Gündem
  • 29.3.2003 01:09

DENKTAŞ : TAYYİP ERDOĞAN'IN TEKLİFİ YENİ BİR AÇILIMDIR.İNŞALLAH NETİCEYE GÖTÜRÜR

LEFKOŞA - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs sorununun çözümü için ortaya koyduğu Türkiye, İngiltere, Yunanistan, KKTC ve Güney Kıbrıs'ın toplantı yapmasının yeni bir açılım olduğunu belirterek, "İnşallah bir neticeye götürür" dedi. Cumhurbaşkanı Denktaş, bugün bir kabulü sırasında, böyle bir girişimin olup olmadığı, BM'nin buna dahil olup olmayacağının sorulması üzerine, BM'nin her toplantıya dahil olması gerekir gibi bir kural olmadığını söyledi. Denktaş, Kıbrıs meselesinin, söz konusu 5 ülke arasında rahatlıkla halledilebileceğini, bunun şartının tarafların birbirlerinin eşitliğini kabul etmesi olduğunu ifade ederek, bunun için temaslar yapıldığını, temasların sürdürüleceğini ve zemin hazırlanabilirse toplantının yararlı olacağını söyledi. Denktaş, "Yeni bir açılım yapılmıştır. İnşallah bir neticeye götürür" diye konuştu. Denktaş, bu konuda geçmişte birçok beyanat verdiğini ve Türkiye ile Yunanistan'ın sorumluluğunu bilip biraraya gelmesini çok savunduğunu kaydetti. "ANARŞİST EYLEMLER" Denktaş, halkın ekonomik sıkıntısından istifade ederek, 9 ay sonra yapılacak seçimlerde seçim kazanmak için anarşi çıkarılmak istendiğini, müsamahakar bir durumun anarşist eylemlerle bozulduğu söyleyerek, "Buna tabiatıyla daha fazla tahammül edilemez" dedi. Diplomatlardan da icazet alarak referandum yapılmaya çalışıldığını söyleyen Denktaş, şöyle devam etti: "Dünyaya sen 'referandum yaptım' yalanını söyleyeceksin, biz 'bu referandum yasal değil, yalancılıktır' diye feryat edeceğiz, ama 'referandum yaptık' diyenler dinlenecek. Siz bunu yapmak için yola çıktınız. Onun için engel olmak gerekti." Cumhurbaşkanı Denktaş, Kıbrıs'taki büyükelçilerin KKTC'nin içişlerine müdahalesinin artık kabul edilemez hale geldiğini belirterek, "Dünyanın hiçbir yerine büyükelçiler, bulundukları ülkenin içişlerine bu kadar müdahale edemezler" diye konuştu. AB'ye de seslenen Denktaş, "Nedenlerini araştırmadan böyle bölünmüş bir memleketi, tüm ilkelerinize rağmen üye yapmak ve bunu baskı olarak kullanmak var mıdır sizin kitabınızda" diye sordu. Rahatsızlığına rağmen kısık sesiyle yaklaşık 25 dakika süren konuşma yapan Denktaş, bir devletin gökten zembille inemeyeceğini, KKTC'nin de önemli mücadelelerin ardından kurulduğunu belirterek, uzmanların, etnik bir kavgadan sonra insanları bir araya getirmenin facia olacağını, önce ayrılığın esas olması, iyi komşuluk ilişkilerinin ardından birleşmenin güven içerisinde insanlara bırakılması gerektiğini söylediklerine dikkat çekti. Denktaş, Kıbrıs'ta ayrılıktan sonra barış ve huzurun görüldüğünü ifade etti. Rumlar'ın ayrılığı hazmedemediğini, silahla ve ambargolarla elde edemediklerini AB ile elde etmeye çalıştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Denktaş, "Yanlış inançla içimizdeki çalkantıları yaratmış olmaları üzücüdür. Ümit ederim ki, gerçekler ortaya çıktıkça, halkımız da, en doğrusunu yaptığımızı görecektir" dedi. İnsanları yerinden söküp yeniden ekmenin cinayet olduğunu kaydeden Denktaş, dünyanın, Kıbrıs Türklerin niye AB'ye gelmeyip de "önce anlaşalım" dediğini sorması gerektiğini dile getirdi ve Rumların AB'yi araç olarak kullandığının görülmesi gerektiği üzerinde durdu. Denktaş, AB'ye seslenerek şöyle dedi: "'Kıbrıs en iyi adaydır' diyorsunuz. Adaylarınız arasında kendi ülkesinin anayasasını yırtıp atmış, bu anayasada nüfusun dörtte birine, eşitlik hakları verilmiş bir halka, 'sen benim azınlığımsın, ben senin meşru hükümetinim' demiş olan başka bir üye var mıdır? Bir üyeniz var mıdır ki, nüfusun 4'te 1'ine 40 yıldır ambargo uyguluyor ve 11 yıl terörü Kıbrıs'a sahip olmak için bir araç olarak kullanmıştır. Karşı taraf Türk'tür diye, 16 günlük bebekleri, 90'lık ihtiyarları toplu mezarlara gömmüştür. Var mıdır böyle bir adayınız? Var mıdır herhangi bir üyeniz. 