelik bir tehlike oluşturduğu ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda yazılı ve bu anayasanın öngördüğü düzeni cebir ve şiddet kullanarak kaldırmaya ve yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını
önlemeye teşebbüs etmek şeklinde bulunduğu belirtildi. Kararda, Sivas davası örnek gösterildi.
Mahkeme; sanıklar tetikçi Alpaslan Arslan, Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu hakkında 'anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Sanıklar Tekin Irşi ve Süleyman Esen 'silahlı örgüt üyesi olmak' suçundan ceza alırken; sanıklar Salih Kunter, Aykut Metin Şükre ve Ayhan Parlak ise beraat etmişti
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 12:16