
DAUM : "BİR TÜRK GİBİ AÇIK YÜREKLİYİM"
İSTANBUL - Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, bu yıl Avrupa'da belli bir başarıyı yakalamayı hedeflediklerini ve bunu da başardıklarına inandığını söyleyerek, "Ben başarılı olduğumuza inanıyorum, çünkü UEFA Kupası'nda yolumuza devam edeceğiz" dedi. Alman teknik adam, bu sene de şampiyon olarak Fenerbahçe tarihine geçmek amacında olduklarını kaydetti.
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, FB TV'ye çarpıcı açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe'nin bu yıl Avrupa'da belli bir başarıyı yakalamayı hedeflediğini ve bunu başardığına inandığını belirten Daum, "Ben başarılı olduğumuza inanıyorum, çünkü UEFA Kupası'nda yolumuza devam edeceğiz. Bu genç ve yeni kurulmuş ekiple Fenerbahçe tarihinde pek fazla görülmemiş 2 sene üst üste şampiyonluğu yakalamak yine hedeflerimizden bir tanesi. Devam ediyoruz derken bunu kast ediyorum. Geçen sene yakalamış olduğumuz şampiyonlukla 3. yıldızımızı taktık formamıza. Bu sene de bu şampiyonluğu tekrarlayarak Fenerbahçe tarihine geçmek amacındayız. Sayın Başkanımız Aziz Yıldırım, Yönetim Kurulu üyelerimiz, biz antrenörler ve tüm takım buna inanıyoruz ve bu yolda ilerliyoruz" diye konuştu.
Takımdaki rekabet ortamında herkesin çalışması ve başarıyı yakalaması gerektiğini belirten Alman teknik adam, Fenerbahçe'ye yeni yetenekler kazandırarak başarının sürekliliğini sağlamaya çalıştıklarını kaydetti. Hedeflerine ulaşabilmek için ekip olarak canla başla mücadele verdiklerini ve herkesin başarıya inandığını belirten Daum, "Profesyonel futbolda maddiyatın önemli bir yeri var. Profesyonel futbolda paranın yani işin maddi kısmının da bir değeri var, ama bakıldığı zaman biz parayı değerlendirmesini, kullanmasını da iyi bildik. Transfer edilen futbolcularla yapmış olduğumuz sözleşmeler garanti para üzerine değil. Kazandıkça futbolcu da kazansın parayı mantığıyla hareket ettik. Yani performansını sergile, başarılı ol sen de kazan mantığı var burada. Tabii bu da takım içerisinde çok farklı bir rekabet ortamı yaratıyor. Bunları yaparken ben de aynı mantıkla yola çıktım. 'Başarı gelsin ona göre ben de kazancımı alayım' düşüncesiyle hareket ettim. Bunu yaparken de bir risk alıyorsunuz. Çünkü başarılı olunca para kazanacaksınız demek oluyor. Yönetim Kurulu, Başkan ile beraber ben bu riski aldım. Çünkü burada büyük bir potansiyel var" diye konuştu.
"İSTATİKSEL DEĞERLENDİRMELERİN BANA BÜYÜK KATKISI VAR"
İstatistiksel değerlendirmelerin kendilerine büyük katkısı olduğunu vurgulayan Daum, "Futbolcuyla konuşurken kendisine ne görev vermişiz, neyi yerine getirmiş hepsi yazılı olarak mevcut. Bunun yanı sıra bu sistem artık kendi kendini de kontrol eder bir hal aldı. Kendi kendinin de bir aynası oluyor. Gazetelerin yaptığı gibi her maçın tek tek puanlaması da var. Her futbolcuya bir puan da veriyorum. Maçlarımızın da DVD'leri var. Oyuncunun topla buluştuğu her anın, korakor mücadelenin, sahada yaptığı her şeyin analizini tüm detayıyla eksiksiz bir şekilde tutuyoruz. Antrenmanlardaki notlarla takımdaki oto kontrolü geliştiriyorum. Futbolcularımla fikir alışverişine büyük önem veriyorum" dedi. Yönetim kuruluyla yapmış olduğu görüşmelerin de bir defteri olduğunu belirten Alman teknik adam, şöyle konuştu:
"Bu defterde ilgilendiğimiz futbolcularla ilgili tüm bilgiler var. 'Menajeri kimdir, bonservisi ne isteniyor, futbolcunun o andaki kazancı nedir' gibi bilgileri ben yönetim kuruluna aktarıyorum. Yönetim kurulumuzdaki transfer komitesi de kendi arasında tartışıyor. Son kararı hep Başkanımız veriyor tabii. Bu tip kulübe yarar sağlayacağına inandığım bilgileri veriyorum yönetime. Gökdeniz'i de planlamaya almıştık. Onun transferini gerçekleştiremedik, ama onun dışında istediğimiz birçok oyuncunun transferi gerçekleşti. Bu yazılı bilgileri yine kendimi kontrol etmek, planlamalarımızı kontrol etmek adına kullanıyoruz. Hem planlarımıza göre nereye vardığımız görüyoruz hem de Fenerbahçe Kulübü açısında da verimli oluyor. Bu tür bir çalışma bir Alman mantığıdır, ancak Fenerbahçe'yi bana göre yeni ama çok daha farklı bir organizasyon içerisine soktuğuma inanıyorum. Yine de bu bir Fenerbahçe mantalitesidir. Çünkü herkes tecrübelerini ortaya koyuyor ve bu tecrübeler birleşerek, bütünleşerek şu anda bulunmuş olduğumuz başarılı yolu yakalamış oluyoruz."