2 taraf arasında BM 40 yıldır nöbet tutarken, bir memleket ikiye bölünmüş, nedenlerini araştırmadan böyle bölünmüş bir memleketi, tüm ilkelerinize rağmen üye yapmak ve bunu baskı olarak kullanmak var mıdır sizin kitabınızda?" "REFERANDUM DEMESELERDİ" KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, halkın ekonomik sıkıntısından istifade ederek, 9 ay sonra yapılacak seçimlerde seçim kazanmak için halkı peşlerine takarak anarşi oluşturmak isteyenlerin bulunduğunu, müsamahakar bir durumun anarşist eylemlerle bozulduğu şeklinde görüş belirtti. Denktaş, "Buna tabiatıyla daha fazla tahammül edilemez" dedi. Doğancı'daki olaylara değinen Denktaş, "referandum" denilmeseydi, daha önce olduğu gibi "imza toplayacağız, ateş yakacağız" denilseydi kimsenin olaya birşey demeyeceğini ifade ederek, zaten devletin verdiği imkanlardan yararlanarak istenildiği gibi sövülüp sayıldığını kaydetti. "Diplomatlardan da icazet alarak referandum yapılmaya çalışıldığını" söyleyen Denktaş, "Dünyaya sen 'referandum yaptım' yalanını söyleyeceksin, biz 'bu referandum yasal değil, yalancılıktır' diye feryat edeceğiz, ama 'referandum yaptık' diyenler dinlenecek. Siz bunu yapmak için yola çıktınız. Onun için engel olmak gerekti" şeklinde konuştu. ABD ELÇİSİNE MEKTUP ABD Büyükelçisi Doğancı'daki polis tedbirini kınarken, ABD'de Beyaz Saray önünde savaş karşıtı gösteri yapanların Amerikan polisi tarafından tartaklanıp tevkif edildiğini hatırlatan Denktaş, "Sen de bu yapıldığında hürriyet var. Asayiş için, nizam için bunu yapabilirsin. Bizde, 'yasalara aykırı bir eylemi yapamazsın' denildiğinde, kınıyorsun. Bu bizim çok tuhafımıza gitti" dedi. ABD Büyükelçisi'nin yaptıklarına çok üzüldüklerini belirten Denktaş, ABD Büyükelçisi'ne mektup yazarak, halkı, hükümeti ve devleti adına üzüntülerini duyuracağını açıkladı. Denktaş, Kıbrıs'taki büyükelçilerin KKTC'nin içişlerine müdahalesinin artık kabul edilemez hale geldiğini kaydetti ve "Dünyanın hiçbir yerine büyükelçiler, bulundukları ülkenin içişlerine bu kadar müdahale edemezler" diye konuştu. Annan Planı'nı zaten Rum tarafıyla müzakere edemediklerini, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alvaro De Soto ile koordinatörlerin plana sahip çıktıklarını, eleştirileri kaale almadıklarını, tenkitleri şahıslarına saldırı olarak nitelediklerini anlatan Denktaş, "Bize uzlaşmazlık damgasını vurarak işin içinden çıkmak istediler" şeklinde konuştu. "HUZUR İÇİNDEYİZ" Denktaş, Annan Planı'nı imzalasaydı, bugün evlerinden, devletinden edilen 100 bin kişinin sokaklarda olmuş olacağını ifade ederek, bu açıdan huzur içinde olduklarını belirtti. Kıbrıs meselesinin muhakkak halledileceğini, gerçeklerin ve taleplerin hep bir ağızdan söylenmesi halinde meselenin de o kadar erken halledileceğini dile getiren Denktaş, şöyle devam etti: "Yoksa içimizden bazıları, 'temsilci olarak gördüğünüz adam bizi temsil etmez' diye arkamızdan pazarlıklar yaparsa, tabiatıyla işlerine geldiği şekilde algılayacaklar ve onlarla işbirliği yaparak bir düzen kurmaya kalkışacaklardır. Bunu yapmaya çalıştılar, başaramadılar. Muazzam paralar akıttılar; akıtılmaya devam edilmektedir. Özel kişiler yetiştirildi yıllardır, bu işleri yapsın diye. Başaramadılar. Niçin? Çünkü bu halk, devletin nasıl ve ne maksatla kurulduğunu, devletsiz bir halkın erime noktasına nasıl gittiğini bilmektedir. Halk sağlamdır. TMT ruhuyla silahlanmıştır. Bu ruhla, er-geç hakkı olanı elde edecektir." "DE SOTO İNŞALLAH RAPORUNU ÖFKEYLE YAZMAZ" Denktaş, bir soruya karşılık, Annan Planı'nın derhal imzalanmasını isteyenlerin yabancı diplomatlarla temas halinde olduğunu, kendilerinin ve Türk diplomatların söylediklerinin kaale alınmadığını ifade ederek, şimdi Annan Planı'nı devam ettirme çabasında olunduğunu kaydetti. De Soto'nun ay sonunda raporunu BM Güvenlik Konseyi'ne vereceğini anımsatan Denktaş, De Soto'nun ağırlığını Rumlar lehine kullanmamasını dileyerek, şöyle dedi: "De Soto, planı yavrusuymuş gibi sevmiştir ve bize kabul ettirmeye çalışmıştır. Kabul etmemiş olmamızdan da çok öfkelenmiştir. İnşallah raporunu öfkeyle yazmaz ve bize haksızlık etmez. Göreceğiz. Bazı arkadaşlarımız, bizim, Rum'un ve Türkiye'nin kabul etmediği, Yunanistan'ın kabul eder gördüğü planı, 'Güvenlik Konseyi kararıyla canlı tutsun, AB kararıyla Kıbrıs'ın giriş belgesine alsın' demek suretiyle boynumuza büyük bir ağırlık olarak asmakta ve bizi denize atmaktadırlar. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur." Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:41

İLGİLİ HABERLER