Gündem
  • 31.1.2016 21:10

Davutoğlu, 'Rusya'nın ihlalleri örtmesi mümkün değil'

Suudi Arabistan’daki programını sürdüren Başbakan Ahmet Davutoğlu, temaslarının son gününde Türk basınına değerlendirmelerde bulundu. Cuma günü Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Başbakan Davutoğlu, dün öğle saatlerinde bir ihlalin söz konusu olduğunu, gerek Genelkurmay Başkanının gerekse Dışişleri ve MİT müsteşarlarının kendisini bilgilendirdiğini söyledi.

Davutoğlu, “Akşam saatlerinde Sayın Cumhurbaşkanımızla da bir istişare telefonda gerçekleştirdik. Bu çerçevede Türkiye hem müttefik ülkelerin dışişleri bakanlarını bilgilendirdi hem Rus Büyükelçisini bakanlığa çağırarak gerekli bildirimde ve uyarıda bulunduk. NATO başta olmak üzere ilgili bütün uluslararası kuruluşlara bu konu aktarıldı. Artık dünyada hiçbir ülke izole değil. Dolayısıyla herhangi bir yerde hava sahası ihlali olmuşsa bunu saklamak da mümkün değil, olmamış hava sahası ihlalini var gibi göstermek de mümkün değil. Dolayısıyla Rusya’nın şu ve bu gerekçeyle işlediği bazı ihlalleri örtmesi mümkün değil. Dün bu çerçevede çok kısa süreli bir ihlal söz konusu olmuştur. Bu ihlal hem bizim radarlarımızca hem NATO radarlarınca hem de ilgili bütün uluslararası havacılıkla ilgili kuruluşlarca tespit edilmiş bir husustur. Türkiye hiçbir şekilde Rusya’yla olan gerilimi artırmak düşüncesinde değildir. Ama her zaman vurguluyoruz, Türkiye hava sahasını koruma konusunda da gerekli hassasiyeti her zaman gösterir” dedi.

Rusya’nın Suriye’deki hava operasyonlarında niyetinin hiç iyi olmadığını gördüklerini ifade eden Davutoğlu, “Türkiye’ye dönük kastetmiyorum, Suriye içindeki niyetinin iyi olmadığını gösteren hava operasyonlarıdır. Son günlerde hava operasyonları bir taraftan Türkmen Dağı civarında yoğunlaşıyor, diğer taraftan da ılımlı muhalefetin Türkiye sınırı boyunca ilerlemekte olduğu Mare -Cerablus-Hercele hattı çerçevesinde yoğunlaşıyor. DAEŞ’e karşı mücadele ettiğini iddia ederek Suriye’de bulunan Rus kuvvetleri ise ılımlı muhalefetin gücünü zayıflatmak ve DAEŞ karşısında zaafa düşürmek için, bir de Cenevre’de süren görüşmelere bir anlamda ipotek koymak için bu tür hava operasyonlarına devam ediyor. Uluslararası toplum bir samimiyet testiyle karşı karşıyadır. Dün Yamadi kampından Türkiye’ye sığınmak durumunda kalan Türkmen kardeşlerimiz, DAEŞ’le mücadele etmek yanında bir de Rus hava saldırılarıyla boğuşmak zorunda kalan Arap, Kürt, Türkmen ılımlı muhalif unsurlar hepsi Rusya’nın yaptığı bu operasyonlardan muzdarip olan unsurlardır. DAEŞ ise Rusya’nın yaptığı operasyonlardan memnun olan taraftır” diye konuştu.

Rusya’yı bir kez daha uyardıklarını söyleyen Davutoğlu, “Gerek Suriye’deki muhalif unsurlara, ılımlı muhalefete verdikleri zarar, gerekse Türk hava sahasına yönelik sürdürdükleri tehditkar tutum Rusya’nın menfaatine değildir. Bütün bu kayıtlar eldedir. NATO’nun gösterdiği dayanışma ve müttefik ülkelerin gösterdiği dayanışma dolayısıyla da teşekkürlerimi ifade ediyorum. Bütün sınır boyumuzca gerekli tedbirler alınmıştır. Rus uçağı sınırımız boyunca yaklaşırken 5 mil ve 10 milde iki kez uyarılmıştır. Artık ‘İngilizce bilmiyordu bizim pilotlarımız’ diye bir argüman da doğru değil. Rusya bütün ülkelerin sınır güvenliğine özen göstermek zorundadır. BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararlar çerçevesinde Suriye’de sivillere zarar vermek yerine Suriye’de özellikle belli bölgelerde yoğunlaşan insani suçlar konusunda da gerekli çabayı göstermek durumundadır. Bu çerçevede Cenevre’de yapılan görüşmeler bir samimiyet testi olacak Rusya için de. Bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz” dedi.

SURİYE'DE DURUM

Suudi Arabistan’da basın toplantısı düzenleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cenevre’deki barış görüşmeleri hakkında Suriyeli muhaliflerin kurduğu Müzakere Yüksek Komisyonu (HCN) Koordinatörü ve eski Suriye Başbakanı Riyad Hicab ile bugün görüşme gerçekleştirdiğini söyledi. Muhalefetin uzun süre bir tereddüdünün olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Haklı bir tereddüttür açık ifade edeyim. Madem barış görüşmeleri başlıyor, Madaya gibi, Yamadi gibi kuşatılmış yerlerdeki insani durumun iyileştirilmesi için oralara insani yardımın ulaştırılması için talepleri vardı muhalefetin. Bu 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi’nin kararıyla teminat altına alınmış bir taahhüttü. Ama maalesef uluslararası toplum rejimin, Rus ve İran unsurlarının işlediği insanlık suçlarına dönük olarak hiçbir adım atmamakta hala devam ediyor. Bu çerçevede muhalefetin bu talepleri, iki talebi vardı biliyorsunuz, bir insani yardımların ulaşması, iki muhalif unsurların tek ve bölünmez bir bütün olarak Cenevre görüşmelerine katılması ve sahte muhalif diyebileceğimiz rejimin ürettiği muhalefet ile PYD’nin bu görüşmelerde muhalefetin safında olmaması. Nitekim bu konularda Türkiye’nin de katkısıyla muhalefet tek bir grup olarak katılması konusunda önemli kazanım elde etti. Ancak insani yardımların ulaşması konusunda hiçbir adım atılmadı. Buna rağmen bizim de tavsiye ve telkinlerimizle Suriye ılımlı muhalefeti ve heyeti Cenevre’ye katılmaya karar verdi. Bugün Sayın Riyad Hicabi’yle bu konudaki taleplerini Cenevre’de gündeme getireceklerini ifade ettiler. Biz de kendilerine Cenevre’ye katılmalarının doğru olduğunu ancak Cenevre görüşmelerinde bütün bu taleplerini gündeme getirmeye devam etmelerinin olumlu bir tavır olacağını paylaştık. Bir kez daha kendilerine ifade ettim. Türkiye her zaman Suriye halkının yanındadır. Türkiye her zaman ılımlı muhalefetin yanında, DEAŞ’in, rejimin ve Suriye’yi işgale yönelen yabancı güçlerin ve yabancı devlet unsurlarının karşısındadır. Böyle olmaya da devam edecektir” dedi.

MUSTAFA VERGİVEREN
RİYAD

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 16:26

İLGİLİ HABERLER