'BİR TÜRK GİBİ AÇIK YÜREKLİYİM'
Bir Türk gibi açık yürekli olduğunu belirten Alman teknik adam, "Ben insanları hiçbir zaman pasaporta göre ayırt etmem. Bana göre; her insan aynı değerdedir. Kendimi yarı Alman yarı Türk olarak görüyorum. Yani bir Türk gibi açık yürekli oluyorum. Yüreğimden ne geliyorsa, o an içimden ne geçiyorsa direk söylüyorum. Bazı durumlarda yara almışsanız veya bir olay sizi üzmüşse mantığınızı öne çıkararak sessiz kalmasını da bilmek lazım, ama ben bazen bir Türk gibi davranıp yaralandığımda veya etkilendiğimde o an kalbim ne diyorsa direkt dışarı vurmayı tercih ediyorum" diye konuştu.
Fenerbahçe'de geçmiş yıllarda çok fazla paralar harcandığını, ancak istenilen hedeflere ulaşılamadığını söyleyen Daum, "Biz de geçen sezon başında, çok fazla para harcamadan Fenerbahçe'ye yeni bir ruh, yeni bir takım havası, yeni bir birlik beraberlik getirelim düşüncesiyle hareket ettik. Yeni oyuncular aldık, ama daha e7erisinde çok farklı bir rekabet ortamı yaratıyor. Bunlarçok Türk oyuncuları tercih ettik. Bana sorarsanız bu havayı yakaladığımıza inanıyorum. Belli bir yere geldik. Takım içerisindeki uyum olsun, birlik beraberlik olsun bambaşka bir ruh oluştu. Fenerbahçe'ye gönül vermiş taraftarlarda Fenerbahçe'yi izlerken 'Şu takıma bak ya koşuyor! Her şeyi hak ediyor. Benim bu kulübe yaptığım her türlü maddi manevi katkıyı sonuna kadar hak ediyor. Ben de artık kendimi bu takımın bir parçası olarak görüyorum. Bu ne kadar güzel!' düşüncesi oluşsun istedik. İşte bunu başardığımızı düşünüyorum. Şampiyonluğun gelmesi de üstüne bal kaymak oldu." dedi.
Futbolcuyu bitirmek adına eleştiri yapılmaması gerektiğini kaydeden Daum, "Bu takım çok büyük bir potansiyele sahip olan takım. Genç oyunculardan bahsederken onlara yardımcı olmak gerekir derken; mesela Türk futbolunda diğer antrenör arkadaşlarla da görüşüyorum Ziya Doğan olsun Rıza Çalımbay olsun. Ellerinde çok yetenekli, gelecek vaat eden futbolcuları var. Onlarla konuşurken onların nasıl gelişimlerine destek olacağımızı kendi aramızda konuşuyoruz. Bunları yaparken, biz antrenörler futbolculara nasıl destek verip onları nasıl motive ediyorsak, gelişimlerini sağlamaya çalışıyorsak, dışardan bu desteğin gösterilmesi lazım diye düşünüyorum. Bu demek değildir ki eleştirilmeyecek futbolcu, tabii ki eleştirilecek yerine göre eleştirilecek ki o da kendi bulunduğu yeri bilecek ama onların gelişimlerini sağlarken kendilerine yardımcı olmaya çalışırken, futbolcuyu bitirmek adına eleştiri yapılmamalı! Bu görev ve sorumluluk basının. Futbolcuyu bitirmek amacıyla eleştiri yapıldığı zaman, büyük bir yeteneğe sahip olan Türk futbolcuları maalesef eriyip gidiyorlar, büyük yaralar alıyorlar" dedi.
