DENİZ AKKAYA, ŞİMDİ DE GAZETECİLERE TAKTI: KÖŞE YAZARLIĞI AYAĞA DÜŞTÜ!
Şarkılar Seni Söyler'' adlı dizinin çekiminin yapıldığı ''Kemancı Bar''ın soyunma odasında Deniz Akkaya'yla iki kırık sandalye üstünde sımsıcak bir koca saat geçirdik. Her daim eleştiri oklarına hedef olan Akkaya, dünden bugüne uzanan yelpazesinde önem verdiği herşeyi içtenlikle anlattı. Uzun lafın kısası; o gün, Deniz'in sayesinde, nesli tükenmiş, içi dışında ve tuttuğunu koparan güçlü bir kadınla röportaj yapmanın keyfini yaşadım.
-Yeni çekilecek TV dizisi ''Şarkılar Seni Söyler'' de başrol oyuncusu sensin, neler hissediyorsun?
Halkın seveceği bir dizi olacağına inanıyorum. 3 senedir Abdullah Oğuz'un masasında bekleyen bir projeymiş. Ayten isminde bir karakteri canlandıracağım. Erkek oyuncu olarak Kerem Alışık düşünüldü ama, başka bir dizide başrol olduğu için bu hakkın kaybetti.
- Ayten, ''Modern bir Fahriye Abla'' mı?
Bizim dizi mahalleye yeni taşınan bir kadının hikayesini anlatıyor. Gizemli, alımlı, pek çok sır taşıyan bir kadın. Bu noktalarda Fahriye'yle benzeşiyor.
- Sen de erkeklerin rüyalarını süsleyen Müjde Ar'ı Fahriye Abla olarak beğeniyle izliyor muydun?
Müjde Ar'ı,Türk sinemasını seven herkes kadar çok beğendiğim için onu defalarca izlemiştim.
-Kamera karşısında neler hissediyorsun?
Heyecanlanıyorum, başarı adrenalinimi yükseltiyor.Yeni şeyler öğreniyorum.
-Sinema projenizden bahseder misin?
''Eğreti Gelin'' isminde, Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yapacağı bir filmin hazırlığındayız. Mutlu bir aşk hikayesini anlatmıyor.
-''Perperik'' adlı bir kürt filminde başrol oynayacağını duyduk, doğru mu bu?
Kesinleşmiş bir proje değil. Ama oynamayı çok isterim.
-''Perperik'' nedir?
Kürtçe kelebek.
-Peki bu filmde oynayarak gelecek tepkilerden çekinmiyor musun?
Ben Çerkez'im. Türkiye'de her zaman azınlıklar bir şekilde sorunlarını dile getirmeye çalışıyorlar. Bu film propaganda amaçlı yapılan bir film değil. Onların da kendilerine ait bir dilleri var ve bunu kullanmak istiyorlar. Bu çok doğal.
-Hakkari'de Kalaşnikof'la çekilen resmine büyük tepkiler gelmişti?
Ben poşu da taktım. Köşe yazarlığı artık çok ayağa düştü. Kendileri ait oldukları yorumları deforme ederek yazıyorlar. Algılamakta zorluk çekiyorlar. Amaçları dikkatleri üzerine çekmek. O resimde poşuyu bana kürtler giydirdiler, elime silahı da onlar verdiler. Burada art niyet aranıyorsa beyinde başlıyor.
-Oyunculuğun da cilveleri olsa gerek değil mi?
Türk filmlerinin gazete de yapılan haberleri sadece sevişme sahneleri. Hülya Avşar, öpüştü mü öpüşmedi mi kendi mi oynadı dublörü mü? Zuhal Olcay bir filminde çırılçıplak soyundu. Kimse, ''Zuhal hafif meşrep bir kadındır'' demedi. Herkes Haluk Bilginer'le birlikte Türkiye'nin en iyi aktrist ve aktörleridir diye konuşuyor.
-Peki sen sevişme sahnesinde oynar mısın?
Patron yönetmendir, ne derse o olur. Öpüşmem sevişmem demek çok saçma.
-Oyunculuk açısından eleştiriye açık biri misin?
Eleştiriye açık olmayan bir insan başarılı olamaz. Eleştirilmek birilerinin sizi ciddiye aldığı anlamına gelir.
-İyi bir oyuncuda olması gereken özellikler nelerdir?
Disiplinli, azimli olmak ve çok çalışmak lazım
-Gazetecilik aşkı da var sende yanılmıyorsam?
Sabah ve Bazaar dergilerinde yazdım. Abdullah Oğuz şimdi bir iki günlük gazeteyle konuşuyor. İnşallah haftanın üç ya da dört günü yazı yazacağım. (Köşe yazacağım) lafı bana antipatik geliyor. O kadar kolay değil bazı işler. Öğrendiğim şeyleri başkalarının da öğrenmesi müthiş keyif verici.
-Sana oyunculuğu işleyen birileri olmadı mı?
Hanımağa'da Selda Alkor'a bayılıyordum.Tarık Akan'ı çok beğenirim. Babamı ona benzetirim. Gülşen Bubikoğlu'na da ayrı bir sevgim vardı.
-Sanat dünyasında insanların birbirleriyle alıp veremedikleri nedir sence?