'ŞAMPİYONLAR LİGİ'NE KATILMAK KADAR BAŞARILI OLMAK DA TECRÜBE GEREKTİRİYOR"
Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olabilmenin tecrübe gerektirdiğini belirten Daum, "Şampiyonlar Ligi maçlarında futbolcularımız tek tek bireysel olarak hangi seviyede olduklarını, Avrupa ayarındaki futbolcularla kıyaslandıklarında ne eksikleri olduğunu, nerede kendilerini geliştirebileceklerini gördüler. Manchester maçı, Olympique Lyon maçı gibi acı dersler aldığımız maçlar oldu. Acıydı, ama bu tecrübelerden de ders çıkarmak lazım. Oraya katılmak kadar orada başarılı olabilmek de tecrübe gerektiriyor. Bir diğer yandan, bakıldığında geçen sene Şampiyonlar Ligi'ndeki grup maçlarından çıkıp kaleci Blazek'in sakatlanmasından sonra Milan'a elenen bir Sparta Prag'ı biz gerimizde bıraktık. Onları 2 maçımızda da yendik ve bir altımızda bıraktık. Bu da bir başarıdır. Olympique Lyon'da takımın sergilemiş olduğu performans bana göre mükemmeldi. Oradan da bir puanla dönebilirdik. Biz Sayın Başkanımız Aziz Yıldırım ve Yönetim Kurulu'yla birlikte koymuş olduğumuz hedeflere sakin ve bilinçli bir şekilde ilerliyoruz. Futbolcularım her maçtan birer ders çıkararak bir sonraki maça çıkmayı öğrendiler. İlk Olympique Lyon maçına baktığımızda kendi evimizde oynadığımız maçın ilk yarısında topa sahip olma oranımız ve girmiş olduğumuz pozisyonlar, rakibimize kurmuş olduğumuz üstünlük neticesinde ilk yarıyı önde kapamamız gerekirdi ama bunu başaramadık. Bundan da bir ders çıkarmak lazım. İkinci Olympique Lyon maçında, depYrisinde çok farklı bir rekabet ortamı yaratıyor. Bunlarlasmanda oynadığımız maçta, takımımız on kişi kalmasına rağmen hem geçmiş maçlarda almış oldukları tecrübeyle taktiksel anlamda çok akıllı bir oyun sahaya sürdü. Herkes görevini eksiksiz bir şekilde yerine getirdi ve oradan bana göre bir puanı kaçırdık. 93 dakikaya kadar sahaya istediklerimiz yansıttık ama maçın sonlarında gerekli olan konsantrasyon ve dikkat düşse de çok iyiydik. Frikikten golü yedik ama tabii bunlardan ders çıkararak yolumuza devam ettik. Bütün maçlarda futbolcularım birer ders çıkararak sonraki maça çıktılar. Bu dersler neticesinde Sparta Prag karşısında almış olduğumuz galibiyetler var. Gerek ulusal anlamda olsun gerek uluslararası anlamda iyi bir yoldayız" diye konuştu.
'BAŞKAN AZİZ YILDIRIM VE YÖNETİM KURULU'NUN SÜREKLİ DESTEĞİNİ GÖRÜYORUZ'
Başkan Aziz Yıldırım ve yönetim kurulunun sürekli desteğini gördüklerini belirten Daum, "Bu destek genç oyuncular için özellikle çok önemli çünkü onlar gelişim çağındalar. Çok büyük bir beklenti koyarak, baskı getirmiyoruz. Biz bu rahatlıkla takımın gelişimini, futbolcuların bireysel olarak gelişimini sağlıyoruz ve bunun üzerinde çalışıyoruz. Şimdi Sparta Prag maçının ikinci yarısına bakarsanız; kalede Volkan, Kemal, Önder, Mehmet, Selçuk, Tuncay, Marco. Bu futbolcular 23 yaş altı veya 23 yaş seviyesindeler. Fakat bu futbolcuların önümüzdeki sene durumları çok farklı olacak biliyorum. Ben bu seneyi düşünmek zorundayım önce bu seneki işimizi tamamlamamız lazım ama bizim hedeflerimiz uzun vadeli olduğu için bu konuda bana göre iyi yoldayız. Bu destekten ötürü Sayın Başkanımız Aziz Yıldırım ve Yönetim Kurulu üyelerimize teşekkür ederim. Ne kadar memnun olduğumu anlatsam azdır" dedi.