Mesela Sezen Aksu bir idol. Hepimizin mutlaka ağladığı bir Sezen şarkısı vardır. Ama biraz eli kalem tutan herkes ''Ben Sezen Aksu'dan daha iyiyim'' diyebiliyorsa bu cahil bir toplum olduğumuzu gösterir. Günübirlik şöhretin kimseye faydası yok. Hep derler; Türkiye yalan şöhretler ülkesi. Ben altın parçasıyım demiyorum, ama altın olmak için kendimi ovalıyorum, ışıldamak için çalışıyorum.
-En son ne zaman kendini mutlu hissettin?
Her iş günü bittiğinde kendimi mutlu hissediyorum.
-Estetikle güzel oldu diyenlere bir cevabın var mı?
Estetik yaptırdım, güzel oldum. Ne yapayım? Bana da bu görüntüyle iş veriyorlar. ''Hayır ben estetikle güzel oldum, ben çirkin bir insanım, ben bunları hak etmiyorum mu?'' diyeyim. Ben orjininde güzel değilim, birileri delirmiş bana iş veriyorlar. O zaman o delilerle uğraşın.
-Türkiye'nin en güzel kadınlarından biri olmaktan keyif alıyor musun?
Erkeklerden çok kadınların bunu dile getirmesi daha hoşuma gidiyor.
-Dürüstlüğüne ve tavrına hayran olduğun bir sanatçı var mı?
Sezen Aksu ve Aysel Gürel. ''Vay be Türkiye'de böyle kadınlar da varmış'' dediğim iki kadındır bunlar. Yaşlanınca, Aysel Gürel gibi hayat dolu, dobra, bir kadın olmak isterim. Ne mutlu ona.
BÖCEK VE PATLICAN TAKINTISI
-İlginç takıntıların var mı?
Böceklerden çok korkuyorum, görünce bayılabiliyorum. Bir de patlıcan deyince içim bir acayip olur.
-Fiziksel olarak kendini eleştirdiğin oluyor mu?
Ben kendimle barışık bir insanım. Bir takıntım yok. Ama ben fiziğimden para kazanıyorum. Kamerayla aşk yaşamak zorundayım. Kamera beni sevmezse kimse beni seyretmez.
-Botox yaptırdığına dair söylentilere ne diyeceksin?
Bu kadar mühim bir şey mi bu?. Yaptırırsam söyleyeceğim zaten. Bunu haber yapıp duruyorlar. Okuyana da komik geliyor ''Aman yine mi aynı şey'' diyorlar.
ÖLÜMDEN SONRAKİ HAYATA İNANIYORUM
-Ölümden korkuyor musun?
Ölümden sonraki hayata inanıyorum. Ölümden sonrasına inanmayan bir insan kurallara uymaz, hayatı umursamaz. Ben ölümden sonraki yaşama inandığım için toplum kuralları içinde kurallar koydum, onları geçmiyorum.
-Başına gelecek iyi veya kötü olaylara karşı hazırlık mısın?
''Allah gördüğümüz günleri eksik etmesin. Allah'tan hiçbir zaman daha fazlasını istemedim. Hayat çünkü size daha kötüsünü de gösterebilir. O yüzden şükretmek gerekir.
-Aslan burcusun, kolay ağlar mısın?
Herkesin ortasında ağlama huyum yoktur. Ama duygusal biriyim. Sevdiğim insanın yanında rahat ağlarım.
-Zırhın altında sanki farklı bir Deniz Akkaya var?
Deniz Akkaya'yı, hayatımı çok fazla kişiyle paylaşmak istemiyorum. Paylaşırsam bir gün bana karşı koz olarak kullanılacağına inanıyorum. Hayatımda hiçbir zaman evimde röportaj kabul etmedim. Çünkü evim bana özel.
DAVUL BİLE DENGİ DENGİNE ÇALAR
-Bir erkekte dikkatini çeken üç özellik nedir?
Kariyer ve başarı. Hayata dört elle sarılan biri olmalı.
-Yakışıklı olması önemli değil mi?
Yok hayır.
-Evlenirsem zengin bir erkek olur dediğin doğru mu?
Hep derler ya davul dengi dengine. Benim bütçemle en azından denk olursa problem çıkmaz. Evlilikler ekonomik problemlerden dolayı bitiyor. Yakışıklı ya da zengin olsun benim aradığım şey bu değil.
-Evlenmeyi düşünüyor musun?
(3 sene sonra evleneyim, 5 sene sonra çocuğum olsun) demem hepsi kaderdir. Ben kaderciyimdir. Belki hiç olmaz, orasını Allah bilir.
SOKAKTA HAKARET EDENE CEVABINI YAPIŞTIRIRIM
-Sokakta yürürken seni beğenmeyip bunu yüzüne söyleyenler oluyor mu?
Çok sık oluyor. Ben de hakikatten gerekliyse fikrimi paylaşırım. Eleştiriye açığım, sokakta yürürken sırf sataşmak için laf atanlara, hakaret edenlere cevabını anında yapıştırırım, kırarım da.
-Ankara'da evli bir adam sana hayranlığını dile getirince karısıyla boşanmış?
Evet gazetelerde''Deniz yüzünden boşandı'' diye manşet atmışlar. Haberim bile yok! Adam dürüst davranmış, bunu eşiyle paylaşmış. Bence evliliklerinde başka problemleri varmış, bana mal edilmiş.
(D.B. Tercüman)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:57