Fenerbahçe'nin çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten Daum, "Geçirdiğimiz 1.5 senelik döneme bakarsak takım içerisinde geçen senelerden kalıp da ilk on birde oynayan sadece bir iki tane futbolcu var. Genel kadroya bakarsanız dört beş tanedir. Futbolcuların çoğunluğu yeni geldiler ve kısa sürede ve birbirleriyle kaynaşıp dost olmasını bildiler. Tüm bunların temeline inecek olursanız, Başkanımız Aziz Yıldırım ve Yönetim Kurulu üyelerinin çok büyük katkısı ve faydası var burada. Fenerbahçe'deki, Samandıra Tesisleri'ndeki imkanlara bakılırsa, burada her şey var. Futbolcuların her türlü sorunuyla ilgileniliyor. Dışarıdaki yaşamlarında yardıma ihtiyaçları olduğunda Volkan Ballı 24 saat hizmetlerinde. Sağlık sorunları olduğunda doktor 24 saat hizmetlerinde. Buradaki altyapıya ve imkanlara baktığınızda yok yok! Burada eksik yok" ifadelerini kullandı.
'AZİZ YILDIRIM TÜRK FUTBOLU VE FENERBAHÇE İÇİN BÜYÜK BİR ŞANS"
Uzun vadeli planlama devamlılığın ana unsuru olduğunu kaydeden Daum, "Ben burada göreve başlarken planlamamın 2007'ye kadar olan kısmını, ilk önce önümüze hedef olarak koyduk. Bu yolda da bana göre Fenerbahçe'nin devamlılığı, günlük elde edilmiş başarılar veya alınmış bir maç ya da kaybedilmiş maçların ötesinde. Tabii ki günlük başarılarda önemli kader maçı dediğimiz maçları kazanmak, mesela Trabzon'daki deplasman maçını kazanmak, Prag deplasmanındaki maçı kazanmak önemli. Bunların da bilincindeyiz çünkü bir futbolcuyu sadece yaptığınız toplantepYrisinde çok farklı bir rekabet ortamı yaratıyor. Bunlarılarla geliştiremezsiniz veya sadece antrenmanlarla gelişimini sağlayamazsınız. Futbolcunun özellikle maçlarda edinmiş olduğu tecrübelerin de bu gelişimde katkısı çok büyüktür. Bana göre uzun vadeli planlama devamlılığın ana unsurudur. Bugün geldiğimiz noktada takım hakikaten alanda büyük başarılar ve büyük tecrübeler edindi" dedi.
Aziz Yıldırım'ın Türk futbolu ve Fenerbahçe için büyük bir şans olduğunu belirten Daum, "Sadece A Takıma vermiş olduğu destek değil, altyapıya vermiş olduğu önem ve eğitime verdiği destek, Fenerbahçe kolejleri. Kendisi Fenerbahçe'yi Türkiye'de ve uluslararası anlamda temsil etmesiyle Türk futbolu ve Fenerbahçe için büyük bir şanstır. Aziz, Büyük Başkan, Büyük baba! Neden baba? Çünkü insanların şahsi sorunları olduğu zaman, hastalık söz konusu veya aileyle ilgili sorunlarınız var, onun şahsi desteğine ihtiyaç duyduğunuzda hiçbir zaman maddi, manevi yardımını esirgemeyen bir kişiliğe sahip. Kendisi ayrıca büyük bir arkadaş! Sürekli kazanmayı amaçlayan bir kişilik. Biz kendisiyle balık yemeye gidiyoruz. Çok normal bir restoranta gidiyoruz, balığımızı yiyoruz. Çünkü kendisi nereden geldiğini unutmayan ve o dönemde büyüdüğü arkadaşlarını da unutmamış bir insan. Onlara hayatında her zaman yer veriyor ve destek olmaya çalışıyor. Dediğim gibi o anlamda da arkadaşlığını hiç kimseden esirgemeyen herkesin yanında olan bir insan" dedi.
Aziz Yıldırım'ın sadece iyi günlerde değil, işler kötü gittiğinde, zor günler yaşadığımızda ve desteğe ihtiyaçları olduğu zamanlarda da yanlarında olduğunu belirten Daum, "Bunun yanı sıra Fenerbahçe Kulübü'nün Türkiye'de sosyo-kültürel anlamda yani stadıyla, buradaki altyapısıyla, Samandıra ile her konusuyla en ince ayrıntısına kadar ilgilenen ve sürekli, destek olmaya çalışan büyük bir Başkan'dır! Genel anlamda; Aziz Yıldırım efsane bir başkan" diyerek sözlerini noktaladı.